Peki gerçekten de mayına bastığımızda ayağımızı çekmezsek patlamaması bir klişeden mi ibaret?
Yoksa kandırıldık mı?
Bu durumun gerçekliği, mayının türü ve prensibine göre değişir.
Bu olayı anlamak için öncelikle mayınların nasıl çalıştığını az çok bilmek gerekiyor. Mayınlar, kara ve deniz mayınları olarak ikiye ayrılıyor. Kara mayınları, askeri operasyonlarda, savunma amaçlı veya gerilla savaşlarında kullanılan patlayıcı düzeneklerdir.
Kara mayınlarının birçok türü var ve çalışma prensipleri birbirinden farklı. Basınçla etkileşen mayınlar, üzerine belirli bir basınç uygulandığında tetiklenirken bazı modellerde, basınç uygulandığında yaylı bir mekanizma geriliyor ve basınç kaldırıldığında yay eski pozisyonuna dönerken patlamayı tetikliyor.
Çoğu basınç mayını, basıldığı an infilak eder.
Dolayısıyla ayağını çekmeyince patlamayan mayın klişesi, her mayında geçerli bir durum değildir. Özellikle basınç serbest bırakma tipi mayınlar, üzerine basıldığında bir pim veya yay mekanizmasını sıkıştırıyor. Basınç devam ettiği sürece mekanizma dengede kalıyor ve ayağınızı kaldırdığınızda sıkıştırılmış yay serbest kalarak patlamaya sebep oluyor.
Zıplayan mayın olarak bilinen mayınlar da basınca duyarlıdır ve basıldığı an mayının yayı harekete geçer. Yani ayağınızı çekmenize bile gerek kalmadan birkaç saniye içerisinde mayın patlamış olur.
Gördüğünüz gibi, film ve dizilere konu olan bu durum, her mayın için geçerli olmamakla beraber bir klişeden ibaret. Sadece bir kurgu olarak izlediğimiz senaryolar, gerçeğin aksine bu durumu dramatik bir hâle getirerek kahramanlık öyküsü yazmak için kurtarıcıları beklerler.
Kaynaklar: 1, 2İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: