Günümüz şartlarda annelik yaşı giderek artmakta. Artık 30-35 yaştan sonrasında gebelik planlaması başlıyor. Çünkü kadınların eğitim ve çalışma hayatında daha aktif rol almaları, kariyer beklentileri nedeniyle evlilik ve gebelik planları ister istemez ileri yaşlara ertelenmekte. Artık pek çok kadın ilk doğumunu 30’lu yaşlardan sonra yapmakta. Ama tabii biliniyor ki 35 yaştan sonrasında kadınlarda yumurtalık rezervleri git gide azalmakta.
Menopoz yaşını, yumurtalık açısından belirleyen en önemli kriterlerden bir tanesinin genetik olduğunu vurgulayan Medicana Sağlık Grubu Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Sibel Özler, "Kadınlar kendilerine bakarak menopoz yaşını uzatabilir" ifadelerini kullandı.
Yumurta kalitesi artırılarak menopoz yaşının uzatılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Sibel Özler, "Menopoz yaşını ve yumurtalık rezervini belirleyen unsurlardan en önemlisi genetik, daha sonra beslenme şekli ve çevresel faktörlerdir. Yumurtalık rezervi kadının yumurtalıklarında bulunan foliküllerin (yumurtaların) sayı ve kalitesini ifade eder. Genetiği normal bir kadının, annesi ya da kız kardeşi açısından yumurtalık rezervinin süresi, menopoza giriş süresini etkilemektedir. Bunun dışında beslenme yetersizliği ve çevresel faktörlerin etkisiyle birlikte over rezerve bazen 23’lü yaşlara kadar bile düşebilir. Örneğin çikolata kisti dediğimiz endometriozisis olması, obezite ile birlikte polistik over sendromu olması ya da insülin direnci olması 40 yaşında gördüğümüz ovar rezervinin 25’li yaşlara kadar çekilmesine neden olabilir" şeklinde konuştu.
“Yumurta kalitesi için vitamin şart”
Kadınlarda vitamin ve minarelerin yetersizliğine bağlı olarak yumurtaların kalitesinin de düştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Sibel Özler, hamilelik serüveninin planlanması gerektiğini, planlama yapılmadan önce uzman bir hekime başvurularak eksik olan vitamin ve mineral takviyelerinin alınıp tamamlandıktan sonra bebek düşünülmesi gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Sibel Özler, "Gebelikten en az 3 ay öncesinde hem kadınların hem de erkeklerin eş zamanlı olarak bütün kan tahlillerini yaptıktan sonrasında eksik olan vitamin ve minarel desteklerini mutlaka düzenli alması gerekir. Eğer muayenelerinde yumurtalık rezervi azsa, buna özel takviyeler ilave edilmesi gerekir. Gebelik sürecinde vitamin ve minarel eksiklikleri, genellikle öncesinde takviye olmadığı için yüksek dozda başlanması gerekir. Eksik olduğu için yeterli dozda başlanamaz. Bunun dışında polistik over sendromu ya da insülin direnci olan hasta gruplarımızda mutlaka destekleyici tedavi alması gerekmektedir. Gebelik süreci geliştikten sonra bu takviyelere eşlik olarak bebek eklenmiş oluyor. Bebekten sonraki süreçte omega destekleri veriyoruz. Çinko selenyum içerikleri mutlaka hem fetusun beyin gelişimi hem annenin genel durumunun düzelmesi açısından mutlaka şart. Amerikan ilaç firmasının önermiş olduğu belirli oranda hem gebelikten önce hem gebelik sırasında kullanılan miktarlarda omega, çinko, selenyum, B 12, D vitamini mutlaka kullanılması gerekiyor. Eksik bile değilse gebelik açısından fetal büyüme açısından şart. Çevresel faktörlere bağlı obez olan anne adayları çok fazla. Mutlaka zayıfladıktan sonra gebelik planlanmasını öneriyoruz" diye konuştu.
Sağlıklı bir gebelik için, gebelik öncesinde mutlaka tahlillerini yaptırılması, yumurta kalitesine baktırılması ve gerekli desteklerini aldıktan sonra gebe kalınmasını öneren Prof. Dr. Özler, "Gebelik planı var ise hem anne adayının hem de baba adayının mutlaka uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir. Gerekli tahlilleri, gebelik öncesi verilmesi gereken takviyeleri, baba adayının ekstra muayenesi ve anne adayının ultrasonik muayenesi şart. Bunlar yapıldıktan sonra planlı bir şekilde gebelik yaşanması çok uygun olur. Çağımız da infertilite hızla artmaya başladı. Tabii ki çevresel faktörler çok etkiliyor. Aldığımız besinlerin değerleri kayıp. Bundan dolayı hem anne adaylarında hem de baba adaylarında eş zamanlı olarak gerekli takviyeler tamamlandıktan sonra gebeliğin başlaması çok uygun olur" dedi.