Elastik, 500’den fazla işi yerine getiren, âdeta tüm kahramanlığı ile durmadan çalışan karaciğerimizin etkilediği birçok yaşamsal fonksiyon var.
O zaman karaciğerinizin daha da kıymetini bileceğiniz değerli bilgilere geçelim.
İnanılmaz bir yenilenme gücü var.
Vücudumuzda kendi kendini yenileyebilen tek organımız oluyor kendisi. Herhangi bir hasar olduğunu kendini onarabildiği gibi eski hâline de dönebiliyor.
Hatta yüzde 70’i çıkarılsa bile yeniden büyüyerek eksik parçayı tamamlayabiliyor. Bu yenileyici gücü de onu diğer organlardan ayırıyor.
Hayati hormonları üretiyor.
Bilirubin, safra ve çeşitli proteinleri de üreten karaciğerimiz, sindirimden bağışıklığa kadar birçok sistemde rol oynuyor. Yağların sindirilmesinde büyük önem taşıyan safranın sıvısını üreten tek organımız da karaciğer. Karaciğerimiz olmasa vücudumuzda önemli hormonların üretimi pek mümkün değil.
Doğal laboratuvar gibi çalışıyor.
Vücudumuzun kimyasal dengesini sağlamada da rolü büyük. Kimyasal işlemler toksinler, alkolü, ilaçları veya zararlı maddeleri parçalayarak temizliyor.
Kan seviyesini düzenlemek, kolesterol üretmek ve hormonları dengede tutmak da karaciğerin görevleri arasında. Yani içinde mini bir laboratuvar var diyebiliriz.
Kan deposu olarak da çalışıyor.
Normal bir insanın toplam kanının yüzde 10’u karaciğerde saklanıyor. Kendisi depolama konusunda da usta ve 200-400 ml arası kan depolayabiliyor. Kan kaybı durumlarında yedek kan bankası olarak devreye giriyor.
Alkol tüketiminden en fazla etkilenen organ.
Karaciğer, alkolü metabolize eden organ olduğu için alkol tüketiminden en fazla etkilenen organlardan biri oluyor. Her ne kadar güçlü bir yenilenme yeteneği olsa da sürekli alkol tüketimi karaciğeri yoruyor ve zamanla ciddi sağlık sorunları da geliyor.
Enerji üretim fabrikası da görevleri arasında.
Yediğimiz besinlerden enerji üreten karaciğer, bu enerjiyi ihtiyacı olan yerlere yönlendiriyor. Kan şekerini düzenleyen glikozun depolanmasında da başrolde. Ayrıca ihtiyacımız olduğunda yağları enerjiye çevirerek vücudumuza "yakıt" sağlıyor.
Kendisi, vitamin ve mineral deposu.
A, D, E ve K vitaminleri başta olmak üzere, pek çok vitamini ve minerali depolayabilme kapasitesine sahip. Bu sayede vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlıyor. Yani ona enerji bankası da diyebiliriz.
Bağışıklık sistemine destek sağlıyor.
Karaciğer, mikroplarla savaşmamıza yardımcı olan bazı proteinleri de üretiyor. Böylelikle bakteri ve virüslerin vücuda girmesiyle tetiklenen bağışıklık tepkilerini destekliyor. Yani sadece toksinleri temizlemekle kalmıyor, bağışıklık sistemimizi de güçlendiriyor.
Vücutta sıcaklık dengesini koruyor.
Enerji üretimi sırasında ısı açığa çıkararak vücudumuzun ısı dengesini de sağlıyor yani vücut sıcaklığının sabit kalmasına yardımcı oluyor. Soğuk havalarda karaciğerimiz yine iş başında.
Çevresel toksinlere karşı koruma sağlıyor.
Hava kirliliği, kimyasal maddeler ve diğer çevresel toksinleri süzerek etkilerini azaltıyor ve vücudumuzu koruyor. Özellikle yoğun şehir hayatında yaşayanlar için karaciğer âdeta bir “koruyucu kalkan” görevi üstleniyor.
Gördüğünüz gibi farkında olmasak bile karaciğer hayatımızı kolaylaştıran, bize her gün hizmet eden bir kahraman gibi. Sağlıklı kalması, genel sağlığımız için son derece önemli. O yüzden de kendisine bir kere daha teşekkür ediyoruz.
Kaynaklar: British Liver Trust, Medanta, Johns Hopkins ÜniversitesiSağlığınız hakkında daha fazlası için: