Ülkemizde özellikle son 5 yılda belki de en çok duyduğumuz kelime enflasyon oldu. Parayla hiç işi olmaması gereken 5 yaşındaki çocuklar bile ekonomi dünyasındaki terimlere hakim duruma geldi. Ülkemizin son yıllarında direttiği politika nedeniyle dolar kuru önü alınamaz bir şekilde arttı. Aslında dolarıın artmasından ziyade Türk lirasının değer kaybettiğini gördük.
Şöyle bir kafamızı çevirip etrafa baktığımızda 1 doların 140 Japon yenine denk geldiğini görüyoruz. Biz enflasyon, kur artışı desek dahi bizdeki 1 doların karşılığı 23,5 TL civarında. Peki böyle bir durumda Japonlar bizden çok daha mı kötü? Neden Japonya'da ekonomik kriz yaşanmıyorken ülkemizde bir kriz yaşıyoruz? Burada asıl nokta, kurun kendisinden değil alım gücüyle alakalı.
Japonya'da kur yüksek olsa da yenin alım gücü TL'ye göre çok daha yüksek.
Japonya, 80'li yıllardan itibaren yenin uluslararası para birimi olması için büyük bir çaba sarf etti. Bu çabanın sonucunda ise yen; dolar ve euro gibi global para birimlerinin ardından en çok ticareti yapılan para birimi arasına girdi. Paranın gücü ve istikrarını önemseyen Japonya, rakamsal değerin çok da önemli olmadığını tüm dünyaya gösteren ülkelerden biri.
TL'nin yaşadığı sıkıntı, dolar kurundaki artıştan değil, para biriminin ani değer kaybı yaşamasından kaynaklanıyor.
Elinizde 100.000 yen olduğunu düşünelim. Bu paranın değeri ne olursa olsun yarın yüzde 10 değer kaybetmeyeceğini bilirsiniz. Bu da paraya olan güveni artırır. TL'de ise bu güven kaybedilmiş durumda.
Bugün 100.000 TL ile 4220 dolar alabiliyorken yarın aynı parayla 3900 doları bile zor alıyorsak paramızın değerini kaybettiğini görürüz. Yani burada önemli olan nokta, doların kurundan ziyade paranın güvenilirliğini kaybetmesi ve alım gücünün azalması.
Japon yeni, dolar kuru karşısında çok değersiz görünse de paranın değerinden ziyade parayı kullanan kişilerin alım gücüne bakmak gerekiyor.
Japonya'nın 2021 verilerine göre kişi başına düşen milli geliri 40.540 dolar. Yani; yen ne kadar değersiz olursa olsun bu para birimine sahip kişilerin 1 yılda elde ettiği yenin dolar karşılığı 40.540 dolara denk geliyor.
Bu da halkın çok daha refah içerisinde yaşamasını sağlıyor. Aynı yıl içerisinde Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir ise 9.050 dolar civarında. 2022'de ise ülkemiz için bu gelir 10.618 dolar olarak belirlenmiş.
Japonya, güçlü bir sanayiye sahip.
"Benim babam Toyota gibi adam" reklamını hepiniz bilirsiniz. Japonya ekonomisi, II. Dünya Savaşı'ndan sonra önemli ölçüde arttı. Japonya'nın parası dolar karşısında çok fazla değer kaybetmiyor. Çok uzun süre boyunca yıllık enflasyon tek haneli rakamları geçmedi.
Bu da bir Japon vatandaşın cebindeki Japon yeninin erimeden aynı alım gücünde kalmaya devam ettiğini gösteriyor. Elbette bunun ardında önemli bir güç var. Japonya; Toyota, Nissan, Honda, Mazda, Suzuki, Canon, Sega, Nintendo, Sony, Panasonic, Nikon, Bridgestone gibi sayamayacağımız kadar çok dünyaca ünlü markaya sahip. Otomobil, oyun konsolu, kamera ve daha pek çok sektörde hizmet veren bu markalar, Japon ekonomisini adeta ayağa kaldırıyor.
Peki Türkiye neyi yanlış yapıyor dersiniz?
Ülkemiz aslında uzun bir süre çok istikrarlı bir büyüme yakalamıştı. Ancak son yıllarda gerek ABD yaptırımları gerek ekonomide yürütülen yanlış politikalar nedeniyle parasında değer kaybı yaşamaya başladı.
Dolar 23 değil 100 TL de olabilir. Buradaki önemli nokta, paranızın alım gücüdür. Yani 1 dolar 100 TL olur ancak asgari ücret 150.000 TL olursa dolar yüksek olsa da refah içerisinde yaşayabiliriz.
Türkiye'nin seçim sonrasında yeniden bir ekonomik yolculuğa çıkacağı görülüyor. Umarız yapılan hatalardan geri dönülür ve paramız çok daha değerli bir hale gelir.