Köpekler ve insanlar arasındaki dostluğun izleri tarihin çok eski dönemlerine kadar izlenebiliyor. Bu bağlamda evcilleştirilen köpeklerin, tıpkı günümüzde olduğu gibi insanlara, başta av olmak üzere birbirinden farklı konularda yardımcı olduğunu görüyoruz. Bunun sonucunda iki taraf arasında güçlü bir bağ oluşuyor.
Bahsettiğimiz dönemlerde köpekler daha çok işlevsellikleri için besleniyor olsa da günümüzde bir dost olarak görülebiliyorlar. Hayatına farklı bir ses katmak isteyenler de sevimli dostlarını sahiplenmek üzere barınaklara gidiyorlar. Tam bu noktada yüzlerindeki o üzgün bakış dikkat çekiyor. Peki bu bakış kasıtlı mı yapılıyor? Yoksa sırtlanların güldüğünü sanmamız gibi bir durum mu?
Göz çevrelerinde bulunan kaslar bunu mümkün kılıyor: Peki nasıl?
Köpeklerin gözlerini açarken göz bölgesinin sağa/sola ve yukarı/aşağı hareket etmesini destekleyen kaslar bulunuyor. Kısaca RAOL (retractor anguli oculi lateralis) ve LAOM (levator anguli oculi medialis) olarak bilinen bu kaslar, içimizdeki o acıma duygusunu dışarı çıkaran bakışın sorumluları diyebiliriz.
Ama bir kurt size böyle bakarsa (ki bakmayacak) siz yine de kanmayın:
İnsanlarla hayvanların etkileşimi sırasında kurtlar ve evcil köpekler birbirlerinden ayrıldı ve bu zamanlarda bildiğimiz iki türü oluşturdu. Yukarıdaki bulguları bilmemizde büyük rol oynayan Portsmouth Üniversitesinden Juliane Kaminski, köpeklerin evcilleştirildikten sonra kurtlardan ayrıldığını ve bu süreçte kaşlarını kaldırabilmek için bu kasları geliştirdiğini söylüyor.
Kurtlara daha çok benzeyen Husky türünde bu kasların görülmemesi de bunu destekler nitelikte:
Yani bunu bir bakıma isteyerek yapıyorlar diyebilir miyiz?
Juliane Kaminski’nin yaptığı bir çalışmaya göre bu sorunun cevabı evet. Söz konusu çalışmada köpekler ve insanların ilişkileri incelendi. Bu bağlamda insanlar kendileriyle ilgilendiğinde köpeklerin kaşlarını daha çok hareket ettirdiği görüldü. Yani insanlar için bu bakış şekli bir nevi tetikleyici oldu diyebiliriz.
Sarkan kulaklar, üzgün bakan gözler ve daha nice özelliğin, yapılan çalışmalar sonucunda insanlarda çoğunlukla şefkat gibi pozitif duyguları uyandırdığı görüldü. Bu bağlamda bu özellikleri taşıyan hayvanlarla insanların ilişkisi daha güçlü hâle geldi ve uzunca bir zaman içinde evrimin de desteğiyle evcil köpeklerde bu kaslar daha yaygın görüldü.
Köpeklerin kurt akrabaları bu bağın dışında kaldığından göz bölgelerindeki kaslarda pek bir fark yok. Bu sebeple onlara şefkatle değil, korkuyla bakıyoruz:
Barınaklara gittiğimizde ise ister istemez bu bakışı taşıyanların yardımımıza daha çok ihtiyacı olduğunu düşünüyor, onlara öncelik verebiliyoruz:
Unutmamak lazım ki bu bahsettiğimiz bakış, insanlardan alıştığımız bir şey. Yani bizi asıl çeken şey insana benzeyen özellikleridir gibi bir çıkarım da yapabiliriz. Sahip oldukları bu derin ve hüzünlü bakışlar, boyutları ve diğer farklı özellikleri bir bakıma bizim insan yavrularımıza benziyor.
İlişkide ilgi isteyen taraf da olsanız, beşikteki bebek de olsanız ilgi istediğinizde bazı sinyaller verirsiniz…
Sevgilinizin koluna girmek, omzuna yaslanmak buna bir örnek. Bebeklerin ebeveynlerinin kucağına gidip oraya sokulması ya da yaptıklarında ilgi gördükleri hareketleri devam ettirmeleri ayrı bir örnek. Aynı şekilde köpeklerin bu bakışları da ilgimizi çeken bir başka uyarıcı görevi gördüğü için evcil köpeklerde buna denk geliyoruz.
Önemli bir nokta var: bu bakışa bizler ‘üzgün’ diyebiliriz. Fakat başka bir kültürden gelen kişiler bu konuda farklı çıkarımlar yapabilir:
Orta noktayı yine de biz söyleyelim. Köpekler elbette bunu üzgün ya da mutlu oldukları için yapmıyorlar. Bu, insanlar ve köpekler arasındaki uzun süreli bir ilişkiden doğan ve köpeklere istedikleri ilgiyi sağlayan bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Araştırma görevlisi olan Alexandra Horowitz’in de belirttiği gibi bu, köpeklerin yüzünde sürekli bir gülme arama çabamıza benzer bir durum.
Son olarak başka bir önemli nokta:
Eğer evcil bir köpeğiniz varsa ve mutsuz olduğunu görüyor ya da normalin altında bir hareketlilik gözlemliyorsanız ilgi istiyor diye düşünüp geçmeyin. Bu eğer evcil hayvanınızın gündelik rutinini etkileyecek boyuta geliyorsa mutlaka bir uzmanla görüşün.
Bonus: Saydığımız tüm bilgiler bir yana...
Kaynaklar: 1, 2
www.idrak34.com