Çalışma, 1921'de doğan çocukların neredeyse tamamını değerlendiren İskoç Zihinsel Araştırması, 1932'den ve 1970'lerde yetişkinlerden sağlık ve sosyal veriler toplayan Midspan araştırmalarından elde edilen verileri birleştirdi.
Bu bağlantı, 883 denekten oluşan sağlam bir veri seti sağladı ve araştırmacıların çocukluk IQ'su ile yetişkinliğin ortalarına kadar medeni durum arasındaki etkileşimi analiz etmelerine olanak tanıdı.
IQ ve medeni durumda cinsiyet farklılıkları ortaya çıktı.
Evlenmiş kadınların çocukluk IQ puanları, hiç evlenmemiş kadınlara göre daha düşüktü. Buna karşılık hiç evlenmemiş erkeklere göre daha önce evlenmiş erkeklerin çocuklukta IQ puanlarının daha yüksek olması yönünde bir eğilim vardı.
Erkeklerde çocukluk IQ'sundaki her standart sapma artışı için evlenme ihtimali 1,35’ti. Kadınlar arasında, çocukluk IQ'sundaki her standart sapma artışı için orta yaşta evlenme ihtimali ise 0,42’ydi.
Rakamlarla örnek vermek gerekirse de bekâr erkeklerin ortalama IQ’su 101 iken evli erkeklerin ortalama IQ seviyesi zamanla 96’ya kadar düşüyordu.
Orta yaştaki sosyal sınıfın evlilikle benzer bir ilişkisi de vardı.
Kadınların daha profesyonel işlerde çalıştığı ve daha fazla bedensel işlerde çalışan erkeklerin orta yaşta evlenme ihtimalinin daha düşük olduğu görüldü.
Kadınlar için çocukluktaki yüksek IQ, eğitime ve kariyere, evlilikten daha fazla öncelik veren yaşam yolları ile ilişkili olabiliyor. Tersine, erkekler için yüksek çocukluk IQ'su, evli bir partnerde arzu edilen nitelikleri geliştirebiliyor ve böylece evlenme olasılıklarını artırabiliyor.
Bu araştırma yalnızca yaşam seyri gelişimi konusundaki anlayışımızı zenginleştirmekle kalmıyor aynı zamanda bizi erken dönem bilişsel yeteneklerin yaşam boyunca cinsiyet rolleri ve toplumsal yapılarla nasıl etkileşime girdiğini düşünmeye zorluyor.
Kaynaklar: Research Gate, Science Directİncelemek isteyebileceğiniz diğer içeriklerimiz: