İçinde bulunduğumuz durumda nakit paralar maalesef eski değerini görmediğinden sokaktaki simitçiye bile kart uzatır hâle geldik. Neredeyse her ödememizi kredi veya banka kartlarıyla yapabildiğimiz için de bu durum, yanımızda nakit paraları gereksiz görmemize sebep oldu.
Eğer alıcıysanız, -her ne kadar ekonomik şartlardan dolayı olsa da- nakit taşımak zorunda olmadan her ödemeyi kartla halledebilmek elbette büyük bir kolaylık. Fakat satıcı tarafına baktığımızda kartlı ödemelerdeki kesintiler bizi karşılıyor. Satıcılar da bu kesintileri azaltmak için alıcıdan daha fazla para çekiyor. Peki bu yasal mı?
Hayır, yasal değil. Herhangi bir ekonomik kriz ve durum da buna mazeret olamaz.
İş yerlerine verilen POS cihazları, esnafın bu POS’tan aldığı ödemeyle anlaşmalı kuruluşa komisyon ödemesini sağlıyor. Avukat Bahadırhan Tabak’ın çok daha önceden de dile getirdiği üzere bu komisyon miktarı kuruluştan kuruluşa değişiyor. Fakat bu kesintiyi en aza indirmek isteyen iş yeri, komisyonu müşteriye yansıtmış oluyor. Yani iş yerinin anlaşmalı kuruluşa olan komisyon borcunu müşteri öderken o para da satıcıya kalıyor.
Durup; “1-2 lira benim için ne ki, değeri bile yok” deyip üstünüze yüklenen bu komisyonu haklı bulabilirsiniz fakat burada konu bizim haklı/haksız bulmamızın çok ötesinde, yasalarla sabit. Bahsettiğimiz kanun, 2006 yılında yayımlanan Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun ta kendisi.
Peki burada ne açıklanıyor?
Bu kanunun 17’nci maddesi, durumu şöyle netleştiriyor:
“Üye işyerleri, kart hamillerinin yapmış oldukları mal ve hizmet alımlarının bedelini banka kartı ya da kredi kartı ile ödeme taleplerini kabul etmek zorundadır. Bu zorunluluk indirim dönemlerinde de geçerlidir. Üye işyerleri, kart hamilinden kartın kullanılması dolayısıyla komisyon veya benzeri bir isim altında ilave bir ödemede bulunmasını isteyemez. Bu hükme aykırı davranılması halinde, üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlar tarafından üye işyeri sözleşmesi feshedilir ve bir yıl süreyle yeni bir sözleşme yapılamaz”
Eğer POS cihazını veren anlaşmalı kuruluş bu durumu tespit ederse sözleşmeyi feshedebiliyor.
Bu durum gerçekleşirse farklı bir kuruluştan POS alabilmek gibi bir durum da yok. Zira kanunda da geçtiği üzere iş yerleri, 1 yıl süreyle yeni bir anlaşma yapamıyorlar. Ayrıca tek sorun yeni POS cihazı alamamak değil. İş yeri sahibine de adli para cezası kesiliyor. Daha önce de dediğimiz gibi bunu haklı bulabilirsiniz fakat POS cihazı alırken iş yeri zaten buna yönelik bir anlaşma yapıyor. Daha sonra da bu komisyon size yansıtılmış oluyor.
Bunun önüne geçip geçmemek sizin elinizde:
Bahadırhan Tabak, bunun önüne geçmek için Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurulması gerektiğini söylüyor. Tabak’ın söylediğine göre işletmeyle ilişkisini kesen bankanın tüketiciye ödeme yapmak gibi bir yükümlülüğü bulunmuyor. Kendi iadenizi alabilmek için fiş gibi delillerle birlikte Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurmanız gerekiyor.
Yazıda da sürekli belirttiğimiz gibi sorun, 1-2 lira fazladan çekmenin önemli olup olmaması değil. Zaten bizim için önemsiz olan bu meblağlar, ay sonunda oldukça büyüyebiliyor. Bu durumda satıcının cebine fazladan haksız kazanç sokarken eş zamanlı olarak kuruluşa olan borcunu da ödemiş oluyoruz. Komisyonların artması ve müşterinin bu miktarı ödemesi konusunda sizin düşünceleriniz neler?
Kaynaklar: Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu, Bahadırhan Tabak