Sinema dünyasının en sıra dışı yönetmenlerinden bir tanesi olarak kabul edilen Amerikalı yazar ve yönetmen Quentin Tarantino imzalı Kill Bill serisinin ilk filmi 2003, ikinci filmi ise 2004 yılında beyazperdede izleyicileriyle buluştu. Vizyona girdiği gibi adını kült filmler arasında yazdırmayı başaran Kill Bill serisinin üçüncü filmini asker yolu gözler gibi bekliyoruz ama yolun sonu şimdilik pek de aydınlık görünmüyor.
Kill Bill serisinde kan donduran bir intikam hikayesi izliyoruz. The Bride yani Gelin kod adlı karakterimiz, tam da düğün günü başına gelenler yüzünden filmin adından da anlaşılacağı üzere eski patronu Bill’den intikam almak için yola çıkıyor ve sonrasında çok ama çok kanlı olaylara Tarantino elinden çıktığı belli imzalar atıyor. Gelin bu sıra dışı filmin perdesini aralayalım ve Kill Bill film serisi hakkında ilginç bilgilere yakından bakalım.
Kill Bill serisi hakkında en sıkı hayranların bile bilmediği ilginç bilgiler:
Seri dört saatlik tek bir film olacaktı.Bill rolünü başka bir oyuncu canlandıracaktı.Daryl Hannah, çok da popüler olmayan bir filmdeki rolü sayesinde kadroya katıldı.Seride kült dövüş ustalarına pek çok selam var.İlk filmdeki dövüş sahnesinde tek bir CGI bile kullanılmadı.Uma Thurman az kalsın Tarantino yüzünden ölecekti.Seri tek bir Oscar ödülü bile kazanamadı.Kill Bill serisi tam anlamıyla para bastı.Seri dört saatlik tek bir film olacaktı:
Quentin Tarantino filmlerini izlediyseniz kendisinin sıra dışı şeyler yapmayı sevdiğini bilirsiniz. Yine böyle bir gariplik planlayan Tarantino, Kill Bill hikayesini dört saatten daha uzun süren tek bir film olarak çekmeyi ve yayınlanmayı kafasına koymuştu. The Hateful Eight filminin üç saatten uzun olduğunu düşünürsek yapamaz diyemiyoruz. Neyse ki film sahnelerinin bu kadar uzun bir anlatı için uygun olmayacağını fark etti de bu fikirden vazgeçti. Tabii belki biri ‘Abi yapma!’ demiş de olabilir.
Bill rolünü başka bir oyuncu canlandıracaktı:
Tarantino, Kill Bill hikayesini yazmaya başladığı andan itibaren Bill rolü için aklındaki isim her zaman Oscar ve Altın Küre ödüllü oyuncu Warren Beatty olmuştu. Fakat bir sorun vardı, Bill gerçek anlamda usta bir dövüşçüydü ve onu canlandıran karakterin de hem dövüş sanatlarına hakim olması hem de bunu seyirciye yansıtması gerekiyordu. Derken aklına adını Kung Fu dizisi ile duyuran, en az Beatty kadar usta bir oyuncu olan David Carradine geldi ve rol Carradine’e teslim edildi.
Daryl Hannah, çok da popüler olmayan bir filmdeki rolü sayesinde kadroya katıldı:
Seride Elle Driver karakterini canlandıran oyuncu Daryl Hannah, Tarantino usulü bir yöntemle kadroya alındı. Tarantino oyuncu seçimlerinde deneme çekiminden ziyade oyuncuların daha önce canlandırdıkları rollere bakar. Daryl Hannah da 2000 yapımı First Target adlı çok da popüler olmayan bir filmde başrol canlandırmıştı. Sinemaya takıntı derecesinde tutkulu olan Tarantino elbette bu filmi bir şekilde biliyordu ve Daryl Hannah performansının Elle Driver için harika olacağına karar verdi.
