Batı'nın '2023 yılının en önemli seçimi' diye lanse ettiği Türkiye genel seçimlerine 2 aydan az bir süre kaldı. Uzmanlar; seçimlerin AK Parti, MHP, BBP ve Yeniden Refah'tan oluşma Cumhur İttifakı ile kamuoyuna altılı masa olarak yansıyan Millet İttifakı arasında cereyan edeceği noktasında hemfikir.
ABD merkezli Politico: Türkiye'deki seçim 2023'ün dünyadaki en önemli oylaması olacak
Bu noktada son düzlüğe en iyi şekilde varmak isteyen partiler, daha önceden hazırlamış oldukları seçim programlarına sıkı sıkıya bağlı şekilde çalışmalarını sürdürüyor. CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun oy uğruna giriştiği hamleleri ise, basın koridoruna 'takıyye' olarak yansıyor.
Umre turu, namaz reklamı, türbe ziyareti... 'CHP oy için takiye yapıyor'
Son olarak altılı masada yaşanan ihtilafla, 'kumar masası' benzetmesiyle gündeme gelen muhalefet, bu kez CHP'ye yakınlığıyla bilinen, ABD'li kuruluşların fonladığı Medyascope'un eleştirisi ile öne çıktı.
İYİ Parti gaz mı alıyor? Esti, gürledi, yağmadı
Ruşen Çakır'ın sunduğu programın yorumcularından Soli Özel, gün içerisinde ekrana gelen yayında altılı masanın parti genel başkanlarının ve İBB ile ABB başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı formülü ile güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisini topa tuttu. Özel, 'üstü kapalı' vurgusunda bulunarak Millet İttifakı'nın seçim programını gerçekçilikten uzak bulmakla itham etti.
"BU MECLİSE SAYGISIZLIKTIR"
Daha önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını reddedici nitelikte yazılar kaleme alan gazeteci yazar Soli Özel, Ruşen Çakır'ın Medyascope'ta sunduğu programda altılı masayı sert sözlerle eleştirdi. Çakır'ın sözü '7 Cumhurbaşkanı Yardımcısı' formülüne getirmesi üzerine 'O bir felaket' yorumunda bulunan Özel, güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisinin dayanaksız oluşunu şu sözlerle anlattı:
"O bir felaket... Aslında Kılıçdaroğlu ile Akşener arasındaki son mutabakatta iki belediye başkanının Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı formül işi nereye getiriyordu? İşi farklı bir mecraya getiriyordu. Ve bence doğru bir mecraya getiriyordu. Bunun belki bir tarafında Meral Hanım'ın tek Cumhurbaşkanı Yardımcısı olma hedefi vardı.
Ama daha önemlisi şu, ne vadediyor bize Millet İttifakı? Diyorlar ki, 'Biz sizi 2 sene içerisinde parlamenter rejime döndüreceğiz'... Parlamenter rejime döndürmeyi birinci siyasi hedefi haline getiren ittifakın, o ittifakı oluşturan partilerin başkanları niye Meclis'te olmayacaklar da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaklar? Biri bana söylesin... O zımnen bize, 'Asıl iktidar orada, biz Meclis'i pek önemsemiyoruz. Meclis el kaldırıp indirenlerin yeridir. Biz de onlara ne yapılması gerektiğini' söylüyor.
Bu Meclis'e saygısızlıktır. Meclis'e bu kadar saygısız olanların da tutup Türkiye'yi güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçireceklerine ben inanmam. Geçirseler de onun neye benzeyeceğini şurada edep dahilinde söylemek istemem. Benim görüşüm bu. Orada, Meclis'te olursunuz ve parlamenter sisteme geçişin yolunu hazırlarsınız."
"BEŞ PARA ETMEZ..."
Yazar Soli Özel, açıklamasının devamında ikinci bir ihtimalin üzerinde durup, altılı masadaki bazı partileri 'beş para etmez' diye tanımladı:
"Bir de sorum şu... Kaybettiler diyelim, ne olacak? Seçilemedi Kemal Kılıçdaroğlu... Şu oldu ya da bu oldu... Seçilemedi... Hepsi Meclis dışında kalacaklar... O partiler kalacak mı? Zaten beş para etmiyor çoğu... Yani alayını toplasanız bir CHP etmiyor. O zaman hani parlamenter sistem önerisi falan ne olacak? Ya Meral Hanım'ın Fatih Altaylı'ya söylediği, 'Biz orada olacağız...' falan filan... Ya mantığı yok ki bunun... Parlamenter sisteme dönecek olanlar, partilerinin başında parlamentoda yer alır..."