Antep'te faaliyet gösteren Merinos Halı'da 2021 yılında 5 binden fazla işçi çalışırken bu sayı 4 binlere düşmüş durumda. Son dönemde yaklaşık bin işçinin işten çıkarılmasıyla iş yükü de arttı.
İşten çıkarılan ve hala fabrikada çalışmaya devam eden işçiler, iki kişinin yaptığı işin artık bir kişi tarafından yapıldığını ve iş yükünün çok ağır olduğunu anlattı.
'İŞTEN ÇIKARMALARIN SÜRECEĞİ SÖYLENİYOR'
Evrensel'den Mesut Baylav'ın haberine göre, son dönemde işten çıkarılan bir işçi durumu şöyle açıklıyor: “En az 10 bölüm var. Ben işten çıkarıldığımda bizim bölümden beş-altı işçi çıkarıldı. Bunu diğer bölümlerde ve üç vardiya halinde düşünürsek en az 150 işçi yapıyor. Yani bütün bölüm ve vardiyalarda işten çıkarmalar benzer sayılarda oluyordu. Ben çıkarılmadan önce de bu durum oldu yine çokça. Yani belli aralıklarla işçi çıkardılar bu şekilde son aylarda. Ve bu durumun ben çıkarıldıktan sonraki dönemde de devam ettiğini duyuyorum içeride çalışan arkadaşlarımdan. Süreceği de söyleniyor.”
'PANDEMİDE SÜREKLİ ÇALIŞTIK'
Hala fabrikada çalışan bir işçi iş yükünün ağırlığını şu şekilde ifade ediyor: “En az iki işçinin yapması gereken işi bir işçi yapıyor. Bir makineye bir halfe bakıyor. Başka fabrikalarda bir makineye bir halfe bir telci bakıyor. Tekli sistem çalıştırıyorlar yani. Bu da aslında iki işçiye para vermeyip bir işçiyi daha fazla çalıştırmak anlamına geliyor. Ben mesela iş yoğunluğunun ve yükünün etkisiyle çok defa dışarıda yürürken gidip duran arabalara çarptığımı biliyorum. Ya da oturduğum yerde çay bardağının bir anda elimden kayıp gittiğini çok yaşadım. Öyle ki 40 yaşından sonra Merinos’ta çalışmak çok zorlaşıyor. O tempoyu o yoğunluğu kaldırmak mümkün olmuyor. Ama Merinos işçilerin ücretini biraz daha yüksek tutunca ‘Helal olsun, işçisine bakan fabrika’ olmuş oluyor. Halbuki iki işçinin işini bir işçiye yaptırmış oluyor. Yani fabrika karını arttırmış oluyor.”
İşten çıkarılan işçilerden biri pandemide neredeyse hiç durmadan çalıştıklarını belirterek, “Pandemide hafta içi, pazar farketmeden ful çalıştırıldık. 5-6 ay boyunca böyle çalıştık. Yedili sistem vardı. Sana haftada bir gün izin veriyor ve o gün hep değişiyordu. Yani pazar tatilimiz araya gitmiş oluyordu. Şu an dokumada normal çalışmaya dönmüştük. Yani pazar günü tatil olarak çalışıyorduk. Ama iplik bölümünde yedili sistem devam ediyor” dedi.
'BİR DURGUNLUK YAŞANINCA İŞÇİLER KAPI ÖNÜNE KOYULUYOR'
Merinos, haziran ayında henüz asgari ücrete zam yapılmamışken ücretlere temmuz ayından itibaren geçerli olmak üzere yüzde 30 zam yaptığını açıklamıştı. Aynı dönem bir yandan da fabrikada işten çıkarmalar yaşanıyordu. O dönem işten çıkarılan işçilerden biri bu tabloyu şöyle yorumluyor: “Asgari ücret zammı daha açıklanmadan Merinos 'biz yüzde 30 veriyoruz' diye açıklamıştı. Dışarıdan bakınca övülecek hareket ama diğer yandan yüzlerce işçiyi çıkarmaya devam ediyorlardı. Ben de çıkarılmıştım o dönem. Yani biraz işten çıkarmalar çok gün yüzüne çıkmasın diye yapılan bir hareket diye düşünüyorum. Dışarıdan bakınca işçisine çok iyi bakan bir firma olarak gösteriliyor. Ancak işte bir durgunluk yaşanınca hemen işçiler kapı önüne koyuluyor.”
'MERİNOS İŞÇİSİ 40 YAŞINA GELDİĞİNDE ÇALIŞAMAZ HALE GELİYOR'
Merinos’un (Eski adıyla Erdemoğlu) diğer dokuma fabrikalarına göre ortalama 500-1000 lira daha fazla ücret veren bir yer olduğunu kaydeden BİRTEK-SEN Genel Başkanı ve eski Merinos işçisi Mehmet Türkmen, “Aynı zamanda Antep’te bu sektör içinde en az işçiyle en çok üretim yapan yer. Yani iş yükünün en ağır olduğu fabrika. Yani fazla verdiği ücretin bedelini, işçi 40-45 yaşına geldiğinde çalışamayacak, bundan sonra aynı işi yapamayacak kadar sağlığını kaybettiği bir hale getiriyor. Bu yüzden bu fazla verilen ücretin anlamı aslında bu” dedi.
2003 yılında Merinos’ta bir halı makinesinde üç kişinin çalıştığını kaydeden Türkmen, “Her makinede bir kalfa, bir telci bir de arka cağcı olurdu. Sonra bunu ikiye düşürdüler ve şimdi bire düşürdüler. Başka bir fabrikada iki kişinin yaptığı işi Merinos’ta bir kişi yapıyor. Ben 2003’te orada çalışıyordum. Bir kalfanın aldığı ücret asgari ücretin tam dört katıydı. Şu anda en yüksek ücret alan, asgari ücretin en fazla 1.5 katı kadar alabiliyor” dedi. Ücretlerin 2005’e kadar daha yüksek olmasının sebebinin 1996’da yaşanan Ünaldı direnişi olduğunu söyleyen Türkmen, “Aslında dokuma işçileri ücretlerin görece yüksek olmasını buna borçluydu. Ücretler eridi, ücretler ağırlaştı. Fabrika Ünaldı’dayken zam döneminde işçiler ayaklanırdı. Erdemoğlu fabrikayı Ünaldı dışına taşıyan ilk fabrikadır. Direnerek alınan hakları grev olmadan verirdi. Buna zorlayan Ünaldı’daki işçilerin mücadelesiydi. İşçilerin bunu hatırlaması gerek” ifadelerini kullandı. Düne kadar Merinos işçisinin sahip olduğu ne kadar olumlu hak varsa mücadele eden işçilerin sayesinde olduğunu kaydeden Türkmen, “Bu mücadele gerilediği için şimdi Merinos işçisi 40 yaşına geldiğinde çalışamaz hale geliyor. Posası çıkıyor resmen. İşler biraz kötüye gidince, işler biraz durgunlaşınca binden fazla işçiyi işten atıyor” ifadelerini kullandı.
www.idrak34.com