Genellikle küsuratlı miktarlar için kullanılan madeni paralar, üzerindeki baskıları, boyutları ve renkleriyle farklılık gösteriyor. Kağıt paraların aksine tarihi çok daha eskiye M.Ö 7. Yüzyıla dayanan madeni paralar, günümüzde değerlerini bir miktar yitirmiş olsa da hala günlük hayatta aktif olarak kullandığımız ödeme araçları arasında yer alıyorlar. Peki elinize aldığınız madeni paralarda yanlarının genellikle tırtıklı olduğunu hiç fark ettiniz mi?
Bugün sizlere madeni paraların kenarlarında neden tırtık olduğunu açıklayacağız. Aslında bu tırtıklı tasarımın günümüzde çok da işlevsel bir önemi yok, ancak biraz geçmişe indiğimizde tırtıklı yapının hayati olduğunu görüyoruz. Hadi gelin, madeni paraların kenarlarının tırtıklı olmasının sebebine yakından bakalım.
Madeni paraların kenarları neden tırtıklı yapıya sahiptir?
Hayatımıza daha kağıt paralar girmeden önce piyasanın başkahramanları olan madeni paralar eski dönemlerde altın ve gümüş gibi değerli madenler kullanılarak üretiliyordu. Böylesine değerli madenlerin kullanılması elbette bazı insanların kafasını çeliyordu. Çünkü bu paralar, maddi değerlerinin yanında madeni olarak da çok değerlilerdi. Bu sebeple paraların kenarları ufak miktarlarda kazılıyor ve bir yerde biriktiriliyorlardı. Daha sonrasında parayı aynı birimiyle kullanırken ceplerinde de altın ve gümüş tozları kalıyordu.
Bu dolandırıcılığın farkında olan pek çok tüccar da parayı tartıp ona göre alıyorlardı. Ayrıca piyasada bir kısmı deforme olmuş pek çok para vardı.
Tırtıklı para, dolandırıcılara karşı çözüm olarak üretildi.
Bir kısmını tırtıkladıkları paraları tüccarlara vermeye çalışan dolandırıcılara karşı önlem almak isteyen dönemin yetkilileri, çareyi paraların kenarını tırtıklı tasarıma çevirmekte buldu. Kenarları tırtıklı olmayan paraların eksik olduğu anlaşılıyor ve kimse tarafından kabul edilmiyordu. Bu da paralardaki değerli madenlerin tırtıklanmasının önüne geçmişti. Kayıtlara göre 1500'lü yıllarda Avrupa'da kenarları tırtıklı madeni paralar dolaşmaya başlamıştı.