Avdagiç, Oda’nın Kasım ayı Meclis toplantısında dünyadaki ve Türkiye’deki ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerini paylaştı.Avdagiç, Türk sanayinin katma değer odaklı dönüşümü amacıyla emek yoğun sektörler için bir dönüşüm planı hazırlanması ve bu süre içinde de istihdam kaybını önleyecek desteklerin güçlendirilmesinin önem taşıdığını söyledi.Şekib Avdagiç, “Enflasyonla mücadelede elbette sadece iç talebin baskılanması yetmez. Potansiyel enflasyonist etkisi yüksek alanlarda üretimi destekleyecek finansal mekanizmaları da harekete geçirmeliyiz. Buna paralel olarak verimlilik artırıcı teşvik ve destekleri de günün koşullarına göre yeniden tasarlamalıyız” dedi.İleri teknolojili yabancı sermaye yatırımlarına cömert teşvikler sağlama zamanının geldiğini belirten Avdagiç, “Doğrudan yabancı yatırım çekmek için mevcut teşvik sistemini bütünsel bir yaklaşımla gözden geçirmeli, yatırımın niteliğine, büyüklüğüne ve stratejik önemine göre uzun dönemli vergi teşvikleri sağlamalıyız. Bu kapsamda ayrıca teknoloji transferine hız kazandıracak politikaları yeniden tasarlamalı ve Teknoloji Transferini Hızlandırma Fonu Türkiye Projesi’ni işlevsel şekilde hayata geçirmeliyiz. Bu nevi tedbirlerle Türkiye’nin Trump’ın dünya ekonomisinde oluşturacağı korumacılık ve ticaret savaşları ile daha da zorlaşacak süreci başarıyla geride bırakacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Dünya sübvansiyon savaşlarına doğru gidiyor”
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “ABD’de Donald Trump’ın kazandığı seçim sonrasındaki gelişmelerin dünyanın yeni korumacılığın sonucu olarak bir ‘sübvansiyon savaşları’na doğru gittiğini gösterdiğini vurguladı Avdagiç, “Nihayetinde tüm bu sübvansiyonlar sadece küresel ekonomiye zarar vermekle kalmayacak, aynı zamanda gelişmiş ve gelişen ya da yoksul ekonomiler arasındaki uçurumu daha da derinleştirecektir” değerlendirmesinde bulundu.Avdagiç, yeniden ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın ikinci döneminde uygulaması beklenen politikaların küresel ekonomide de derin etkileri olacağına dikkati çekti.Avdagiç, “Trump’ın verdiği sözlerin bir kısmını hayata geçirmesi halinde bile ‘maliye politikaları, enflasyon, ekonomik büyüme ve faiz oranları’ üzerinde oluşturacağı baskı, dünyanın her ülkesinde hissedilecek” dedi.
“Yeni ve daha şiddetli ticaret savaşları bekleniyor”
Trump’ın ajandasında 2 önemli başlık bulunduğuna dikkati çeken Şekib Avdagiç, “İçeride vergi indirimleri ve ithalatta yüksek gümrük vergilerinin yön vereceği daha katı korumacılık bulunuyor. Aynı şekilde yeni ve daha şiddetli ticaret savaşlarının başlaması, Rusya ile uzun yıllardır savaşı sürdüren Ukrayna’ya desteğin çekilmesi, küresel güvenlik ve jeopolitik gerginliklerin seyrinin değişmesi bekleniyor” dedi.Avdagiç, şunları söyledi: “Beklentilerle ilgili daha spesifik bir örnek vereyim. Hangi ülkeden geldiğine bakılmaksızın; ithal ürünlerin tamamına yüzde 10'luk genel tarife ve Çin'den yapılan ithalata yüzde 60'lık tarife dahil olmak üzere konulacak ilave vergiler, muhtemelen küresel çapta etkisi en fazla hissedilen araçlar olacak. Küresel ticaretin önünde önemli bir bariyer oluşturabilecek bu vergiler, büyümeyi ve kamu maliyesini de ciddi ölçüde baskılama riski taşıyor. Vergilerin ABD'de enflasyonu artırması ve FED’in de daha sıkı para politikasıyla yanıt vermesi sonucu da olabilir. Doları güçlü tutacak bu durum, kuşkusuz özellikle sermaye açığı bulunan ekonomiler için de arzu edilmeyen yeni bir risk tablosuna işaret ediyor.”
“Yeni küresel konjonktür, üretim deseni düşük teknolojili ekonomileri sarsabilir”
Avdagiç, şöyle devam etti: “Yeni küresel konjonktür, üretim deseni düşük teknolojili harcı alem mallardan oluşan ekonomileri çok daha şiddetli sarsabilir. Otomobil pazarındaki hızlı değişim bunun örneği. İleri teknolojili üretimin kısa süre içinde orta ve düşük teknolojili üretim üzerinde ne ölçüde büyük yıkımlara yol açabileceğine hep birlikte tanık oluyoruz. Elektrikli otomobil pazarında bir numaraya yükselen Çin ile rekabet edemeyen çok sayıda Avrupalı marka, birbiri ardına fabrika kapatma ve üretimi kısma yoluna gitti ve deyim yerindeyse adeta havlu attı. Avrupa otomotiv sanayisinin önemli tedarik merkezlerinden biri konumundaki Türkiye’nin durumunu, bu örnek gelişmeler paralelinde ciddiyetle ele almak zorundayız. Zira Türkiye’nin otomotiv ihracatının yüzde 80,50’si AB’ye yapılıyor.”İTO Başkanı Avdagiç, küresel gelişmeler ışığında Türkiye ekonomisine bakıldığında Enflasyonla Mücadele Programı’nın ekonomi üzerindeki kısıtlayıcı ancak geçici olduğunu düşündükleri etkilerinin belirginleşmeye başladığını söyledi.Avdagiç, “Bir yandan iç talebin kısılması, diğer yandan dış pazarlarda ekonomik aktivitenin yavaşlaması hem üretim hem de ihracat üzerindeki baskıyı artırıyor. Yatırım eğilimi zayıf seyrederken, özellikle emek yoğun kimi sektörlerde de rekabet gücü giderek zayıflıyor. Sanayi üretimimiz Eylül’de aylık bazda sınırlı da olsa bir toparlanma kaydetti, ancak yıllık bazda daralma sürüyor. 10 aylık ihracat yüzde 3,2 oranında artarak 216,4 milyar dolara yükseldi. İthalat ise yüzde 7,2 daraldı ve 282 milyar dolara geriledi. Mevcut trendin sürmesi halinde 2024 yılı ihracatının 264-265 milyar dolar, ithalatın 343-344 milyar dolar, dış ticaret açığının da yüzde 25 düşüşle 80 milyar doların altında gerçekleşmesini bekliyoruz” dedi.
“Kararlılık ve sabır enflasyonla mücadelenin en önemli silahı”
Şekib Avdagiç, enflasyon tarafında ise TÜFE’nin aylık bazda yüzde 2,88 artış kaydettiğini, yüksek bazın etkisiyle düşüşünü sürdüren yıllık enflasyonun ise yüzde 48,58’e indiğini ve Temmuz 2023’ten bu yana en düşük seviyesine gerilediğini hatırlatarak, şunları söyledi: “Enflasyondaki düşüş hızının yavaşlaması, dezenflasyon sürecinin uzayabileceğini gündeme getirdi. Nitekim Merkez Bankası, enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etti. TCMB 2024 sonu için yüzde 38 olan enflasyon orta nokta tahminini yüzde 44’e yükseltti. 2025 yılı tahminini de yüzde 14’ten 7 puanlık artışla yüzde 21’e çıkardı. Biliyoruz ki, kararlılık ve sabır enflasyonla mücadelenin en önemli silahı. Fedakarlıklarımızın karşılığını almak için sürecin tamamlanmasına odaklanmalı ve eksiklik görülen alanlarda tahkimatı süratle güçlendirmeliyiz.”Avdagiç, kritik geçiş döneminde, zayıf iç talep koşullarını da dikkate alarak ihracatın finansmanına daha güçlü destek sağlanmasının yerinde olacağını, teşviklerin etkinliğini artırmak ve hedef sektörlerde rekabet gücünü korumak için selektif desteklere yönelmenin doğru bir yaklaşım olacağını kaydetti.