Amerika'nın kuzeyinde, meşe ve karaağaç dallarında sürünen bu tüylü tırtıllar, göründükleri kadar masum değiller. Onlara dokunduğunuzda, gizlenmiş dikenli omurgalarıyla acı verici bir zehir enjekte edebilirler.
Texas'ta bir kişi bu tırtıl tarafından sokulduktan sonra "bileğimi kırmış gibi hissettim" diyerek yaşadığı acıyı anlatıyor. Peki, bu küçük yaratıklar nasıl böyle bir etki yaratabiliyor?
Kedi tırtılları, güney flanel güvesi ve siyah dalgalı flanel güvesi gibi güvelere dönüşür.
Tırtılların zehiri, hücrelerin içine delikler açan ve yoğun acı veren bir proteine sahiptir. Bilim insanları, bu proteinin hücrelerin içinde delikler açarak güçlü acı sinyallerini beyne gönderdiğini keşfettiler.
Bu keşif, tırtılın acı verici sokmasını açıklamakla kalmıyor, aynı zamanda insan tıbbı için de potansiyel ilaçlar geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Queensland Üniversitesi'nden moleküler biyobilimci Andrew Walker'a göre bu protein mekanizması, ilaçların hücrelerin içine girmesini sağlamak için kullanılabilir.
Zehirin hücre zarlarında delikler açma yeteneği, hayat kurtarıcı ilaçların hücrelere taşınmasında veya kanser hücrelerinin seçici olarak öldürülmesinde kullanılabilir.
Örneğin toksinlerin ilaçları hücrelerin içine taşıma yeteneği, hastalıklarla mücadelede büyük bir avantaj sağlayabilir. Ayrıca bu toksinler, kanser hücrelerini seçici olarak öldürmek için kullanılabilir ki bu da kanser tedavisinde yeni bir çığır açabilir.
Tırtılın zehirinin kökeni, evrimin ne kadar karmaşık ve şaşırtıcı olabileceğini gösteriyor. Yatay gen transferi, genlerin bir türden diğerine geçişini ifade ediyor ve bu fenomen, doğanın ne kadar esnek olduğunu ortaya koyuyor.
Bu tür olaylar nadir olmakla birlikte doğada sıkça görülebiliyor. Bu durum bakterilerin DNA'sının, tırtılların DNA'sına dahil edilmesiyle gerçekleşmiş ve tırtılların zehir üretebilme yeteneğini kazanmalarını sağlamış.
Kaynaklar: Live Science, Poison Control, Smithsonian Magazineİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: