TV8 ekranlarında izleyiciyle buluşan ve 61'inci bölümde final yapan "Kırmızı Oda" dizisine açılan intihal davasının yeni bilirkişi raporu yayınlandı.
Gülseren Budayıcıoğlu'nun 2004 yılında yayımlanan Madalyonun İçi adlı kitabından uyarlanan "Kırmızı Oda"nın başrollerinde Binnur Kaya, Gülçin Kültür Şahin ve Baran Can Eraslan yer almıştı. Yapımcılığını Onur Güvenatam'ın üstlendiği dizinin senaryosu ise Deniz Gürlek ve Melek Seven tarafından yazılmıştı.
'İNTİHAL VAR' DENİLDİ
Gazeteci Birsen Altuntaş'ın haberine göre, son yayımlanan raporda "Tahran’ın Kırmızı Sirenleri kitabının metni ile Kırmızı Oda dizisinin metni konsept olarak birbiriyle örtüşmektedir" denildi.
İranlı yazar Shahzadeh N. İgual, dizinin 35'inci bölümden itibaren yayınlanan İranlı Mitra’nın 8 bölümlük hikâyesinin kendi hayat hikâyesini anlattığı “Tahran’ın Kırmızı Sirenleri” kitabından alındığı iddiasıyla diziye dava açmıştı.
İgual OGM Prodüksiyon ve Medya Hizmetleri A.Ş ile TV8’e açtığı dava kapsamında öncelikle dizinin 35-36-37-38-39-40-41-42'nci bölümlerinin yurt içi ve yurt dışında yayınlanmasının, televizyon, dijital, basın, açık hava, sinema, satış noktası, basılı tanıtım malzemeleri, radyo, internet kanalları, sosyal medya ve diğer elektronik iletişim araçlarında kullanılmasının durdurulması talep etmişti.
Yazar ayrıca 100 bin TL maddi tazminatın ihlal tarihinden başlayarak işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan tahsil edilmesini istemişti.
MAHKEME AYRINTILI RAPOR İSTEDİ
Davaya ilişkin yayınlanan ilk bilirkişi raporunda iki eser arasında intihale neden olabilecek bir benzerliğin olmadığı kararına varıldı. İlk raporun yeterli olmadığını belirten mahkeme, tekrar ayrıntılı bir rapor talep etti.
Yeni çıkan bilirkişi raporunda dizide intihal olduğu bilgisi yer aldı.
Raporda şu ifadelere yer verildi:
“Tahran’ın Kırmızı Sirenleri kitabının metni ile Kırmızı Oda TV dizisinin metni konsept olarak birbiriyle örtüşmektedir. Kırmızı Oda isimli TV dizisinin metninin davacının Tahran’ın Kırmızı sirenleri isimli kitabını metnine açıkça bağlı olduğu, tereddütsüz olarak faydalanıldığı görüş ve kanaatimizin takdiri sayın mahkeme makamına aittir.”