Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Taner Bilgiç, Üniversite Yönetim Kurulu (ÜYK) üyeliğinin Senato kararıyla sonlandırılmasına karşı açtığı davayı kazandı.
Davayı inceleyen İstanbul 13. İdare Mahkemesi, öğretim üyesinin görev süresi dolmadan verilen kararı hukuka aykırı buldu. Mahkeme oy birliğiyle işlemin iptaline karar verdi.
DÖRT YILLIĞINA SEÇİLMIŞTİ
Üniversitenin işleyişine dair birçok önemli kararın alınmasından sorumlu Üniversite Yönetim Kurulu, rektör, dekanlar ve Senato tarafından gönderilen temsilcilerden oluşuyor. Prof. Dr. Bilgiç, ÜYK üyeliğine Senato tarafından dört yıllığına seçilmişti.
Üniversitenin atanmış yönetiminin üniversite dışından idareci pozisyonlarına getirdiği üyeler sayesinde oy çokluğunu sağladığı Senato, 11 Mayıs 2022 tarihindeki toplantısında Prof. Dr. Bilgiç’in üyeliğini görev süresinin dolmasına yaklaşık iki buçuk yıl olmasına rağmen sonlandırdı.
Gerekçe olarak ise öğretim üyesinin katıldığı çevrimiçi toplantılardaki kararlara katılmaması gösterildi. Prof. Dr. Bilgiç yaptığı açıklamada “Yüz yüze eğitime geçmemize rağmen toplantıların çevrimiçi olarak yapılmasına karşı itirazımız vardı” dedi.
Çevrimiçi toplantılarda sık sık seslerinin kapatılarak sözlerinin kesildiğini ve toplantıların usule uygun şekilde gerçekleştirilmediğini belirten akademisyen, “Toplantıların çevrimiçi olmasına dair Ekonomi Bölümü'nden Prof. Dr. Ünal Zenginobuz ile birlikte açtığımız bir dava da bulunuyor. Davanın sonuçlanmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
MAHKEME HUKUKA UYGUN BULMADI
Üyeliğin sonlandırılmasına ilişkin yapılan başvuruyu inceleyen İstanbul 13’üncü İdare Mahkemesi “Dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır” kararına ulaştı.
Davalı tarafın sonuca itiraz ederek kararı bir üst mahkemeye taşımak için otuz gün süresi var. Üniversite kararın gereğini yerine getirmekle yükümlü.
Kararı yorumlayan Prof. Dr. Taner Bilgiç, “Bu karar, son derece merkeziyetçi ve rektöre geniş yetkiler veren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun çerçevesinde bile denge ve denetleme mekanizmalarının keyfi bir şekilde ihlal edilemeyeceğini gösteriyor” dedi.
Üniversite yönetimi tarafından yetkili kurulların, denge ve denetleme mekanizmalarının keyfi bir şekilde göz ardı edildiğini belirten öğretim üyesi şu ifadeleri kullandı:
“Akademik özerkliği kısıtlayan bu keyfi uygulamalara karşı bugüne kadar birçok dava açtık ve açmaya da devam edeceğiz. Mahkemenin verdiği karar da haklı olduğumuzu gösteriyor. Karar sadece Boğaziçi Üniversitesi için değil tüm Türkiye akademisi için önem teşkil ediyor.”