Japonya'da bir yere bakışınızı çevirdiğinizde gözünüze ilk çarpan şeylerden biri elektrik direkleri ve onların üzerindeki sayısız kablo olabilir. İster Tokyo'nun kalabalık sokaklarında olun ister Kyoto'nun tarihî mahallelerinde, bu değişmez bir gerçek.
Teknoloji çağında olmamıza rağmen Japonya'nın neden hâlâ bu kadar çok yer üstü elektrik hattına sahip olmasını gelin yakından inceleyelim.
Yer üstü elektrik hatlarının Japonya'daki yaygınlığının arkasındaki en büyük faktörlerden biri maliyet.
Yer altı kablolarının döşenmesi, yer üstü hatlara kıyasla oldukça pahalı bir işlem. Ancak maliyetin ötesinde, yer üstü hatların bakımı ve onarımı daha kolay olabilir. Özellikle doğal afetler sonrasında hasar gören hatların tespiti ve onarımı, yer üstünde daha hızlı yapılabilir.
Ancak bu hatların, deprem ve tayfun gibi doğal afetlere karşı daha savunmasız olduğunu da unutmamak gerek. Hatta pek çok Japon, güvenlik konusunda ciddi stres altında.
Japonya, yavaş yavaş (bayağı yavaş...) yer altı kablo sistemine geçiyor desek yanılmış olmayız.
Şehir manzarasını bozmayan yer altı sistemi aynı zamanda doğal afetlere karşı da dayanıklı. Japonya gibi sık sık deprem yaşanan bir ülkede, büyük bir avantaj sağlar.
Yeraltı sistemlerinin hasar görmesi daha az olası ve bu da acil durum hizmetlerinin kesintisiz devam etmesini sağlıyor ancak pek kimsenin düşünmediği dezavantajı da yok değil.
Örneğin sel veya toprak kayması gibi durumlarda hasarlı alanları izole etmek ve onarmak, tahmin edersiniz ki epey zorlu sürece sahip.
Bütün dezavantajlarına rağmen hükûmet, 2019 yılında Japonya'nın Chiba kentinde yaşadığı doğal afetten dolayı kabloları yer altına döşeme işinde epey hızlanmış durumda.
Japonya'da elektrik şebekesinin yönetimi, kamu ve özel sektör arasında bölünmüş durumda.
Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi (TEPCO) gibi büyük özel şirketler, yer üstü hatların avantajlarını savunurken; hükûmet, yer altı kablolarının genişletilmesi için adımlar atmakta.
Japon halkı arasında da bu konuda fikir birliği yok. Bazıları ne pahasına olursa olsun elektrik hatlarının yer altına alınmasını savunurken; bir kısım, kırsal bölgelerdeki elektrik hatlarının rustik çekicilik kattığını düşünüyor.
İki zıt düşünce, Japonya'nın elektrik şebekesi konusundaki kararlarının sadece teknik ve mali değil aynı zamanda kültürel ve estetik faktörlere de dayandığını gösteriyor.
Bütün bu sorunlar bir yana, işin arka planında II. Dünya Savaşı etkisi de var.
Tokyo'nun Amerikan bombardımanıyla yerle bir edilmesinin ardından havadan görünümü, 10 Mart 1945 .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Japonya'nın önceliği, II. Dünya Savaşı'ndan sonra ülkeyi mümkün olan en kısa sürede yeniden inşa etmekti. Bunun sonucunda Ulusal Arazi ve Altyapı Yönetimi Enstitüsüne göre daha hızlı ve ucuz oldukları için elektrik kabloları için yer üstü elektrik direkleri kullanıldı.
Yer altı kablo sisteminde ne kadar ilerlediler bilinmez ancak bu sorunun Japonya'nın başını uzunca bir süre ağrıtacağı kesin. Yorumlarda düşüncelerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayın.
Kaynaklar: Japan Today, JAPAN ForwardUzak Doğu ülkelerine ilginiz varsa sizi şöyle aşağıya alabiliriz: