Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, bugün soL Haber Portalı'ndaki köşesinde "Menderes'in tırnağından medet ummak" başlıklı bir yazı yazdı.
Geçtiğimiz yıllarda Kılıçdaroğlu'nun, yakın zaman önce de CHP sözcüsü Faik Öztrak'ın "Erdoğan Menderes'in tırnağı olamaz" açıklamalarını konu edinen Okuyan, AKP'nin karşı devrim saldırısının 20 yılda muhalefetin tüm unsurlarının başarısızlığıyla daha da etkili hale geldiğini söylüyor.
AKP'nin Menderes güzellemesiyle değil, ancak toplumsal bir dirençle geriletilebileceğini ifade eden Okuyan'ın yazısının tamamı şöyle:
Menderes'in tırnağından medet ummak
AKP başardı. 20 yıllık bir süreye yayılan karşı devrim, AKP’nin başarısı, komünistler de dahil olmak üzere bütün Cumhuriyetçilerin başarısızlığıdır.
Karşı devrim, AKP’nin birçok alt başlığa yayılan “başarı”larının bir toplamı, bir üst başlığı olarak tanımlanabilir.
Bu anlamda AKP bir değil, çok şey başardı.
Başaramadığı tek şey ise kendi tasarladığı Türkiye’yi bir türlü yerleştirememesi, toplumdaki direnci bir türlü kıramaması.
Ancak...
O direnç sürekli erozyona uğruyor.
AKP’nin başarısının bir boyutu da bu. AKP Türkiye’de siyasetin koordinatlarını yeniden belirledi. AKP karşı devrimine direnen toplumsal kesimler mevcut düzenin ötesine yönelmedikleri sürece AKP’nin belirlediği sınırları ve AKP’nin referanslarını kabul etmek zorunda kalmakta.
Güncel iki örnek söylediklerimin daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.
Erdoğan ile Babacan arasındaki polemikten başlayalım.
Bilindiği gibi, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ı işaret eden Tayyip Erdoğan “onlar o makamlara kendileri layık oldukları için gelmediler" dedi.
Bu söz, AKP hükümetlerinde makam sahibi olmanın “çok büyük bir onur” olduğunu varsayar.
Kuşkusuz Recep Tayyip Erdoğan için böyle olsa gerek.
Ancak Türkiye’de halk, tarihinin en sert yoksullaşma dalgası ile karşı karşıyayken 6’lı muhalefette yer alan Babacan’ın bir marifetmişçesine o görevlere sahip çıkıp “milletin iradesi ve partinin ortak aklı bizi göreve getirdi. 13 sene layıkıyla Dışişleri ve Ekonomi bakanlıkları yaptım” demesi normal değildir.
Bu anormallik Babacan ve Davutoğlu’nun düne kadar AKP’nin tepesinde yer almasından kaynaklanmamaktadır. Anormallik, bugün AKP’ye muhalefet ettiğini söyleyen kesimlerin içinde AKP’nin bir dönem iyi şeyler yaptığını iddia edenlerin, bu düşünceden olmayanları geriletmesinden, bastırmasından, susturmasından kaynaklanmaktadır.
Haksızlık mı ediyoruz?
Hayır haksızlık etmiyoruz.
AKP kendi referanslarını, kendi tarih okumasını dayatmada ciddi ölçülerde başarılı oldu.
AKP’yi eleştirmeye çalışırken Adnan Menderes’in savunulması söylediğimin kanıtıdır.
İkinci örnek budur. Erdoğan’a “sen Menderes’in tırnağı olamazsın” diye çıkışanlar Erdoğan’ın Menderes’in tırnağından çok daha fazlası olduğunu kendi kendilerine itiraf etmiş oluyorlar.
Bu saçma söz CHP sözcüsü tarafından sarf edildi.
Evet, CHP’nin Menderes’i savunmak, savunmak bir yana göklere çıkarmak zorunda kalması, AKP’nin ve Erdoğan’ın başarısıdır.
İşin gerçeği CHP açısından Menderes-tırnak-Erdoğan karşılaştırması yeni değildir. Kemal Kılıçdaroğlu Menderes’in tırnaklarıyla Erdoğan’a 2014 yılında da yüklenmiş, Cumhuriyet döneminin kazanımlarına karşı sistematik bir biçimde saldırıya geçen Demokrat Parti çizgisine yerleşerek aynı saldırıların güncel failini sıkıştırmaya kalkmıştır.
Oysa Adnan Menderes güzellemesi ile AKP geriletilemez. Adnan Menderes güzellemesi ile ancak AKP karşısındaki toplumsal direnç geriletilir.
Menderes’i kabullenmek, karşı devrimi kabullenmektir.
Bilinsin ki, ne AKP’nin istediği Türkiye tasarımına ne de o tasarım karşısındaki biricik güvencemiz olan direncin sıfırlanmasına izin vereceğiz
www.idrak34.com