Altılı masanın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar'ı TBMM'de ziyaret etmesi ve HDP'nin gün içerisinde Emek ve Özgürlük İttifakı adına Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacaklarını duyurması, masada olası yeni bir krizin işaret fişeği olarak tanımlandı. Bu krizin perde arkasında ise, HDP'nin masaya dayattığı yerel yönetimlerde özerklik talebinin olduğu düşünülüyor.
HDP'nin başını çektiği Emek ve Özgürlük İttifakı, aday kararını açıkladı
Konuyla ilgili Haber 7'ye açıklamalarda bulunan Siyasal İletişimci Ferhat Murat, bu gelişmelerden ötürü İyi Parti'deki çarpıcı oy kaybına değinirken, AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç, HDP'nin Kılıçdaroğlu'na desteğinin olağanlığından bahsetti. Gazeteci Serdar Arseven, 'masada yeni bir kriz potansiyeli her zaman var' derken, Prof. Dr. Abdulkadir Develi ise, masanın kuracağı olası bir hükümetin politika üretmekten uzak kalacağını vurguladı. İşte, HDP'nin aday çıkarmama kararına yönelik Haber 7'ye yapılan açıklamalar:
"VERİLMİŞ SÖZLER VARDI"
AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç, HDP ile CHP arasındaki bağı ve iki parti arasında yapılan görüşmeleri şu ifadelerle anlattı:
"Bugüne kadar HDP’nin yaptığı açıklamalarda veya kendi aralarındaki görüşmelerinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde aday çıkarmayacaklarına şahitlik etmiştik. Bu çerçevede onların Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklemeleri yönünde bir adım atmaları şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü kapalı kapılar ardında, uzun süredir Kılıçdaroğlu ve ekibiyle, özellikle Sezgin Tanrıkulu üzerinden yürütülen birtakım görüşmeler vardı. Bunlar kamuoyunun da malumu olan görüşmelerdi. Bu bağlamda karşılıklı verilmiş sözler vardı. Ve HDP’nin bu seçimde Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemeleri muhtemeldi. Yarın bir gün bu yönde açıklama yapmaları şaşırtıcı olmayacak diye düşünüyorum."
YENİ KRİZİN ADI: HDP-İYİ PARTİ
Siyasal İletişimci Ferhat Murat, altılı masa ile HDP arasındaki ortaklığın Karadeniz ve İç Anadolu'da oy kaybına neden olacağını ve masadaki olası yeni krizi şu şekilde yorumladı:
"Altılı masanın HDP’nin desteği olmadan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması mümkün gözükmüyordu. Matematiksel olarak bakıldığında da altı partinin oy oranlarını dikkate aldığımızda HDP oyları olmadan bir kazanma durumu söz konusu değildi. Ancak HDP’nin vereceği destek farklı sonuçlara da yol açabilir. Özellikle masa içerisindeki milliyetçi oylar üzerinde bu etkiden söz edebiliriz. Yani HDP, Millet İttifakı’nın ortak adayına destek verdiğinde milliyetçiler uzaklaşıyor, HDP olmadığında Milliyetçiler geri geliyor. İşin açıkçası biz beklediğimiz bir sonuçla karşılaştık. HDP’nin Kemal Kılıçdaroğlu lehine aday çıkarmıyor olması, aslında ilk günden beri vurgulanan bu beraberliğin net bir şekilde açığa çıkmasıydı. Ben burada, bu sürecin, seçim sonuna kadar, özellikle HDP ve İyi Parti’nin aynı düzlemde olmasını, masadaki en derin kriz noktası olabileceğini ilk günden beri söylüyordum. Ve bu noktadaki düşüncemde de ısrarlıyım. Son güne kadar bu durum seçmende çok ciddi bir tezat oluşturacak. Özellikle İç Anadolu ve Karadeniz’de…"
İYİ PARTİ'NİN KAYBI BÜYÜK
Meral Akşener'in 'Kumar masası' diye yorumladığı altılı masaya geri dönmesiyle beraber partinin oylarında erime yaşandığı, HDP'nin desteğiyle bu kaybın artacağını belirten Murat, Haber 7'ye yaptığı özel açıklamalarını şöyle noktaladı:
"HDP’nin masayla beraberliği Millet İttifakı’na negatif anlamda yansıyacak. Ve İyi Parti’de çok önemli bir oranda oy kaybına sebebiyet verecek. İyi Parti’nin oyları, geçtiğimiz günlerdeki masadan kalkma krizinden ve HDP gelişmesinden ötürü erime içerisindeydi. Yani yüzde 40’lara varan bir erime söz konusuydu. 11’lerden 7’lere kadar düşmüş durumdalar. Hatta kendi çalıştıkları araştırma şirketlerinin açıkladığı oranlara bakarsak, yüzde 80’lere tekabül ediyor bu kayıp. Yüzde 18-19’lardan bahsediyordu bazı şirketler ama biz bunu hiç görmedik. Hem birçok araştırma şirketinin raporlarını takip ettim hem sahada bizzat araştırmalarda bulundum, netice itibariyle 18-19’u göremedim. Aslında bu gelişme, beraberlikten duyulan rahatsızlığı net bir şekilde ortaya koyuyor. Şu anda HDP’yle görüntü vermeyen Muharrem İnce’ye bir kayma söz konusu. Özetle HDP’nin vereceği destek, HDP’nin yönünü Kandil’e çevirmesinden dolayı Türkiye’de bir Cumhurbaşkanı seçimine negatif etki edecektir."
