Esasen hayvanların her bir uzvu, onların davranışları ve karakterine yönelik ipuçları yakalamamız adına oldukça belirleyici. Yine bu hayvanların nasıl bir yaşam koşuluna sahip olduğu da onları tepeden tırnağa etkileyen ve şekillendiren bir öneme sahip.
Peki kurtların kulakları dik iken kurtlardan evcilleştiği bilinen köpeklerin kulakları, nasıl oluyor da bazı durumlarda sarkık bir yapıya sahip olabiliyor?
Aslında bu sorunun cevabı büyük oranda evcilleştirme süreciyle alakalı.
Evrim teorisyeni Charles Darwin; kapsamlı araştırmaları sonucunda, evcilleştirmenin hayvanların hem davranışlarında hem de fizyolojisinde birtakım değişikliklere sebep olduğunu ortaya çıkardı.
Çoğumuzun hâkim olduğu gibi evcilleştirme sürecinin amacı, hayvanların daha uysal bir hâle gelmeleri ve insanlarla daha kolay yaşayabilmeleridir. Evcilleştirmenin temel amaçları; daha yönetilebilir, istikrarlı ve uyumlu hayvanlar yetiştirmektir.
Evcilleştirilen hayvanların yanı sıra yabani hayvanlar ise savaş ya da kaç dürtüsüyle hareket eder. Bu durum genellikle adrenal bezlerden gelen hormonal salgıların ve sempatik sinir sisteminin bir sonucudur.
Yani evcilleştirme, hayvanların saldırgan davranışlarının sebep olduğu reaksiyonları azaltmayı hedefler.
Örneğin savaşma dürtüsü, hayvanları genel anlamda daha saldırgan; uçuş tepkisi de hayvanları daha eğitilemez ve yönetilemez bir hâle getirir.
Darwin, evcilleştirme sürecindeki davranış değişimlerinin yanı sıra hayvanların fizyolojisinde ve vücut şekillerinde de bazı değişikliklerin meydana geldiğini gözlemler. Bilhassa evcil hayvanların ağızları daha kısadır ve dolayısıyla köpeklerin çeneleri, kurdunkinden çok daha küçüktür.
Evcil hayvanların dişleri de yabani hayvanlara göre çok daha küçük ve az sayıdadır. Çoğu evcil hayvanın kürkünde de yabani türlerinde bulunmayan beyaz lekeler görülebilir.
Hatta şaşırtıcı bir şekilde eve ve insanlara alıştırılan hayvanların, beyin boyutunda azalmalar görülebilir. Elbette sarkık kulaklar da bu hayvanların olmazsa olmaz özelliklerindendir.