Küresel piyasalarda, artan resesyon uyarılarına karşın merkez bankalarının agresif faiz artırımlarına devam edeceği beklentileri ile negatif seyir sürerken, tahvil piyasasında hızla yükselen faizler risk iştahındaki düşüşü destekledi.
Enflasyonist endişelerle merkez bankalarının agresif hamleleri, halihazırda savaş ve salgın nedeniyle kırılganlıkların sürdüğü ekonomilere yönelik resesyon endişelerini artırıyor. Son dönemde artan uyarılar ekonomilerde "yumuşak iniş" umutlarını rafa kaldırırken, bu durum risk iştahının düşük seyretmesine neden oluyor.
"ABD EKONOMİSİ RESESYONA GİRECEK"
Dün başlayan Uluslararası Para Fonu (IMF)-Dünya Bankası yıllık toplantısı kapsamında açıklamalarda bulunan yetkililer de "resesyon riski" konusunda uyarılarına devam etti.
Dünya Bankası Başkanı David Malpass, "Gelecek yıl dünya için bir resesyon riski ve gerçek bir tehlikesi var" ifadesini kullanırken, IMF Başkanı Kristalina Georgieva da Euro bölgesi, Çin ve ABD olmak üzere dünyanın üç kilit ekonomisinde de yavaşlama gördüklerini, dünya ekonomisindeki yavaşlamanın 2026'ya kadar yaklaşık 4 trilyon dolarlık kayba neden olmasını beklediklerini bildirdi.
JPMorgan Chase Üst Yöneticisi Jamie Dimon da CNBC'ye verdiği bir röportajda, ABD ekonomisinin 6 ila 9 ay içinde resesyona gireceği konusunda uyardı.
Resesyon uyarılarına karşın Fed yetkililerinin "şahin" açıklamaları da devam etti. Fed Başkan Yardımcısı Lael Brainard, enflasyon düşene kadar para politikasının bir süre daha kısıtlayıcı olacağını, erken gevşemenin bir risk olduğunu söyledi. Chicago Fed Başkanı Charles Evans da birinci önceliklerinin enflasyonla mücadele olduğunu vurgulayarak, gelecek yılın başlarında politika faizinin yüzde 4,5'in biraz üzerine çıkması gerektiğini dile getirdi.
NEW YORK BORSASI SATICILI
Bu gelişmelerin yanı sıra ABD'nin Çin'e çip ihracatına getirdiği yeni kısıtlamaların teknoloji hisselerini baskılamasıyla New York borsasında dün satıcılı bir seyir izlendi. Dow Jones endeksi yüzde 0,32 ve S&P 500 endeksi yüzde 0,75 gerilerken, Nasdaq endeksi de Temmuz 2020'den bu yana en düşük seviyeyi gördü ve günü yüzde 1,04 değer kaybıyla tamamladı. Dolar endeksi, arka arkaya 5'inci işlem gününde de yükselerek 113,5'i test etti. ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi de yaklaşık 2 haftanın ardından ilk kez yüzde 4'ün üzerine çıktı.
Avrupa tarafında Rusya-Ukrayna arasında artan gerilim jeopolitik riskleri gündemin odağına taşırken, enerji krizi paralelinde yüksek enflasyon ve faiz ortamına ilişkin endişeler de giderek artıyor.
Dün uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz oranlarını beklenenden daha hızlı artırması ve finansal piyasalardaki istikrarsızlık nedeniyle İngiltere'nin daha derin bir resesyona girebileceği uyarısında bulundu. Almanya'daki Halle Ekonomik Araştırma Enstitüsü (IWH) da ülkede iflas eden şirket sayısının son zamanlarda yüksek enerji fiyatları, çalışan ücreti ve kredi faiz artışları nedeniyle eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 34 arttığını bildirdi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB bütçesinin savaş ve enflasyon gibi sorunlarla mücadelede yeterli olmadığını, yeniden planlanması gerektiğini belirtirken, bu gelişmeler sonrası İngiltere'de FTSE 100 endeksi ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,45 değer kaybetti, Almanya'da DAX 40 endeksi ise yatay seyretti. Euro/dolar paritesi, güçlenen dolar talebi ile aşağı yönlü hareketine devam etti ve 0,9672 ile yaklaşık iki haftanın en düşük seviyesini gördü.
Asya tarafında, Çin'de ülkeyi yöneten Komünist Parti'nin pazar günü başlayan 20. Ulusal Kongresi kapsamında Devlet Başkanı Şi Cinping'in yeni tip koronavirüs salgınına yönelik "sıfır vaka" politikasında bir değişikliğe dair hiçbir sinyal vermedi. Ülkede vaka sayılarında bir artış yaşanması ise talebe yönelik endişeleri artırdı.
Japonya'da ise bugün açıklanan dış ticaret verileri beklentilerin üzerinde açığa işaret ederken, hükümet yetkilileri yendeki aşırı zayıflamaya karşın ülke merkez bankasının aşırı gevşek para politikasına destek vermeye devam etti.
Bu gelişmelerle kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,7, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 2,1, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,8 ve Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,1 değer kaybetti.
"DÜNYA BORSALARI BASKILANIYOR"
Yurt içinde, pozitif seyrine devam eden BIST 100 endeksi, dün günü yüzde 0,40 değer kazancıyla 3.582,03 puandan tamamladı. Dolar/TL ise dün 18,5795 ile önceki kapanış seviyesinin hemen altından günü tamamlamasının ardından, bugün bankalararası piyasanın açılışında yatay seyrine devam ederek 18,5810'dan işlem görüyor.
Analistler, ekonomik aktiviteye ilişkin endişeler, para politikalarına yönelik belirsizlikler ve artan jeopolitik risklerin dünya borsalarını baskılamaya devam ettiğini söyledi.
Bugün İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey'nin açıklamaları ve devam eden Uluslararası Para Fonu (IMF)-Dünya Bankası yıllık toplantısından gelecek haber akışının izleneceğini aktaran analistler, IMF'nin küresel ekonomiye ilişkin büyüme tahminlerini yayımlayacağı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun da gündemin odağında bulunduğunu bildirdi.
Analistler, veri gündeminde ise yurt içinde ödemeler dengesi, yurt dışında ise İngiltere'de işsizlik oranının öne çıktığını ifade ederek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 3.450 puanın destek, 3.620 seviyesinin direnç konumunda bulunduğunu kaydetti.
AA Finans'ın anketine katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının ağustosta 3 milyar 67 milyon dolar, 2022 sonunda ise 54,5 milyar dolar açık vermesini bekliyor.