Kültür ve Turizm Bakan yardımcısı Ahmet Misbah Demircan’nın İstanbul’daki makamında gerçekleşen programa, Müslüm Gürses’in 40 yıllık yakın dostu ve platformun başkanı Muhteşem Candan, başkan yardımcıları Suzan Yücel ve Yılmaz Tunç ile fotoğraf sanatçısı yönetmen Ali Eşitmez, eğitimci sanatçı Çilem Duman ve Ahde Vefa Platform başkanı Nuran Kırlak ile ailenin manevi oğlu Taner Akkuş da katıldı.
"Düzenli Anma Programlarla Hatıraları Yaşatılabilir"
Bakan yardımcısı Demircan: “Bu ziyaret benim için çok değerli. Müslüm Gürses; tüm milletimizin gönlünde taht kurmuş duruşu, kişiliği karakteri ve özellikle de maneviyat yüklü duygularını bizlere yansıtabilen bir sanatçımız. Tüm sanatçılarımız için aynı şeyi söylemek mümkün aslında ancak, Müslüm Gürses bu duyguyu daha derinden yaşayan ve dinleyicilerine de bunu aktarabilen biriydi. Bu minvalde sanatçımız ile ilgili yapılacak her proje değerlidir. Tavsiyem odur ki, kendisini anma programları yapılsın. Bu imkanla da sevenlerini ve kendisine gönül verenleri, yılda bir kez de olsa bir araya getirilsin. Müslüm Gürses felsefesini Z kuşağı ile gelecek nesillere aktarmanın en güzel yolu, onu layıkıyla anmak ve hatıralarını da yaşatmaktır. Bu vesileyle burada bulunanlar başta olmak üzere, tüm Müslüm Gürses sevenlerini bu anlamlı çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum. Düzenli anma programlar yaparak sanatçımızın hatıraları yaşatılabilir. Bizler de bu vesileyle anlamına ve amacına uygun olan her projenin yanında oluruz.” Vurgusunda bulundu.
"Unutmayacağız, Unutturmayacağız"
Müslüm Gürses’in piyasaya sürülmemiş şarkılarından oluşan ‘Mahzendeki Şarkılar 3’ albümünü hayata geçiren ve sanatçının 50 yıllık aile dostu plakçı Muhteşem Candan: “Müslüm Gürses çok farklı bir insandı. Tanıdığım günden son nefesini verdiği saniyeye kadar hep farklı oldu. Kimisinin kaderinde zengin bir aile çocuğu olarak doğmak varken, kimisinin de yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğmak ve yokluk içinde büyümek vardır. Çocukluğundan beri yaşadığı travmalar onun daha sonraki yıllarda acı dolu şarkıları seslendirmesinde etken olan en önemli faktör olmuştur. Acıyı yaşadığınız zaman anlatabilirsiniz, keza mutluluğu da öyle, tüm duyguları yaşamadan anlatamazsınız. Zorlukları hissetti ve sırası geldiğinde şarkılarında hissettirdi. Gürses ailesinin hatıratını yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak benim manevi görevimdir ki, bunun için elimden geldiğince bu hizmetin önünde olacak ve diğer baba dostlarına da öncülük edeceğim. Ailenin bulunduğu mezarlıktaki kabre yönelik yapılan yetkisiz sahiplenmeler, gerekse de kişilik haklarına yönelik yapılacak olası olumsuzluklara karşı mücadele etmek için ailenin avukatı hukukçu Onur Şahin’in de destekleriyle taşın altına elimizi koyduk. Özellikle de tüm telif haklarına karşın da ailenin hukuki sorumluluklarını da üstlenmiş bulunuyor ve bu nedenle icap edecek tüm haklarımızın korunmasına yönelik hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdürmeye de kararlıyız. Tüm bu nedenlerle aile adına bir platform kurduk ve adını da “Baba dostları” koyduk. Böylece o güzel insanları unutmayacağız, unutturmayacağız. Bu vesileyle anlamlı bu oluşumun mimarı Taner Akkuş kardeşim başta olmak üzere Nuran Kırlak, Yılmaz Tunç, Suzan Yücel ve tüm baba dostlarına ayrı ayrı teşekkür ederken, bizleri makamında misafir eden bakanımız sayın Ahmet Misbah Demircan’a şükranlarımı arz ediyorum.”
“Müslüm Gürses Felsefesini Yaşatmak İstiyoruz”
Muhterem Nur’un “Keşke oğlum olsaydı” dediği, manevi evladı Taner Akkuş: ”Müslüm Gürses’in şarkıları dinlendikçe onun gibi yaşayanların, onun gibi düşünenlerin “Müslümcülük Felsefesi” denilen bir yaşam kültürünü ortaya çıkardı. Bu felsefe aslında Müslüm Baba’nın şarkılarında anlattıkları ve onun beden dilinden ortaya çıkan bir yaşam şekliydi. Bu nedenle içselleştirilmiş duyguları aşka entegrelemek önemlidir. Aşk onun için de çok önemliydi. Sevilen, âşık olunan insan kendisinin de bir şarkısında söylediği gibi “tarifi imkansız güzellik” taşır. Kaldı ki, manevi annem Muhterem Nur hanımefendi ile aralarında yaşadıkları tertemiz ve berrak aşkın tarifinde bile aldatma, kandırma ve yolda bırakma yoktur. Son yıllarda artan boşanma vakalarına ve aile içi şiddet olaylarına bakıldığında Müslüm Gürses felsefesinin aile içi bağlarındaki yaşam normları olan ahlaki etik değerlerin ve aile içi sadakâtin önemini de ortaya çıkarır. Gözlemlerimize göre bu durum aslında psikoloji alanının konusu ki, sanatçı ve hayran ilişkisi, dünyada hiçbir sanatçıda görülmemiştir. Bu nazar ile, Anadolu topraklarının saf yaşantısını metropol şehirlerdeki kültürle entegrelemek ve Aşık Yunus Emre ile Mevlana gibi büyük ekollerin bıraktığı sevgi ve hoşgörü mirasını hayatın olağan akışıyla birleştirerek, gelecek nesillere aktarmak amaçlı bir oluşum kurduk. Büyük emeklerle hedeflenmiş olan bu konuya ilişkin üst düzey önemli birçok isimle istişare ederek kurulan bu oluşuma tüm baba dostlarını bir çatı altında toplayarak, büyük bir aile olmanın da gereğini yapmaya, birlikte bu ekolü yarınlara taşımaya davet ediyoruz. Anlamlı bu büyük projeye öncülük yapan Muhteşem Candan ağabeyimize teşekkür eder ve güzel yüreği ile dinleyip bizleri misafir eden sayın bakanımız Ahmet Misbah Demircan’a hürmetlerimi sunuyorum.” diyerek, sözlerini tamamladı.