Seride kült dövüş ustalarına pek çok selam var:
Kill Bill serisi klasik dövüş filmleriyle asla dalga geçmez, aksine onlara bir saygı duruşunda bulunur. Bunu ilk olarak The Bride’ın giydiği eşofmandan anlıyoruz çünkü o eşofmanın aynısı Game of Death filminde Bruce Lee tarafından giyilmişti. Shaw Brothers Studio logosunda da eski dövüş filmlerine bir selam vardır. En dikkat çekici olan ise bilinen tüm kült dövüş filmlerinde yer almış olan usta oyuncu Sonny Chiba’nın seride kılıç ustası Hattori Hanzo rolünü canlandırıyor olmasıdır.
İlk filmdeki dövüş sahnesinde tek bir CGI bile kullanılmadı:
Kill Bill serisinin ilk filmindeki en ikonik sahnelerden bir tanesi House of Blue Leaves’de geçen dövüş sahnesidir. Geleneksel sinema tekniklerine bağlı bir yönetmen olan Tarantino, bu sahnede tek bir CGI kullanmayı bile reddetti. Sonuç ise epey yorucu oldu çünkü bu sahnenin iki haftada tamamlanması planlanırken efekt kullanılmadığı için çekimler tam sekiz hafta sürdü.
Bu sahne hakkında ilginç bir detay daha var. The Bride ortama girip de yakuzalarla kanlı bir dövüşe başladığında renkler siyah beyaza dönüyor. Maalesef bunun nedeni Tarantino’nun deneysel bir sinema tekniği kullanması değil, sansürden kaçmaya çalışması. Sahnenin her anı epey kanlı olduğu için Tarantino filmin yaş kısıtlamasına girmesini engellemek adına böyle bir taktik izlemiştir.
Uma Thurman az kalsın Tarantino yüzünden ölecekti:
Diyoruz işte Tarantino garip adam. İkinci filmin çekimleri sırasında bir sahnede Uma Thurman’ın araba kullanması gerekiyordu ama kendisi bir dublör kullanmak istedi. Tarantino ise kendisi sürerse çok daha etkileyici olacağını söyleyerek oyuncuyu sürücü koltuğuna oturttu. Thurman aracı süremedi, ağaca tosladı, dizleri zarar gördü ve ufak bir beyin sarsıntısı geçirdi. İkili çekimleri tamamlasalar bile o günden sonra uzun yıllar boyunca Thurman, Tarantino ile arasına epey bir mesafe koydu.
Seri tek bir Oscar ödülü bile kazanamadı:
Quentin Tarantino iki Oscar ödülü kazanmış bir senarist ve yönetmen, serideki oyuncuların her biri deneyimli ve daha önce ya da daha sonra Oscar ile tanışmış isimler fakat gelin görün ki dünya çapında bugün bile milyonlarca hayranı olan Kill Bill serisi tek bir Oscar ödülü bile kazanamamıştır. Bunun nedeni olarak Akademi’nin bu tür dövüş filmlerine soğuk yaklaşması görülüyor. Tabii her iki film de farklı organizasyonlardan sayısız ödül kazanmayı başarmıştır.
Kill Bill serisi tam anlamıyla para bastı:
Tarantino’nun sihri de burada; yaptığı filmler hem buram buram sanat kokuyor hem de gişede başarılı oluyor. İlk Kill Bill filmi 30 milyon dolara çekildi ve gişede 180 milyon dolardan fazla hasılat elde etti. İkinci film de tıpkı ilki gibi 30 milyon dolara çekildi ve gişede 150 milyon dolardan fazla hasılat elde etti. Bu tür bir dövüş filmi için hiç de azımsanmayacak bir rakam.
Sinema dünyasının sıra dışı yönetmeni Quentin Tarantino imzalı Kill Bill serisi hakkında pek çoğunu ilk kez duyduğunuz ilginç bilgilerden bahsettik. Tarantino’yu ve Kill Bill serisini seviyor musunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.