Son dönemlerde Adana ve Türkiye genelinde su zehirlenmesi vakaları arttı. Hal böyle olunca uzmanlar da kaynağı bilinmeyen suların içerebileceği bakteri ve mikroplar nedeniyle oluşabilecek riskler konusunda bilgilendirmelerde bulundu.
Aile Hekimi Uzmanı Dr. Filiz Arabacı, yaptığı açıklamada, çocuklarda bu zehirlenmelerin daha sık olduğunu belirterek, “Son dönemlerde ishal, kusma, bulantı ve yüksek ateşle seyreden hastalıkların altında mikroplu suların yattığı düşünülmekte. Bu dönemde özellikle çocuklarda gördüğümüz problemlerin en büyük sebebi çocukların dezenfekte olmamış sularla çok fazla içli dışlı olmasından kaynaklanıyor. Bu ishallerde sulara karışmış olan viral ya da patojen bakterileri düşünüyoruz” dedi.
Dr. Arabacı yetişkinlerde de aynı semptomların görüldüğünü ifade etti.
“HAVUZUN TEMİZLİĞİNDEN EMİN OLUN”
Hijyenin öneminden bahseden Dr. Arabacı, “Yaz döneminde çok sık gördüğümüz bu ishallerin en kolay korunma yöntemi aslında hijyendir. Burada da el yıkama alışkanlığı, suya ve sabuna dokunun dediğimiz olay kesinlikle daha çok önem kazanıyor. Çocuklar, havuz ve denize girdiğinde ailelerin kontrol etmesi çok önemli. Bu süreçte anne babalar de aileler gidilen havuzun temiz olduğundan emin olmalı ve klorlama oranını sorgulamalı” diye konuştu.
“2-3 GÜNLÜK İSHALDEN KORKMAYIN”
Dr. Arabacı iki üç gün süren ishallerden korkulmaması gerektiğini belirterek, “Hafif ishal semptomları evde giderilebilir. Ancak çok sık kusma, yüksek ateş gibi durumlarda mutlaka hastaneye götürülmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
Şebeke sularının hijyenine de değinen Dr. Filiz Arabacı şunları söyledi:
“Şehir suları kontrollü olarak klorlanmakta. Bunun dışında hijyeninden emin olmadığınız açık çeşmelere dikkat etmek gerekir. Oradan akan suyun nereden geldiği, kaynağı belli değilse suyu mutlaka kaynatmak gerekiyor. Belli bir süre kaynatıp dinlendirdikten sonra sular içilebilir.”
www.idrak34.com