"Müslüm Abinin Bendeki Yeri Dolmayacak"
Fotoğraf sanatçısı yönetmen Ali Eşitmez:”Kendisinin fotoğraflarını çekerken veya kendisi ile ilgili projelerin testisini yaparken öyle bir naif kişilikle yaklaşırdı ki, emeğin karşılığını sektörümüzde almamış olmasına rağmen, karşısındaki kişinin alın teri kurumadan hakkını ziyadesiyle teslim ederdi. Çok erken hakka teslim ettiğimiz baba sanatçı Müslüm Gürses, aslında gelecek nesillere aktarılmasını hedeflediği bir çok projeleri vardı. Özellikle de son klibinin hazırlığını yaptığımız bir zamanda kaybettik kendisini. Çok üzüldüm. Hatırladıkça da birlikte geçirdiğimiz çok değerli zamanları yâd ediyorum. Sanat camiasında böyle bir üsluba sahip, sevgi ve kardeşlik temeline dayalı bir yaşam felsefesi sürdürmek neredeyse zordur. Sayıları çok az olan iyiler hep iyi atlara binip gittiler. Onlara selam olsun. Bu nedenle hatıralarını yaşatmak amaçlı geliştirilen bu oluşumu çok doğru buluyorum. Hayattayken kıymeti bilinmeyenler genelde vefatından sonra akla gelirler. En azından hayat felsefeleri bizlere ve yarınlara miras kalır. Bu mirası taşıyacak ve sevenlerini bir çatı altında toplayacak bu oluşumu düşünerek hayata geçiren; başta Taner Akkuş kardeşim olmak üzere, pek kıymetli ağabeyim ve ustam Muhteşem Candan, değerli ablam Nuran Kırlak ve yol arkadaşım opera ve caz sanatçısı Çilem Duman’ı tebrik ediyorum. Sayın bakanımız Ahmet Misbah Demircan beye de misafirperverliği için çok teşekkür ediyorum” açıklamasını yaptı.
Eşi benzeri görülmemiş bir hayranlık
Ahde vefa platform başkanı Nuran Kırlak: “Müslüm Gürses hayranlarına değinmem gerekirse; Müslüm Gürses’in seksen-doksanlı yıllarda dinleyici kitlesi artan dinamik zeminde sayıca çoğalmalar akabinde fanatikleşmiş olduğunu gördük. Sanatçı ile hayranları arasında öylesine büyük bir sevgi bağı kurulmuştur. Müslüm bey bu bağı taşırken kendisine olan bağlılığı aşk, sevgi ve iletişimi akıl almaz etkileşimle başardı. Sevenleri, sevgilerini kendisine şiddet görünümlü duygularla gösterse de O’ her zaman “sevgidir meşrebimiz bizim.” dedi. Müslüm Gürses’in hayranları onu vefatından sonra da sevmeye ve kendisinin bulunduğu Zincirlikuyu mezarlığında bulunan kabrini ziyarete halen de devam ediyor. Baba dostları hemen hemen her hafta Pazar günleri mezarlıkta toplanıyor ve bu buluşmalarında bir araya gelerek hasret gideriyor. Her gün bir çok hayranı da mezardaki kabrin çiçeklerini temizliyor ve olası bir olumsuzluklara karşı da kabir de nöbet tutuyor. Yıl dönümü olan her 3 martta Anadolu’nun her yerinden gelenleri karşılamak, konaklamaları ve misafir edilmeleri konusunda imkanlar oluşturmak amaçlayan çalışmalar var. Bu nedenle başlatılan bu oluşumu çok doğru buluyorum. Biz de Ahde Vefa olarak her zaman bu platformun yanında olduğumuzu söylemek istiyoruz. Bu vesileyle de projenin mimarı, siyasi danışmanımız Taner Akkuş’u kutluyorum. Projenin öncülüğünü yaparak kadirşinas dostluğunu gösteren, Muhteşem Candan beyi de tebrik ediyorum. Bu programda emeği geçen başta sponsorumuz iş adamı Dilaver Ablak, Tülay İncegül, Fatma Çiçek Geyik, Tuğba Koç Koldaş, Derya Yılmaz, Ali Eşitmez, Çilem Duman, Yılmaz Tunç, Suzan Yücel Gül Gürsel Altınöz ve Güler Demirhan’a katılımları için çok teşekkür ederim. Ayrıca bizleri misafir ederek onurlandıran Kültür ve Turizm Bakan yardımcımız sayın Ahmet Misbah Demircan’a da saygılarımızı arz ediyorum.” Şeklindeki sözlerini noktaladı.