Kahramanmaraş başta olmak üzere 11 ili etkileyen depremlerde, binlerce insan hayatını kaybetti. Yaşanan büyük felaketin ardından Türkiye tek yürek oldu ve depremzedelerin yaralarını sarmak için harekete geçti.
Bu süreçte yurdun dört bir yanından gönüllüler afet bölgesine akın etti. Burada canla başla verilen mücadelede ortaya duygu dolu görüntüler çıktı.
Öte yandan bu seferberliği gölgede bırakmak isteyenler de oldu. Felaketin ilk gününden itibaren sosyal medyada provokasyon amaçlı çok sayıda paylaşımlar yapıldı.
Yapılan çalışmaları sekteye uğratan, sahadaki ekiplerin ve depremzedelerin moralini bozarak dayanma gücünü zayıflatan, Türkiye'nin her bölgesinde yardım için sıraya giren her yardımseverin güvenini sarsan yalanlar art arda geldi. Bu kapsamda, ilgili birimler de harekete geçti.
Asılsız ve yalan haberlerin yayılmasında büyük rol oynayanlardan biri de Ekşi Sözlük idi.
Ekşi Sözlük'e erişim engeli
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), yaptığı açıklamayla Ekşi Sözlük'e erişimin engellendiğini duyurdu.
21 Şubat 2023 tarihinde alınan bu karar sonrası Ekşi Sözlük sitesine giriş yapılamıyor.
Murat Bardakçı kararı destekledi: Geç bile kalındı
BTK'nın bu kararını destekleyen Tarihçi Murat Bardakçı, Habertürk'teki yazısında "Kapatma teşebbüsünde geç bile kalındı" dedi.
"Bu sansür değil, gereklilik idi"
Erişim engelinin bir sansür değil, gereklilik olduğunu da belirten Bardakçı, şu ifadeleri kullandı:
Bir internet sitesi düşünün: Yalan, iftira, kışkırtma gırla gidecek, üstelik bu kadarla da kalmayacaklar, şahıslara küfür ve hakaret artık rutin hâlini alacak ve bütün bu edepsizlikler takma isimlerin arkasına saklanılarak yapılacak...
Sözlük yazarlarının çoğunu tenzih ederim ama hayatta bir halt olamadıkları için klavyenin başına geçince ağzından salyalar saçan küfürbaz sanal arslanlara dönüşen bir güruh, ezikliğini etrafa hakaretler yağdırarak tatmine çalışıyordu. Ekşi Sözlük’ün “düşünce özürlüğü” iddiasının arkasına sığınan yönetimi, editörü, hukukçusu, vesairesi de böylelerini hizaya getirmeye uğraşmak yerine yapılanlara senelerden buyana göz yumuyordu...
Üstelik, bu şekildeki haysiyet cellâtlığından para bile kazanıyorlardı! Size edilen küfürler ve yağdırılan hakaretler terbiyesizlere reklam geliri olarak dönüyordu; yani yediğiniz küfür, adamların cebine para girmesine vesile olmakta idi!
Bu tatsız, mayhoş, kekremsi ve terbiyesiz platform sadece kışkırtıcı yalanlarla ortalığın karıştırılmasına imkân sağladığı için değil; şahıslara ana-avrat küfredilmesi, iftiralar yağdırılması ve kişisel hakların pervasızca ayaklar altına alınması gibi hayâsızlıklara yol açtığı için kapatılmayı zaten çoktan haketmişti; kapatılması da sansür falan değil, bir gereklilik idi!
Murat Bardakçı'nın yazısının tamamını okumak için tıklayın