Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu (Rosatom) Genel Müdür Birinci Yardımcısı Kirill Komarov, Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenen nükleer enerji zirvesi ATOMEXPO-2024 Forumu’nda düzenlenen özel oturumda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Komarov, farklı ülkelerden çok sayıda basın mensubunun katıldığı soru cevap oturumunda nükleer enerji sektörünü siyasi anlamda değerlendirmenin profesyonellikten uzak olduğunu ifade etti ve “Nükleer sektör her zaman profesyonel, güvenli ve bütün insanlığa açık olması lazım” ifadelerini kullandı.
“RUS TEKNOLOJİSİNİ KULLANARAK BAŞKA BİR SANTRAL İNŞA ETMEK ÖNEMLİ”
Türkiye’deki öncelikli gündemlerinin Akkuyu olduğunu söyleyen Komarov, “Bugün gündemimizde Türkiye’deki amiral gemimiz Akkuyu Nükleer Santrali var. Bu proje bizim için çok önemli bir proje. Sorumluluk ve yatırım açısından da çok büyük bir proje. Türk medyasının temsilcileri olarak sizler, Türkiye'nin yap-sahip ol-işlet modeliyle nükleer santral inşaatını uygulayan ilk ülke olduğunu biliyorsunuz. Yani Rosatom aynı anda hem teknolojinin sahibi hem yatırımcı, hem santralin sahibi, hem de tesisi inşa eden yüklenici olarak hareket etmektedir. Bu nedenle nihai sonuçtan tamamen biz sorumluyuz. Türkiye'de yapmamız gereken ilk şey, santralin hükümetler arası anlaşmamızda belirtilen süre içerisinde inşa edilmesini sağlamaktır. Dört ünitenin de 2028 yılı sonuna kadar tamamlanması gerekmektedir. İlk ünitede şu anda çok yüksek tempoda hazırlık var. Devreye alma çalışmaları devam ediyor. Akkuyu projesiyle ilgilenmeye başladığımız 2011 yılından bu yana edindiğimiz deneyimleri sizinle paylaşacağım. Akkuyu projesi sayesinde çok sayıda Türk şirketi nükleer sanayi için çalışmayı öğrendi. Artık bu şirketler önemli deneyimler elde ettiler, ekipman da üretebiliyorlar. İnsanlar nükleer güç santrallerinin inşasında zor işleri de yerine getirebilirler. Bu deneyimleri kaybetmek üzücü olur. Bu benzersiz uzmanlık alanında binlerce insan benzersiz bir deneyim kazanıyor. Akkuyu sahasında çoğu Türk vatandaşı olmak üzere yaklaşık 30 bin kişi çalışıyor. Dolayısıyla, bu kadar çok deneyim ve bilgi birikimine sahip olan tüm bu insanların deneyim ve bilgilerini daha fazla kullanabilmelerini istiyoruz. Elbette bunun için en iyi yol, Rus teknolojisini kullanarak başka bir santral inşa etmek olacaktır” diye konuştu.
“TÜRK HÜKÜMETİYLE GÖRÜŞÜYORUZ”
Sinop'ta kurulması planlanan ikinci bir nükleer santralin inşası ile ilgili projeye yönelik de açıklamalarda bulunan Komarov, “Sinop Nükleer Güç Santrali'nde Rus teknolojisine dayalı bir projenin hayata geçirilmesi olasılığını Türk hükümetiyle görüşüyoruz. Bugün, henüz görüşmelerin ilk aşamasındayız, dolayısıyla tam olarak nasıl bir model olacağını, tarifenin ve zaman çerçevesinin ne olacağını söylemek için çok erken. Ancak kendi adımıza, biriktirdiğimiz tüm deneyimin ve en önemlisi Türk şirketlerinin ve ortaklarımızın bu projede edindikleri deneyimin bir sonraki NGS'nin inşasına yansıtılmasını sağlamak için her türlü çabayı göstereceğimizi belirtmek isterim. Bugün Akkuyu NGS projesi çerçevesinde Türk şirketleriyle 5 milyar doların üzerinde sözleşme imzalanmış durumdayız. 5 milyar dolar, sadece Türk şirketlerinin Akkuyu için halihazırda yaptığı iş içindir ve bununla bitmeyecektir. Şu anda ilk reaktörü tamamlama aşamasındayız, dolayısıyla bu rakamlarda da bir büyüme gerçekleşecektir. Biz bu projede kazanılan deneyimin bir sonraki nükleer santralin inşasına yansıtılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünyada nükleer enerjiye olan talep ve ilginin arttığını ifade eden Komarov, Türkiye, Mısır, Bangladeş, İran ve Çin gibi farklı coğrafyalarda nükleer enerji alanında çalışmaların devam ettiğini de aktardı.