Tesis Yöneticileri Federasyonu Başkanı Yahya Sağır, depremlerin her zaman ani ve öngörülemeyen doğal felaketler olduğunu söyledi.
Türkiye'nin deprem hattında yer aldığını ve sürekli deprem riski altında yaşadığını dile getiren Sağır, depremin, hazırlıklı olunduğu takdirde, yıkıcı etkileri yok edilebilecek doğal bir gerçek olduğuna işaret etti.
Sağır, site yönetimleri ve şirketlerinin, depreme hazırlıklı yaşam alanları oluşturmak konusunda gerekli adımları atması ve site sakinlerine bu konuda rehberlik etmesi gerektiğini ifade etti.
Depreme karşı sitelerin içinde yürütülen çalışmalara değinen Sağır, şu değerlendirmede bulundu:
"Site içerisindeki binaların depreme dayanıklılığının alanında uzman yapı denetim şirketlerine denetletilmesi, dayanıksız binaların yeniden tasarlanarak güçlendirilmesi için gerekli adımlar atılıyor. Deprem esnasında site sakinlerine davranış, hazırlık eğitimlerinin verilmesi, deprem sonrasında muhtemel olumsuz sonuçlarla nasıl mücadele edilmesi gerektiği ve sağlık, gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçların nasıl sürdürülebileceği konusunda planların oluşturulması gibi temel adımlar site yönetimlerince belirleniyor. Eğitimlere önce personel, özellikle güvenlik görevlilerinden başlanmalı. Bu konuda ilerleme sağlanabilmesi ise Kat Mülkiyeti Kanunu ve sair mevzuat çerçevesinde, site yönetiminin girişimi ve malikler ile sakinlerin ortak iradesi ile mümkün olabilmektedir."
Sağır, depremin muhtemel olumsuz sonuçları karşısında site sakinlerinin maddi ve manevi hakları ile bu hakların kanunlar ve usul dairesinde kullanılabilmesinin önemine işaret ederek, "Bu süreçte site yönetimlerinin üzerine düşen görevleri zaman geçirmeden yapmaları gerektiği gibi ivedi olarak, konutlarda 'aile bildirim' formlarının tüm fertler adına doldurularak yönetime teslim edilmesi önemli bir konudur. Bu şekilde acil durumlarda kurtarılacak engelli, yaşlı, çocuk gibi kişilerin belirlenmesi ve binada bulunan kişilerin kimlik tespiti kolaylaşır" dedi.
"SİTE YÖNETİMLERİ ANA TAŞINMAZLARA ZARAR VERECEK TADİLATLARDAN KAÇINMALI"
Konut ya da iş yeri olsun tüm bina girişlerinde "acil durum planları"nın görünür şekilde duvara asılması ve buralarda yaşayan herkesin bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini anlatan Sağır, şunları kaydetti:
"Felaketler yaşanmadan bilinçlendirme yapılması gerektiği gibi belirlenecek dönemlerde de tatbikatlar yapılmalıdır. Ebeveynler evde yokken de tatbikatlara devam edilmelidir. Binalarda toplanma alanları belirlenmeli ve bu bölgeler imza karşılığı herkese tebliğ edilmelidir. Tesislerdeki uygun alanlara dayanıklı acil durum konteynerleri koyularak kişi sayısına göre, jeneratör, delici ve kırıcı alet, seyyar aydınlatma, kablo, el feneri, megafon, ilk yardım çantası, su, konserve gibi malzemeler temin edilmeli, bu ürünlerin tarihi ve durumu kontrol altında tutulmalıdır. En önemlisi ise site yönetimleri ana taşınmazlara zarar verecek tadilatlardan kaçınmalı ve bu konuda da malikleri bilinçlendirmeleri gerekmektedir."
Sağır, site yönetimlerinin anılan konularda bilgilendirilmesi için toplantı davetleri göndermeye başladıklarını, belediyeler düzeyinde de başvurular için gereken çalışmaları başlattıklarını sözlerine ekledi.