Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Kan Bankası Sorumlusu Prof. Dr. Mustafa Yılmaz, gönüllü kan bağışçılarının artması gerektiğini bildirdi.
Yılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'deki en önemli sağlık sorunlarından birinin, ihtiyaç halinde kan ve kan ürünlerinin bulunamayışı ve gönüllü kan bağışındaki yetersizlik olduğunu belirtti.
Tıp alanında birçok gelişme yaşandığını vurgulayan Yılmaz, buna rağmen tek kaynağı insan olan kanın yerini alabilecek herhangi bir maddenin tam olarak bulunamadığını ifade etti.
Yılmaz, toplumların demografik, kültürel, sosyolojik ve ekonomik açıdan farklılıklarının kan bağışında etkili olduğunun altını çizerek, "Gelişmiş ülkelerde gönüllü kan bağış oranı, ülke nüfusunun yüzde 5'ine kadar ulaşırken bu rakam ülkemizde 2018 verilerine göre 1 milyon 976 bin 782 kan bağışçısı ile yaklaşık yüzde 2,3'tür." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de, Ulusal Güvenli Kan Temini Programı'nın başladığı 2005'te 1 milyon 600 bin ünite kanın 342 bin 146'sının Türk Kızılayınca toplandığına işaret eden Yılmaz, 2018'de ise 3 milyon 5 bin 641 ünite olarak gerçekleşen ülke kan ihtiyacının yüzde 86'sı olan 2 milyon 571 bin 482 ünite kanın yine Kızılay tarafından karşılandığını aktardı.
Yılmaz, artan bağış sayılarıyla paralel olarak düzenli kan bağışçılarının da önemli oranda arttığını, 2018'deki bağışların yüzde 57'sinin düzenli kan bağışçılarından sağlandığına dikkati çekti.
Yeni donör kazanım programları geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kan ürünü ihtiyaç olasılığı yüksek yaşlı nüfusun giderek artması, buna karşın donör olma olasılığı olan genç nüfusun giderek azalması nedeniyle mevcut programlarla günümüzde dahi ihtiyaç karşılanamamakta ve mevcut şartlar problemin giderek büyüyebileceğini göstermektedir. Bazen hastanemizde bile hastalarımıza kan bulma noktasında sıkıntı yaşanabilmektedir. Kızılay'ın kan temininde sıkıntı yaşaması, bizim gibi 3. basamak hastaneleri sıkıntıya sokabilmektedir."
Yılmaz, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında, Türkiye'de kadınların donör olma eğilimlerinin düşük kalmasının kan ihtiyacını karşılama sürecinde bir diğer kısıtlılık olduğunun altını çizerek, "Gelişmiş ülkelerde kadınların, tüm donörler içerisindeki oranı yüzde 40-50 civarlarında iken bizde bu oran yüzde 17,5 civarındadır. Bu veriden de anlaşıldığı üzere tüm topluma yönelik donör kazanım programları hazırlanmasının yanı sıra kan değerleri uygun olan kadınların donör olma eğilimlerinin artırılmasına özel önem verilmesi gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA / Sağlık Karadeniz Teknik Üniversitesi Mustafa Yılmaz Türkiye Sağlık Haberler