Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, kendisine yönelik eleştirilerde muhataplarını arayarak tepki göstermeyi tercih ediyor. Geçen günlerde gazeteci Fatih Portakal, İnce ile yaptığı görüşmeyi anlatmıştı.
PORTAKAL, SAYMAZ, MENGÜ, DEMİRTAŞ...
İnce'nin kendisini arayarak sitem ettiğini anlatan Portakal, “Küstü bana. Böyle bir siyasetçinin olmaması gerekiyor. İnce gibi bir insanın bizi yönettiğini düşünsenize. Muhalefetteyken böyle, başa geldiğinde acaba gerçekten demokrat bir yönetici olabilir mi olamaz mı?” demişti.
Öte yandan gazeteci İsmail Saymaz da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, İnce’nin kendisine de “küstüğünü” belirtmişti.
Saymaz, “Muharrem İnce bana da küstü. Fakat neden küstü, hangi aşamada küstü, onu anlayamadım. Arıyorum, açmıyor. Bir siyasetçinin, hele hele Cumhurbaşkanı adayının gazeteciye küsmesi çok tuhaf” demişti.
Gazeteci Nevşin Mengü de Muharrem İnce'nin kendisini aradığını belirterek, "Sinirlendi. Biraz da ağır konuştu" demişti.
Son olarak Prof. Dr. Özgür Demirtaş da yaptığı paylaşımda, “Muharrem İnce bana da mesaj attı. Siyasetten anlamadığımı söyledi. Nevşin Mengi ve Fatih Portakal’ı da aramış anladığım kadarı ile” ifadelerini kullanmıştı.
KİMLERE, NEDEN KÜSTÜĞÜNÜ ANLATTI
Söz konusu 'küskünlüklerin' gündem olmasının ardından; Memleket Partisi Genel Başkanı İnce, gazeteci Fatih Altaylı'yı arayarak hangi gazetecilere, neden küstüğünü anlattı.
Altaylı'nın yazısına göre İnce, telefon görüşmesinde şöyle konuştu:
"'Nevşin Mengü. Bir şey yazmış aradım. Yazdığının doğru olmadığını, böyle bir şey yazmaması gerektiğini söyledim.
‘Yazarım kardeşim’ dedi.
'Ben senin kardeşin değilim. Babanın arkadaşıyım' dedim. Telefonu suratıma kapattı. Ben Nevşin Mengü’den 20 yaş büyüğüm. Bu yaptığı terbiyesizlikti. 'Kardeşim' diyen ve böyle konuşamayacağını söyleyen birinin suratına telefon kapatanla siz olsanız bir daha konuşur musunuz!
Fatih Portakal ile aslında bir sorun yaşamadık. Bir konu ile ilgili aradı konuştuk. Sonra programına davet etti. Sosyal medyada yayın yaptığı bir program. Katılmayacağımı söyledim. Kızdı. 'Her çağrıldığım programa konuk olmak zorunda mıyız?' dedim.
Bir daha da konuşmadık.
İsmail Saymaz’ı ise bir partinin gazetecisi olarak görüyorum. CHP sözcüsü gibi. Her şeyi CHP adına yapıyor. CHP kulislerinde dolaşıyor. Bu kadar partili olduğunuz zaman gazeteci olmuyor siyasi taraf oluyorsunuz. Aramızdaki sorun bu. Kendisi CHP basın sözcüsü olduğu için onunla işim olmaz.
Özgür Demirtaş Hoca ile ilgili olay ise birkaç yıllık.
Bir yorum yaptı ben de 'Hocam ekonomiyi iyi biliyorsunuz ama siyaseti hiç bilmiyorsunuz' dedim. Bunu da gülerek söyledim. Kendisini ararım, niye küseyim…'"
Altaylı ayrıca İnce'nin “Eleştiriye açığım. Cumhurbaşkanı seçilirsem de açık olacağım. Siz inşallah Cumhurbaşkanı olduğum zaman da, boş beleş birini Cumhurbaşkanı seçtik diye yazacak kadar özgür olacaksınız. Tüm gazeteciler özgür olacak” dediğini aktardı.
Fatih Altaylı yazısının sonunu şöyle tamamladı:
"Güldüm.
Kapattık.
Muharrem Bey’i seviyorum aslında. Belki de, geçen seçimde mağdur edildiği içindir."