Ne yazık ki günümüzde bile kadınların iş hayatında erkeklerle eşit fırsatlara sahip olamadığı ortada. Kadınlara yönelik; duygusal oldukları, işlerin üstesinden gelemeyecekleri, panikleyecekleri, liderlik vasıflarının olmadığı gibi; toplumun ortaya çıkarıp varlığına inandırdığı ancak dayanağı olmayan tüm bu özellikler, kadınların iş hayatında karşılarına çıkıyor.
Bu kalıplara inandıkça “kendini gerçekleştiren kehanet” gibi varlığını sürdürmeye devam ediyor. Hatta birçok kadın da bu toplumsal normlara kapılıp kendi potansiyelini farkına varmadan yaşamını sürdürüyor. İşte birazdan açıklayacağımız “cam tavan” da bunu kanıtlar nitelikte…
Nedir bu cam tavan?
İlk kez 1978 yılında kullanılan “cam tavan” terimi; belirli kişilerin, bir iş kurumu içerisinde üst düzeylere terfi etmesini ya da eşit maaş almasını engelleyen mecazi ve görünmez bir engeli ifade ediyor.
Genellikle kadınların, erkek egemen hiyerarşide daha üst pozisyonlara geçmeye çalışırken karşılaştıkları zorlukları anlatmak için kullanılıyor ancak günümüzde bu terimin kapsamı genişletildi ve azınlık grupları için de kullanılmaya başlandı.
Örneğin cinsiyetten bağımsız olarak siyahilerle beyazların olduğu bir şirketteki üst pozisyonlara yalnızca beyazların gelebilmesi de bir cam tavan örneği. Bahsedilen tüm bu engeller ya da zorluklar ise yazılı değil. Toplumsal olarak kabul edilmiş normlar ve ön yargılar yoluyla ortaya çıkarak varlığını sürdürüyor.
Bazı cam tavan örnekleri:
%50’si kadın çalışandan oluşan şirketlerin birçoğunun yönetiminin %90’ını erkekler oluşturuyor.CEO, CFO, COO gibi pozisyonların yalnızca %23’ü kadınlardan oluşuyor.Aynı pozisyonda, aynı yıllar boyu çalışan bir kadın ve bir erkeğin maaşlarının arasında fark olabiliyor.Cam tavanın gerçekten var olduğunu çok basit bir örnekle açıklayabiliriz.
Yapılan bir araştırmada, iş başvurusundaki isim ya da cinsiyet bilgisi gibi cinsiyeti ortaya çıkaracak bütün bilgiler kapatıldığında kadınların tercih edilme oranlarının %46’ya kadar yükseldiği görüldü. Ancak cinsiyetler açık bir şekilde göründüğünde erkek adaylar, kadınlara kıyasla iki kat daha fazla tercih ediliyor.
İşin üzücü tarafı ise birçok insan bu seçimleri veya ayrımcılığı kasıtlı bir şekilde yapmıyor.
Kadınlara yüklenen toplumsal normlar artık içimize öyle işlenmiş ki farkında olmadan ve otomatik bir şekilde erkek egemen bir toplumu desteklemeye devam ediyoruz. Kadınlar bile ne yazık ki cinsiyetlerine dair basmakalıp yargılara inanıyor ve bu çarkın içine dahil oluyor. “Zaten ben kadınım, yüksek pozisyonlara ulaşmam mümkün değil.” diye düşünmeye başlıyor ve öğrenilmiş çaresizlik ortaya çıkıyor.
Ancak tarih birçoğunu önemseyerek yazmasa da dünya üzerinde cam tavanı kırabilmiş birçok kadın örneği var. Hatta başarılarıyla göğsümüzü kabartan bazı kadınları ele aldığımız içerikleri aşağı bırakalım: