Kumarhaneler, hâlihazırda müşteri çekme potansiyeli yüksek yerler olsalar da sürekli olarak daha fazlasını isterler ve bu noktada insan psikolojisini bile etkileyecek hamleler yaparlar. A’dan Z’ye her şey, insanların burada daha fazla zaman geçirmesi için düşünülmüştür.
Ancak kumarhane içinde attığımız adımların bu stratejilerle nasıl bir ilişkisi olabilir?
Kumarhaneler, birçok stratejinin hâkim olduğu mekanlardır.
Örneğin kumarhanelerde herhangi bir saat ya da pencere görmek mümkün değildir. Bunun sebebi, insanların zamanın nasıl geçtiğini anlamamalarını sağlamak ve tabiri caizse gecelerini gündüze katmaktır. Zaman kavramını yitiren oyuncular, çok daha fazla kumar oynayacaktır.
Aslında bu ve bunun gibi kumarhane hilelerinin yaratıcısının, eski bir kumar bağımlısı olan Bill Friedman olduğu söylenebilir. Friedman, hayatının bir noktasında kumar oynama alışkanlığına son verse de yıllar sonra daha fazla insanın kumar bağımlısı olmasına sebep olan bir kitap kaleme alır.
“Designing Casinos to Dominate the Competition” (Rekabette Üstünlük Sağlayacak Kumarhaneler Tasarlamak) isimli bu kitap, bu bitirimhaneye dair birçok ipucu verir.
Bill Friedman şimdilerde bile alınıp okunması mümkün olan ve 630 sayfayı bulan satırlarında, insanları kumarhanelere çekmek için en iyi yöntemleri anlatır. Çünkü kendisi yıllarca bu mekânlardan çıkmamış ve kumarhanelerin insanları nasıl ağına düşürdüğünü yakından gözlemleme fırsatı bulmuştur.
Burada genel fikir; kumarhanelerin, kumarbazları tüm makinelere odaklanması için yönlendirmek ve bu mekânları, çok oyunculu ve basit alanlardan oluşturmaktır.
Gelelim kumarhanelerde 90 derecelik bir açıyla dönüşün neden mümkün olmadığına.
Friedman’ın 13 temel prensibin içinde 4.sü olan dönüş kuralı, kumarbazların bu mekânlar içinde keskin bir dönüş yapamamasına yöneliktir. Şaşırtıcı bir şekilde kumarhanelerin içi, kıvrımlı koridor ve dönüşlerle tasarlanmıştır.
Birçok kumarhane, oyuncuları 90 derecelik açıyla dönmek zorunda bırakmaktan kaçınır çünkü dik açılı bir dönüş, insanları beyinlerinin karar verme kısımlarını harekete geçirmeye yani durup yaptıkları şey üzerinde düşünmeye zorlar.
Kumarhaneler de elbette o an yapılan şey üzerinde kafa yorulmasını istemez ve bir bakıma insanları yönlendirmek ister. Çıkış kapısına değil, başka bir oyun makinesine!
Friedman, kitabında bir kumarhanenin girişini sağa keskin bir dönüşten, kavisli bir dönüşle değiştirdiğini ifade eder. Böylece bu kumarhaneye giren misafir sayısı iki katına çıkar ve zamanla tüm kumarhaneler bu dizaynı benimsemeye başlar.
Ancak Bill Friedman, kumarhanenin diğer iç tasarımlarına yönelik görüşlerinde yanılır. Ona göre bu mekânlar alçak tavanlardan, küçük odalardan ve sade bir dekorasyondan oluşmalıdır.
Fakat kumarhane tasarımlarının arkasındaki öncü Roger Thomas, Friedman’ın bu fikrinin kumarhaneleri sıkışık ve çirkin bir hâle getirdiğini ve bu şekilde insanların, bu mekânlarda çok daha az vakit geçireceğini düşünür.
Thomas; geniş odalı, yüksek tavanlı ve dizaynı şıkır şıkır olan bir kumarhane inşa eder ve amacına da ulaşır. Bu tasarımla Las Vegas tarihinde ortalama bir kumarhanenin 4 katı kadar kazanç elde eder ve bu fikirden hareketle günümüz kumarhaneleri de bu konseptte tasarlanmaya başlar.
Özetle kumarhaneler her ne kadar mantığı gereği insanları çeken yerler olsalar da daha fazla kâr elde edebilmek ve insanları oyunlara daha fazla bağımlı kılabilmek adına çeşitli stratejiler geliştirir. Yani attığınız adımların açısı bile sizi yönlendirmek adına oldukça büyük bir öneme sahiptir.
Kaynaklar: BBC, Vox, Half as InterestingKumarhanelere dair diğer içeriklerimiz: