Çoğunlukla iyi huylu tümörlerden oluşan miyomlar kadınlar için bazen ciddi sonuçlar da doğurabiliyor. Miyomlar, jinekolojik muayenelerle fark edilmesi çok zor olmayan bir rahatsızlık olsa da bu kontrolleri atlayan birçok kadın mevcut. Bu yüzden miyomları olduğunu bilmeden yıllarca o şekilde yaşayan kadınlar daha sonra bambaşka ciddi rahatsızlıklarla uğraşmak zorunda kalıyor. İşte, rahimdeki miyoma ilişkin tüm detaylar!
MİYOM NEDİR?
Myomlar, rahimde görülen anormal düz kas çoğalması olan ve en yaygın görülen iyi huylu tümörlerdir. Bu tümörler düzgün sınırlı kitleler olup farklı yerleşimlerde (intramural, subseröz, intrakaviter, saplı vb.) bulunabilirler.
Myomların nedeni olarak östrojen hormonu suçlanmasına rağmen, ailesel yatkınlığın da rol oynadığı bilinmektedir. Bu tümörler hormon bağımlıdır ve üreme döneminde kadınların yaklaşık beşte birinde ( ) görülür. Menopozla birlikte hormon düzeylerinin azalması sonucunda myomların boyutlarında küçülme gözlenebilir. Obez ve doğum yapmayan kadınlarda bu tümörler daha sık görülür.
Gebelik sırasında myomlar büyüyebilir ve ağrıya neden olabilir. Özellikle büyük boyutlardaki subseröz myomlar, rahim kavite boşluğuna baskı yaparak kısırlık, düşük, tekrarlayan gebelik kaybı ve erken doğum riskine yol açabilir.
MİYOM BELİRTİLERİ NELERDİR?
Myomlar genellikle semptom vermezken, rahmin kasılma yeteneğini olumsuz etkileyerek düzensiz, uzun süren ve şiddetli kanamalara ve bu kanamaların neden olduğu anemiye yol açabilir. Çoğu zaman hastalar kanamaların normal olduğunu düşünerek buna adapte olurlar ve derin anemi, erken yorulma gibi şikayetlerle doktora başvururlar.
Büyük boyutlara ulaşan myomlar karında şişlik, ağrı, hazımsızlık, kabızlık, gaz gibi şikayetlere neden olabilir. Ayrıca idrar torbasına baskı yaparak sık idrara çıkma ve böbrek problemlerine yol açabilirler. Nadir durumlarda, kavite içinde yer alan saplı myomlar rahim kavitesinin dışına çıkarak ilişki sonrası kanama, enfeksiyon kaynaklı kötü koku ve akıntı gibi sorunlara neden olabilirler.
Myomların tanısı genellikle pelvik muayene ve ultrasonografi ile kolaylıkla konulabilir. Tanı ve tedavi sürecinde üç boyutlu ultrasonografi (USG), manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemlerinden yararlanılabilir
MİYOM NEDEN OLUR?
Rahimde miyom olan hastalarda ailesel yatkınlığın etkisinin olduğu düşünülmektedir. Miyomu olan kadınların annelerinde veya kız kardeşlerinde miyom görülme olasılığı daha yüksektir.
Östrojen ve progesteron hormonlarında düzensizliklerin, rahimdeki kas hücrelerinin büyümesini tetiklediği belirtilmektedir. Bu hormonlardaki dengesizlikler özellikle miyom gelişiminde önemli bir rol oynar.
Çevresel faktörler ve beslenme şekli de miyom gelişimini etkileyebilir. Endüstrinin gelişmesiyle birlikte, östrojeni taklit eden kimyasallar içeren birçok ürün bulunmaktadır. Kozmetik ürünler, tuvalet malzemeleri (sabun, diş macunu vb.), ilaçlar ve plastik kaplar gibi ürünler vücuda östrojen yüklenmesine neden olabilir.
Kırmızı et ağırlıklı bir beslenme tarzına sahip olanlar ve aşırı kilolu kadınlar miyom gelişme riski daha yüksektir. Bununla birlikte, sebze ve meyve ağırlıklı beslenme rahimde miyom riskini azaltabilir.
Özetle, miyom gelişiminde genetik faktörlerin yanı sıra hormon dengesizlikleri, çevresel etmenler ve beslenme şekli etkili olabilir.
MİYOM TEDAVİSİ NEDİR?
Miyomların çoğu belirti veya şikayetlere neden olmadan rastlantısal olarak tespit edilir. Bu durumda genellikle tedavi gereksizdir ve miyomlar periyodik olarak takip edilir.
Ancak bazı durumlarda miyomlar belirtilere yol açabilir ve tedavi gerekebilir. Tedavi genellikle cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilir. Ameliyat kararı, hastanın yaşına, şikayetlerine, miyom sayısına ve yerleşimine, ayrıca hastanın çocuk sahibi olup olmamasına göre verilir ve ameliyatın kapsamı belirlenir.
Miyom ameliyatları iki şekilde yapılabilir. İlk seçenek miyomun çıkarılmasıdır. Eğer hastanın çocuğu yoksa ve ileride çocuk sahibi olmayı düşünüyorsa, miyomun çıkarılması işlemi uygulanabilir. Bu şekilde rahmin fonksiyonu devam eder ve hastanın miyom tekrar oluşuncaya kadar çocuk sahibi olabilmesi mümkün olabilir.
İkinci seçenek ise rahmin tamamen çıkarılmasıdır. Miyomlar rahim tarafından sıkça üretilen tümörler olduğu için eğer hastanın çocuğu varsa ve başka çocuk doğurma planı yoksa, 40'lı yaşlardan sonra rahmin alınması önerilebilir. Bu şekilde miyomların tekrar oluşması engellenmiş olur.
Sonuç olarak, miyomlar genellikle belirti vermez ve takip edilirken tedavi gerektirmez. Ancak belirtiler ortaya çıkarsa ve tedavi gerekiyorsa, cerrahi müdahale seçenekleri değerlendirilir ve hastanın durumuna göre ameliyat planlanır.