Birkaç gün önce İTÜ Maden ve Jeoloji Mühendisliği öğretim görevlisi Prof. Dr. Cenk Yaltırak, verdiği bir röportajda İstanbul'da 1 yerine 4 riskli fay hattı olduğunu ve 2026 yılında olması beklenen depremin beklenenden çok daha büyük olabileceğini belirtmişti.
Bu açıklamasının yanında Yaltırak, ülkemizde deprem riskine karşı bel bağladığımız verilerin güvenilir olmadığından da bahsetmişti. Bunlardan en çarpıcı olanı ise, gündemin de etkisiyle 3 deprem yerine 2 depremin bildirilmiş olmasıydı.
İyi de herkes somut veriler ışığında ilerliyorsa nasıl farklı sonuçlar ortaya çıkıyor?
Yaltırak’ın söylediğine göre Kahramanmaraş merkezli olan ve 7,7 şiddetinde olduğu belirtilen ilk deprem, aslında iki depremin birleşiminden oluşuyor. Yani iki fayın aynı anda kırılmasıyla bu durum ortaya çıkmış.
Daha sonradan gerçekleşen 7,6 şiddetindeki depremle birlikte aslında 3 deprem olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Aynı sırada gerçekleşen depremleri fark edebilmek için, Yaltırak’ın dediğine göre son derece hassas biçimde yer hareketini ölçen cihazlara bakmak gerekiyor.
Bunlara ek olarak Kandilli Rasathanesi de Twitter üzerinden yaptığı açıklamada hem 6 Şubat 2023 saat 04:17'de Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen 7,7 büyüklüğündeki depremin 3 farklı şok ile meydana geldiğini ve depremin 80 saniyeden uzun sürdüğünü doğruladı. Ayrıca yapılan açıklamada "Deprem iki taraflı kırılarak (KD-GB) doğrultulu, güneyde tek bir parçanın, KD'ya doğru ise iki parçanın kırılması ile toplamda Mw=7.7'lik bir deprem ile enerjisini boşaltmıştır. Kısaca çoklu kırılma analizi bilimsel bir ifade olup, depremin Mw=7.7 olduğu gerçeğini değiştirmemektedir." ifadelerini kullanan yetkililer, hesaplamalarda bir hata olmadığını belirtti.
Benzer bir durum 1999 depreminde de görülmüş.
Yani Yaltırak’ın sözlerine göre 1999 yılındaki, şiddeti Kandilli Rasathanesi tarafından 7,4, USGS tarafından 7,6 olarak belirlenen depremde, birbirini takip eden veya iç içe geçmiş 3 deprem söz konusuydu.
Bunların ilki 6,9, diğeri 7,0, en sonuncusu ise 7,4 büyüklüğünde olmuş; fakat ilk ikisi, 7,4’lük değerin gölgesinde kalmış. Bu da ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumunun (USGS) neden daha yüksek bir değer elde ettiğini açıklar nitelikte diyebiliriz.
Peki nasıl oluyor bu durum?
Yaltırak’ın açıklamalarına göre 1999 depreminde ortaya çıkan 7,4 şiddeti, iki fayın aynı anda kırılmasıyla meydana gelmiş. Aynı durum Kahramanmaraş’taki ilk depremde de söz konusu. Zira 7,7 şiddetinde olduğu Kandilli Rasathanesi tarafından duyurulan deprem, temelinde bir değil, iki fayın kırılmasıyla 7,7 şiddetini ortaya çıkarmış.
İyi de bu neden önemli?
Bu bilgiye göre beklediğimiz depremler -ki şu anda Kahramanmaraş’ın ardından İstanbul gündemde- beklenen şiddetin çok daha ötesine geçerek daha büyük bir yıkıma sebep olabilir.
Bunun sebebiyse yine Yaltırak’ın açıklamalarında yatıyor. Kendisinin yaptığı çalışmalara göre ülkece yanlış bir tehlike haritasına bakıyoruz ve söz konusu haritanın daha tutarlı olanına göre Marmara depremi sırasında da birden fazla fay kırılacak.
Bu da hâlihazırda büyük bir yıkımın beklendiği Marmara depremi sırasında hem daha büyük bir şiddet salınımına sebep olacak hem de tutarsız tehlike haritası yüzünden, güvende olduğu sanılan birçok yapı büyük zarar görecek.
Kaynak: Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Cansu Çamlıbel/T24
Tutarsız deprem haritası ve beraberinde gelen tehlikeleri görmek için alttaki içeriğe bakabilirsiniz.