Tarihin en eski ve karanlık dönemlerinden beri günümüze değin varlığını sürdürmüş, hemen hemen her toplumda benzer ve farklı biçimlerde kendisini göstermiş bir tanım olan mizojini, birçok kişi tarafından bilinmiyor. İşte, o kavramın tanımı ve tarihi...
MİZOJİNİ NEDİR?
Kadın düşmanlığı (mizojini), kadınlara karşı duyulan soğukluk, antipati veya abartılı düşmanlıktır. İngilizcedeki "misogyny" terimi Yunancadaki kadın (gyne) ve nefret etmek (misein) kelimelerinden türetilmiştir. Kadın karşıtı cinsiyetçilik ile karşılaştırıldığında kadın düşmanlığı (misogyny), genelde erkeklerde görülen kadın karşıtlığı olduğu gibi bazı kadınlarda da buna ilişkin görüşler görülebilmektedir.
MİZOJİNİNİN İLK İZİ
Mizojininin ilk düşünsel izlerine, kadını günahın ve yeryüzündeki kötülüklerin temsili olarak gösteren Yunan mitolojisinde rastlanıyor. Tanrı Zeus ateşi gökyüzünden çalarak yeryüzüne indiren Tanrı Prometheus’u cezalandırmak için ona bir hediye verir. Hazırlanan hediye ise eşi benzerine rastlanmyan bir kötülük olarak tasarlanan bir kadındır.
Zeus, emrindeki Olympos Tanrılarına, Pandora’ya “hayvanca bir güdü ve düzenbaz bir davranış” vermelerini emreder. Sonra da onu Prometheus’un kardeşi Epimetheus’a armağan olarak yollar. Epimetheus, Pandora’nın çekiciliğine dayanamayarak onu kendisine eş yapar. Yunan söylencesine göre Pandora’ya yanında çeyiz olarak verilen kutu açıldığında insanlar üzüntüye, zamanından önce yaşlanmaya, hastalığa ve acılar içinde ölüme mahkûm edilmişlerdir (Holland, 2006). Pandora kutuyu açar ve kötülük yeryüzüne böylece bir kadınla birlikte girmiş olur. Fakat burada suçlanan, kötülüğü ve acıyı yaratan erkek Tanrı değil, kendisine hediye olarak verilen ve açmaması gerektiği söylenilen kutuyu açan, böylece merakına yenik düşerek zayıflık gösterdiğine inanılan ve Yunan mitolojisine göre ilk kadın olan Pandora olmuştur.
MİZOJİNİST KİME DENİR?
Feminist teoride kadın düşmanlığı, erkeklerin kadını ikinci plana attığı düşünülen ırkçılık veya Yahudi-karşıtlığına benzer politik bir ideoloji olarak değerlendirilir.
Ruhsal bir bozukluktan ileri gelebileceği gibi, sıklıkla bireyin çocukluktaki yaşantılarından, bunların özellikle anne ve babaya ilişkin olanlarından kaynaklanabilir. Gerek erkeklerde, gerekse kadınlarda görülebilir. Anne ve babanın Oedipus kompleksi dönemini yaşayan çocuklar karşısında takındıkları yanlış tutum, sergiledikleri yanlış davranış böyle bir duruma neden olabilir.
Kimi babaların kız evlatlarına karşı aşağılayıcı, küçümser davranışı, erkek evladın kız evlada üstün tutulması da böyle bir tutumu doğuran etkenler arasındadır. Kadın düşmanlığı bazen, tüm dişisel nesnelere düşman gözüyle bakacak kadar aşırı boyuta varabilir.