Tonlarca ağırlığa sahip olan yük gemilerine tonlarca kargo eklenmesine rağmen ayakta kalabilmeleri sizleri şaşırtmış olabilir. Ya da belli başlı fizik kavramlarına hâkim değilseniz bunun arka planını bilmeden kabul ediyor olabilirsiniz. Herkes ‘her konuda uzman olacak’ diye bir kural yok tabii ki.
Yine de bu gibi kafa karıştırıcı olabilen durumları en basit hâlleriyle sizlere açıklamaya gayret ediyoruz. Daha önce insana daha yakın olarak görülen maymunların konuşamamasına rağmen papağanların konuşabilmesi konusunda aydınlatıcı bir yazı hazırlamıştık. Şimdiyse gemilerin nasıl suyun üstünde kalabildiğini anlatıyoruz.
Küçücük çiviyi suya attığında batıyor, kocaman gemiler nasıl ayakta kalabiliyor? Cevabını aslında binlerce yıl önce bulduk:
Patchy Fish
Bunun hikayesini kabaca anlatalım. Antik Yunan’da dönemin kralı II. Hiero, ünlü matematikçi ve fizikçi Arşimet’ten devasa bir gemi yapmasını istemiş. Antik dönemin Titanik’i olarak bilinen bu geminin adı, o zamanlar imparatorluğa dâhil olan İtalya’nın Siraküza şehri ile aynıydı.
Söz konusu geminin o kadar büyük olması isteniyordu ki içinde sıcak su imkânı sunan bir hamam, kütüphane ve büyük heykeller için yeterli alan bulunacaktı. Bu yetmezmiş gibi bir de söz konusu gemi, kargo taşıyabilecek kapasitede olacaktı. Burada birkaç hayvan veya yüzlerce kilo malzemeden bahsetmiyoruz.
Tonlarca ağırlıkta malzemenin gemiyle taşınabilmesi isteniyordu:
400 ton tahıl, 74 ton içme suyu, 600 ton ipek ve bu boyutlarda daha nice malzeme bu gemiyle taşınacaktı. Bunun yanında çok sayıda yolcu, asker ve hatta at da yer alacaktı.
Dönemin önemli bilginlerinden de olsan kralı üzmek yapmak isteyeceğin en son şey olurdu:
Arşimet de bunun farkında olduğundan bu boyutlarda ve kapasitede bir gemiyi nasıl yüzdüreceğini düşünmeye koyulmuş. Bunu düşünürken de hamamda, bir küvette olduğu düşünülüyor. Suya girdiğinde daha hafif hissettiğini ve su seviyesinin yükseldiğini gören bilginimizin daha sonra heyecanlandığı ve olayların bu noktada meşhur Evreka hikayesine bağlandığı düşünülüyor.
Eğer o hikâyeyi bilmiyorsanız burada kısaca anlattık. Bağlandıkları yer aynı olsa da tarihçilerin tartışmaları devam ediyor: