Bayraktar MİNİ İHA, Bayraktar DİHA, Bayraktar TB2 SİHA, Bayraktar Akıncı ve Bayraktar Kızılelma... Türkiye'nin yerli ve milli sanayideki itici gücü Baykar Teknoloji firması, harp sahasında dengeleri değiştirecek hamlelerine bir yenisi daha ekledi.
Türkiye’nin caydırıcılığında çarpan etkisi yapacak insansız savaş uçağı Kızılelma, bir yıl gibi rekor sürede tamamlanarak ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi.
Kızılelma ile Türkiye, dünya üzerinde insansız savaş uçağı üretebilen 5'inci ülke olma başarısına ulaştı.
Kızılelma'nın görüş hattı ile haberleşme sistemi, çok amaçlı hava radarı, sentetik açıklıklı radar, meteoroloji radarı (AESA) tamamen yerli. Yerli mühimmatlar MAM-L ve MAM-C ile donatılan, 35 bin feet operasyonel irtifa ile düşmana gökyüzünü dar edecek kabiliyete sahip olan Kızılelma; 5 saat havada kalış süresi, 6 bin kilogram maksimum kalkış ağırlığı, 1.500 kilogram faydalı yük kapasitesi, 500 nm görev yarıçapı, 06. mach seyir hızı ile dikkat çekiyor.
Kısa pistli uçak gemilerinden kalkış ve iniş kabiliyetiyle eski tip savaş uçaklarından ayrışan Kızılelma, düşük görünürlük vasfıyla yeni nesil harp teknolojilerine tam uyum sağlıyor.
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar'ın "Havacılıkta akamete uğratılan serüvenimizi tamamlamak ve 20 yıllık hayalimizi gerçekleştirmek üzere" ilk uçuşunu başarıyla tamamladığını açıkladığı insansız savaş uçağı Kızılelma'nın ilk uçuşunu uzmanlar Haber7'ye değerlendirdi.
BAŞBUĞ: DÜNYADAKİ EN İYİ TEKNOLOJİ GELİYOR
Haber7 okurları için değerlendirmelerde bulunan Emekli İstihbarat Albay ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, Gazi Mustafa Kemal döneminde başlayan benzeri projelerin, onun ölümüyle birlikte söndürüldüğünü söyledi. O günden yakın zamana kadar elle tutulur herhangi bir gelişme sağlanılamadığını belirten Başbuğ, "Kendini Atatürkçü zanneden bazı kadrolar var. Onlara da bir gönderme olsun.” dedi.
Cumhur İttifakı’nın ıslahat anlamında aynı yoldan gittiğini vurgulayan Emk. Albay Coşkun Başbuğ, şöyle devam etti:
“Atatürk’ten sonraki süreci en iyi şekilde ayağa kaldıran ve bu süreçte en iyi yansıtan, şu anki siyasetçiler oldu. Bütün o savunma projelerinin üstüne katbekat ekleyerek dünyanın gündemini değiştirdiler. Projenin kısa sürede tamamlanmasını bu inanmışlığa bağlayabilirsiniz. Çünkü Kızılelma’nın 2023’te uçması bekleniyordu. Bugün gelinen süreçte öyle bir noktaya getirdiler ki işi, vaktinden önce harekete geçti. Şimdi oradaki genç beyinler, pırıl pırıl insanlar geceyi gündüze kattılar. Yemiyorlar içmiyorlar… İnanın o projeyi ete kemiğe bürünmüş şekilde görmek istiyorlar. Şimdi Allah’tan Kızılelma göklere kavuştu. Ardından ANKA’mız geliyor. O da bana göre şu an dünyadaki en iyi teknoloji. Biz bu teknolojileri üretirken aynı zamanda kara-hava entegrasyonunu sağlayacak şekilde yola çıktık. Yani millete nam olsun, şan olsun…”
‘MİLLET BU PROJELERİN KADERİNİ OYLAYACAK’
Türkiye’ye büyük avantaj sağlayacak Kızılelma projesinin gündemdeki Ekrem İmamoğlu davasıyla unutturulamayacağının altını çizen Başbuğ, 2023 seçimlerinde Kızılelma gibi projelerin durdurulması tehlikesinin bulunduğunu belirtti.
Başbuğ, “Bu yaptığımız projeler, önümüzdeki günlerde bütün seçim denklemlerini değiştirecek. Asli dengeleri bozacak projeler… Yani şu anda İmamoğlu gibi boş muhabbetlerle uğraşmış olsak da dünya Türkiye’yi yakından takip ediyor. Bugün bütün Avrupa’nın ve Amerika’nın gündeminde Kızılelma var. Dolayısıyla 2023’te millet şunu oylayacak: ‘Bu projeler devam mı etsin, yoksa Atatürk dönemi sonrasında olduğu gibi çöpe mi atılsın?’ Oylayacağımız husus bu. Kesinlikle seçimlerde millet, bu projelerin kaderini oylayacak.” sözlerini sarf etti.
6'LI MASA GELİRSE ÇÖPE GİDER!
Millet İttifakı’nın olası iktidarında KIZILELMA ve ANKA gibi projelerin durdurulacağını belirten Güvenlik Uzmanı Başbuğ, açıklamasının bu bölümünde millete çağrıda bulundu:
“Muhalefet geldiği takdirde bu projelerin çöpe gidebileceğini unutmamak lazım… Bunu zaten açıktan söylüyorlar. ‘Yargılayacağız’ diyorlar. Dolayısıyla, Allah korusun eğer ters bir durum çıkarsa, Atatürk’ten sonra uyuşturarak yok ettikleri gibi 2023’ten sonra da uyuşturarak yok ederler. Ama eğer tam tersi gerçekleşirse biz bu ANKA ve KIZILELMA gibi teknolojileri, ‘geri kalmış teknoloji’ olarak 3-5 seneye atmaya başlarız. Çünkü böyle başarıya aç bir millet var. Bunlar inşallah çok daha iyilerini yapacaklar.”
KIZILELMA'NIN 'RADAR' FARKI
Konuşmasının son bölümünde insansız savaş uçağımızın teknik özelliklerini değerlendiren Başbuğ, Kızılelma’nın "düşük görünürlük" kabiliyetine şu sözlerle dikkat çekti:
“Kızılelma’nın bana göre en önemli yetkinliği, radara karşı hassasiyeti. Yani bugün dünyada radara yakalanmayan uçak yok, onu söyleyeyim. En az şekilde bir yakalanma riski ve oranı var. O anlamda Kızılelma, emsallerine göre çok üstün. Taşıdığı yük, hız, kısa mesafe iniş-kalkış, özellikle Anadolu gemisine inecek ve kalkacak olmasına yönelik çalışmalar yapılıyor. Bunlarla donatılmış bir Kızılelma, alanında rakibi olmayan mükemmel bir savaş aracı olarak yerini alacak.”
AĞAR: ARTIK 5'İNCİ NESİL SAVAŞ STRATEJİSİNE SAHİBİZ
Sorularımızı cevaplandıran Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Kızılelma’nın bir yıl gibi kısa bir sürede hazırlanmadığını, arkasında geniş bir birikimin olduğunu söyledi. Türkiye'nin yeni savaş teknolojisine sahip 5 ülkeden biri olduğunu kaydeden Ağar, taarruz tecrübesi olarak da ülkemizin diğer devletlere üstünlük sağladığını belirtti. Güvenlik Uzmanı Ağar, “Kızılelma'nın bir sene gibi kısa bürede hazırlandığı görülüyor fakat arkasında yıllarca ortaya konulan bir emek, çalışma, akıl ve bilgi birikimi var. Yani bu minicik İHA’lardan başlayıp, SİHA’lara; SİHA’lardan Akıncı’lara, Akıncı’lardan Kızılelma’lara gelen bir süreç. Bu anlamda bir yılla sınırlandırmak çok doğru olmaz diye düşünüyorum.” dedi.
Güvenlik ve Terör Uzmanı Ağar, Kızılelma’nın caydırıcılığına dikkat çekerken hava sahasında ülkemize sağlayacağı faktörleri şöyle sıraladı:
“İnsansız savaş uçağı teknolojisi şu anda 5 ülkede var. Bu noktada sadece insansız bir savaş uçağının kabiliyet ve kapasitesine sahip olmak değil, atacağı füzelerle birlikte süpersonik bir etki ortaya koyabilme kabiliyeti var. Bu son derece önemli…
Muharebe ortamının ağ gibi örülmesinde, katmanlar arasında bir yere gerçekleştirmek gerekiyor bunu… Bu da savaşın doktriniyle ilgili olan bir konu. Mesele sadece böyle bir teknolojik yeteneğe sahip olmak değil; bu yeteneği yeni nesil savaşlarda, yani 5’inci nesil harplerde kullanma becerisidir. Buna dair bir akla, stratejiye ve tecrübeye sahip olduk.”
TÜRKİYE'DEKİ TECRÜBE DİĞER ÜLKELERDE YOK
İnsansız savaş uçağı teknolojisine sahip diğer ülkelerin taarruz tecrübesi olmadığını belirten Abdullah Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buna sahip olan ülkenin böyle bir silah sistemini üretmesi, kendi milli siyaset ve stratejisi anlamında, bunları uygulayabilmesi anlamında; ittifakları ve geleceği şekillendirebilmek anlamında son derece önemli bir yeri vardır. Diğerlerinde yok. Olsa bile nasıl kullanabileceklerini, konvansiyonel mücadelede nasıl değerlendireceklerine dair tecrübeleri yok. Bu yüzden sadece bir yeteneğin gelişmesi anlamında değil, bu yeteneği kullanmayla ilgili ortaya koyacağı inisiyatifler anlamında da çok önemli olduğunu düşünüyorum."