Kapadokya Geleneksel Bağcılığı ve Yerli Üzümlerini Koruma Yaşatma Derneği Başkanı Hacer Özkaya, AA muhabirine, Kapadokya'nın başta Nevşehir olmak üzere Aksaray'a kadar yayılan bir bölge olduğunu söyledi.
Aksaray'ın Güzelyurt ilçesinde bulunan bağlardan da hasat yapıldığını aktaran Özkaya, dernek üyesi 15 üreticiden alınan üzümlerin işlendiğini dile getirdi.
Bölgede yetişen yerli üzümleri korumak, ekonomiye kazandırmak ve yetiştiricileri de desteklemek istediklerini belirten Özkaya, şunları kaydetti:
"Yetiştiricilerimizle görüşmeler yaparak her üzümden değişik pekmezler yaptık. Şu anda 5 pekmez çeşidimiz var. Kavanozlarda satışa hazır hale getirdik. Üzüm çeşitlerinden ayrı ayrı pekmezler yaptık. Kalecik Karası, Keten Gömlek, Taş ve karışık üzümlerden pekmezlerimiz var. Güneşte bekleterek hazırladığımız, bu bölgeye has kaynatılmadan yapılan pekmezimiz var. Sadece pekmez değil, sirke, üzüm suyu yapıyor, yaprağını kullanıyoruz. Öncelikle Almanya'ya gönderdik. Hollanda, Danimarka ve İtalya'dan da siparişlerimizi aldık. Buralara ürünlerimizi göndereceğiz."
Özkaya, yurt dışında yaptıkları görüşmeler sonrası anlaştıkları firmalar sayesinde ürünleri yurt dışına gönderdiklerini anlattı.
TOPRAK YAPISI VE İKLİM ÖZELLİĞİ LEZZET VERİYOR
Dernek üyesi ve Çukurova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Cabaroğlu ise derneğin, bu kadim topraklardaki endemik üzüm çeşitlerini korumayı ve yaşatmayı amaçladığını söyledi.
Bu coğrafyanın en önemli özelliğinin toprak yapısı ve iklim özellikleri olduğunu vurgulayan Cabaroğlu, "Kapadokya bölgesi volkanik topraklar barındırıyor. Bu topraklar, mineral yapısı ve suyu çok iyi süzmesiyle ön plana çıkıyor. Bu bölgenin bağcılık için çok önemli bir mikroklima durumu var. Üzümlerimizin genlerini korumak için bu coğrafya çok önemli. Bizim amacımız, bu bölgeye has üzümleri aşılama yapmadan gen kaynağını koruyarak sonraki nesillere aktarabilmek." diye konuştu.BÖLGEDE ÇOK YÖNLÜ KULLANILDIĞI İÇİN "CENNET MEYVESİ" OLARAK ANILIYOR
Cabaroğlu, üzüme bölgede "cennet meyvesi" denildiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Kışın kütüğünü yakmış ısınmış, yaprağından sarma yapmış, yeşil zamanında koruk yapmış ekşisine koymuş, üzümünü yemiş, pekmez yapmış ve sirkesini üretmiş. Üzümün temelinden 33 gıda üretiliyor, mutfağa yansıyan yanıyla 280'e yakın ürün elde ediliyor. Yani üzüm her derde deva gibi. O kadar çok yönlü kullanılmış ki o yüzden cennet meyvesi olarak adlandırılmış. Avrupa'da doğal hayatı korumaya ve doğal ürünleri korumaya yönelik son yıllarda ciddi bir pazar oluştu. Bundan kendimize düşen payı almamız gerekiyor."