CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Adaletin olmadığı dünyada özgür düşünceden söz edemezsiniz, insan ve hayvan haklarından söz edemezsiniz.
Can Atalay... 50 günü geçti. Milletvekili oluyorsunuz, tutuklusunuz ve dışarıya çıkarmıyorlar sizi. Sayın Kurtulmuş'a çağrı yapıyorum. Sayın Cindoruk'un yazılarını çıkarabilir. Artık TBMM Başkanı karar alırken saraydan irade almamalı. O sarayın hakkını değil TBMM'nin hakkını ve hukukunu savunmak durumundadır. Gezi davası tutukluları başlı başına bu da dramdır. 435 gündür hapisteler. Osman Kavala 2 bin 72 gün...Vicdan sahibi herkese sormak isterim neden içeride? Bunları her ortamda dile getirmeye çalışıyorum. İzmir'de bir minareden müzik çaldı onu paylaşan kişiyi tutukladılar onu yapan kişiyi görmediler. Bunun adı kısaca hainliktir.
Uluslararası tefeciler bakan atıyorsa, merkez bankası başkanı atıyorsa beka sorunumuz var demektir. Bankalardaki mevduatın yüzde 70,3'üvatandaşların binde 6'sına ait. Gelir dağılımının ne kadar bozuk olduğu açısından ilginçtir. Bu kadar borçlanan ülkede doğmamış çocuğa bile yükümlülük getiriyoruz. Diyelim ki dolar 23 liraydı 24 oldu. Bu bir lira 145,5 milyar liralık yükü 85 milyon insan ödüyor. Doları olan kazanıyor.
"CHP bir tek adam partisi değildir"
CHP bir tek adam partisi değildir. Mustafa Kemal Atatürk'ten günümüze CHP her zaman kadro partisi olmuştur, tek adam partisi olmamıştır. Tarihinde doğru ve yanlışları olmuştur. Bu hareket her zaman ezilenleri, sesi duyulmayanların, adalete susamışların yanında olmuştur. CHP'nin tüm kadroları dünden bugüne siyasi yaşamlarının hiçbir döneminde siyasi ikballerinin peşinde koşmamışlardır.
"Yarın 35 milyonu katacağız"
Ne seçimi alsaydık haksızlığa karşı mücadeleyi bırakacaktık, ne de şimdi bırakacağız. Mücadelemiz kararlılıkla sürecek. Ne ben tek başıma 25 milyon kişiyi namuslu davama kattım ne de tek başına CHP kattı. Biz doğru yolda kalmaya ne pahasına olursa olsun devam edeceğiz.
Değişim ve liderlik meselesine gelelim şimdi. Bir kere bizler 25 milyon insanla birlikte, çıkarsız, parasız sadece ama sadece hakkın yanında olmak için bir araya gelen bir koalisyon kurduysak, başörtülüsü, başı açığı, seküleri, Atatürkçüsü, milliyetçisi bir araya gelebildiysek büyük bir değişimi zaten başlatmışız demektir.
Ama biz toplum olarak neyin değiştiğine değil, neyin değişmediğine bakarsak hata yapmış oluruz. Değişen şeyler yüzde 20’lerden yüzde 48’lere ulaşan kitlelerdir.
Bugün bu değişimleri yaparak 25 milyonu davamıza kattık yarın 35 milyonu katacağız. Anlatmaya çalıştığım şey 25 milyonu bir araya getirmenin başarısının sadece bana yani bir lidere ait olmadığıdır. Hakkın yanında olanlar, haklının yanında olanlar biz 25 milyon kişiyiz.
"Yeni değişimleri üretme görevi benimdir"
Başarıyı tek başına üstlenen bu birlikteliği başarısızlık olarak tanımlarsanız tek başına karşınıza dikilirim.25 milyona dokundurtmam. Onlar hiçbir çıkarı olmayan sarayın sahtekarlıklarına rağmen halkın ve hakkın yanında duranlardır. Değişimin mimari CHP'li vekillerle birlikte millet ittifakıdır. 25 milyona ulaşan değişim yeterli değilse başarısızlık benimdir yeni değişimleri üretme görevi de benimdir. Masalar kurarak halil ibraim sofraları kurarak ileriye doğru değişimin hayat boyu süren süreç idari ile yönetmektir.
"Ben CHP'nin başında olsam da olmazsam da..."
Gelecekte bu partinin elbette başka liderleri de olacaktır. Ben CHP'nin başında olsam da olmazsam da birleştirdiğimiz 25 milyonluk demokrasi kitlesi hakkın yanında duran kitle olacak ama bir liderin güdümünde olmayacaktır. Sizler bir liderin ya da kişinin güdümünde olmamak için bir araya geldiniz. Bizler hepimiz değişimin bir parçasıyız. Devrimlerin tek bir lideri olmaz ama her zaman devrime inanmış halklar olur. Biz CHP'nin her bir neferi en az 25 milyondan oluşan halkımızla yoldaşları olarak değişime ışık tutmaya devam edeceğiz. Bu saltanatın yıkılması da sandığımızdan çok daha yakındır.