"İLK SINAVDA DAĞILABİLİRLER"
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Prof. Dr. Abdulkadir Develi, altılı masanın oluşturacağı olası bir koalisyon hükümetinin politika üretmekten uzak kalacağını ve HDP'nin çıkışını, "Dolaylı olarak bu açıklamadan HDP’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini çıkartmak mümkün. Bu beklenen bir şeydi. Kemal Kılıçdaroğlu kendi adaylığını ilan edince, altılı benzemez masa için HDP ihtimali güçlenmişti. Son açıklama da malumun ilamı şeklinde. Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyecekler. Ancak bu yapının politika üretme ihtimali olur mu? Bundan emin değilim. Allah korusun böyle bir fırsat ellerine geçerse ilk sınavda dağılabilirler." diye anlattı.
"EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYAR MI?"
HDP oylarıyla oluşturulmaya çalışılan hesabın sandığa yansımayacağını belirten Milat Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven, "Altılı masanın yedili masa olduğu sıkça söyleniyordu. Son gelişmeyle bu durum ispatlanmış oldu. İşin matematiğine bakıldığında böyle bir gereksinimleri vardı. Buna muhtaçlardı. Çünkü CHP, İyi Parti ve diğer partilerin oy oranını topladığınızda yüzde 35-37 arasında bir oran ortaya çıkıyordu. Bunun üzerine 10 puanlık HDP’yi de ekleyerek yüzde 47-48’e ulaşmayı hedefliyorlardı. Tabi evdeki hesap çarşıya uyar mı? Burada bütün partilerin kâğıt üzerindeki oylarının Kemal Kılıçdaroğlu’na yöneleceğine dair bir hesap var. Ancak biz her partinin bu ilişkiden rahatsızlık duyan grupların olduğunu biliyoruz. Onlar ses çıkartamıyor olsalar da sandıkta tavırları başka olacaktır. HDP’nin arka planında da bir bölünme var. Bebek katili terörist elebaşı Öcalan, Kandil ve Demirtaş ekseninde… Birtakım çekişmeler olduğunu biliyoruz. Ve yine CHP’nin Dersim sicilinden dolayı HDP tabanında da rahatsızlıklar olduğunu biliyoruz. Çünkü CHP anlayışıyla bölge insanının anlayışı arasında oldukça büyük ontolojik farklar olduğu aşikâr. Nitekim bölgede CHP çok oy alan bir parti değil. Ayrıca HDP’de yöneticilerin ‘Sırtını PKK’ya dayadığı’ yönünde birtakım itirafları vardı. Bu yönüyle geniş bir kitleyi kendilerine çekebileceklerini düşünseler de CHP ile ilişkinin o tabanda farklılıklar olabilir." dedi.
"MASADA YENİ BİR KRİZ POTANSİYELİ HER ZAMAN VAR"
CHP ve İyi Parti tabanlarının HDP gelişmesini sıcak karşılamayacağını, oy oranlarında beklenen artışın 'kayıp' olarak geri dönebileceğini şu ifadelerle yorumladı:
"CHP içerisindeki ulusalcıların rahatsızlıklarını biliyoruz. Keza İyi Parti tabanından da karşı sesler var. İyi Parti’nin oy oranı nedir? Şu an için bilemesek de son krizden ötürü bir düşme yaşandığı söyleniyor. Dolayısıyla oradan da ayrılmalar olabilir… İyi Parti’den Kemal Kılıçdaroğlu’na gidecek oylar da düşebilir. Yani kâğıt üzerinde HDP ile beraber oylar yüzde 45-47’lik bir hesap yapılıyor olsa da bu hesap 6-7 puan fire verdiği takdirde, 40-41’e düşüş olabilir. Ki bu iyimser bir fire olur… Tabi öbür tarafta da AK Parti-MHP-BBP ve diğer partilerin oy oranına bakıldığında daha farklı bir tablo görüyoruz. Bugün sadece Sayın Erdoğan’ın oylarının yüzde 43’e yükseldiği söyleniyor. Buna MHP ve diğer partiler eklendiğinde bir yorumda bulunulabilir. Tabi Erdoğan’la Kılıçdaroğlu arasında bir mukayese kabul edilmez… Liderlik ve karizma olarak çok ciddi farklılıklar var. Bu gibi unsurlardan ötürü Sayın Erdoğan’ın avantajlı olduğu söylenebilir. Ancak 50+1’lik oy oranı, demokrasilerde çok zor yakalanabilen bir oy oranıdır. Sayın Erdoğan bunu daha önce yakalamıştı, bunun tekerrür edip etmeyeceğini önümüzdeki süreçte göreceğiz. Siyasette 2 aylık bir sürenin çok uzun bir süre olduğunu biliyoruz. 2 ay içerisinde 7’li masada birtakım krizler yaşanabilir. Masada yeni bir kriz potansiyeli her zaman var…"