2045 yılında Tokyo’nun silüetinde gökyüzüne doğru yükselecek bir proje olan Tokyo 2045 projesi kapsamında inşa edilecek gökdelen Sky Mile Tower, sadece bir mimari açıdan değil aynı zamanda teknolojik açıdan sınırları zorlayan bir başyapıt olarak görülüyor.
Geleceğin şehirlerini şekillendirecek bir proje olan Tokyo 2045’in detaylarını incelemeye başlayalım.
Bu devasa gökdelen projesinin boyunun 500 metreden fazla olması bekleniyor.
2040 yılında inşaatına başlanıp 2045'te tamamlanması beklenen bu proje, Tokyo'nun simgesi hâline gelecek devasa bir gökdelen olarak da anılıyor.
Öyle ki, bu yapının tamamlandığında Tokyo’nun en yüksek binası olması planlanıyor.
Modern mimarinin ve mühendisliğin en ileri örneklerini barındırdığı söylenen bu yapının, sadece bir iş merkezi değil, aynı zamanda konut alanları, alışveriş merkezleri, yeşil alanlar ve eğlence mekanlarını da bünyesinde barındıracağı söyleniyor.
Hem modern mimari hem de geleneksel Japon mimarisini harmanlayan tasarımında doğadan esinlenilmiş öğeler ve Zen felsefesinin sade ve huzur verici öğelerinin kullanıldığı ifade ediliyor.
Ayrıca Tokyo'nun kıyısındaki alanları kullanarak, deniz üzerine inşa edilen altıgen platformlar üzerinde yer alan yapının, eşsiz manzarasına ek olarak deniz seviyesinin yükselmesi gibi çevresel faktörlere karşı da bir çözüm sunduğu belirtiliyor.
Bu projenin inşaat mühendisliğinin son teknolojilerini kullanarak tasarlandığı belirtiliyor.
Yapının temeli, Japonya'nın sıkça karşılaştığı depremlere karşı dayanıklılık sağlamak amacıyla en son teknoloji sismik izolatörlerle donatıldığı, binanın dış cephesininse hem estetik açıdan çarpıcı hem de enerji verimliliği sağlayan akıllı camlarla kaplandığı söyleniyor.
Öyle ki, bu camların, güneş ışığını optimal şekilde içeri alırken, ısı kaybını minimuma indirdiği ve enerji tasarrufu sağladığı ifade ediliyor.
Ayrıca projenin sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda tasarlandığı ve binanın enerji ihtiyacının, tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılandığı biliniyor.
Çatıda yer alan güneş panelleri ve binanın etrafındaki rüzgâr türbinleri, kendi enerjisini üreterek çevreye olan etkisini en aza indirmeyi amaçlıyor.
Ayrıca, yağmur suyu toplama sistemleri ve atık yönetim sistemleri ile su ve atık tüketiminin optimize edildiği belirtiliyor.
Kaynak: Architecht Magazine, Business Insider