“Kahve mi, çay mı?” sorusuna hepimizin belli bir cevabı vardır. Yoğun bir günün ardından içlerinden birini içmeyi iple çekeriz.
Birini diğerinden daha çok sevmemize sebep olan şey, genlerimizle alakalı olabilir. Nasıl mı? Hemen anlatalım.
İçeceklerdeki acı tadı algılama şeklimize etki eden genler rol oynuyor.
Hem çay hem kahve, acı tada sahip olan kafein molekülü içeriyor. Kinin (acı tat veren başka bir molekül) de kafeinin yanında bulunuyor. Buradan yola çıkarak kafein, kinin ve acı aromalı yapay bir molekül olan PROP moleküllerinin algılanmasına sebep olan acı tat reseptörleri, bilimsel bir araştırmanın konusu oldu.
400.000 kişinin üzerindeki, acı reseptör genlerinin verileri alınan katılımcıların kahve ve çay tüketimleri incelendi. Kafein acı tat alıcısına sahip kişiler, günde en az 4 fincan kahve içiyordu ve daha az çay içiyorlardı. Acı tat reseptörü geninin ebeveynlerden alınan kopyaları, kahve içicisi olma ihtimalini yükseltiyordu.
PROP ya da kinine ait acı tat reseptörlerine sahip insanlar da daha fazla çay, daha az kahve içiyordu. Bu acı tat reseptör geninin her bir kopyası, çay içicisi olma şansını %9 oranında artırıyordu. Günde en az 5 bardak çay içiyorlardı. PROP ile kinin tadımcıları, acı tatlara daha hassas olduklarından çayı tercih etmiş olabilirler.
Kafanız karıştıysa şöyle de özetleyebiliriz; PROP’un acı tadını kuvvetli biçimde alanlar, kahvede kafeinin yanı sıra kinin molekülünü de algıladıklarından kahveyi çaya kıyasla acı, çayı kahveye kıyasla tatlı buluyorlar.
Tabii ki tercihlerimizin tek sebebi genler olamaz.
Çay ve kahve arasında yaptığımız tercihin yegane sebebi genler değil. Zamanla damak zevki, alışkanlıklar, beslenme biçimi değiştikçe yemeklere ya da içeceklere olan tutumunuzun değişmesi de muhtemel.
Sizin tercihiniz hangisi? Kahve mi yoksa çay mı?
Kaynaklar: Nature, SBS Food, BilimUp
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: