İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in, 2025 yılının Batı Şeria’nın "ilhak yılı" olacağını açıklamasına tepkiler çığ gibi büyümüştü. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun Haber7 muhabiri Yavuz Selvi'ye bu söylemlerinin arka planını değerlendirdi.
"YAYILMACI İDEOLOJİNİN HEDEFLERİNİ GÖSTERİYOR"
Prof. Dr. Zekeriya Kurşun şunları söyledi:
Esas itibariyle İsrail'in kuruluşu itibariyle bütün Filistin'de egemenlik kurma arayışı ve arzusu olduğu bilinmeyen bir şey değil. Dolayısıyla bu yapılan açıklama bu ideolojinin bu siyonist yayılmacı ideolojinin hedefleri göstermesi bakımından anlamlı. Ancak bu meselenin Trump'ın Amerika'da seçimleri kazanmasıyla doğrudan tekrar gündeme gelmesi bir şekilde İsrail siyasetinin acaba bir toleransıyla mı gerçekleşecek fikrinde ortaya çıkmıştır. Biliyorsunuz Trump ABD başkanı iken 'Asrın Planı' diye bir plan geliştirilmişti. Doğrudan doğruya bir ilhak olmasa bile Gazze ve Batı Şeria üzerinde yapmayı planladığı o yapılanma ile aslında coğrafyanın egemenlik hakkını hukuku İsrail'e devrediyordu. Açık ve net bir şekilde Batı Şeria'nın ilhakı yoktu ama aslında egemen olmayan ve tamamen İsrail tarafından bir şekilde her hareketi kontrol altında tutulabilen bir Filistin'den söz ediliyordu. Bugün geldiğimiz noktada aslında çok daha net bir şekilde bu ifade edildi. Peki bu sadece güncel bir tartışma mıdır? Kavga mıdır? Asıl buna bakmak gerekiyor.
"OPERASYONLAR BATI ŞERİA'YA DOĞRU ŞİDDETLİ OLARAK YAYILACAK"
Bir şekilde Gazze'de sıkışmış olan İsrail'in bakışları başka tarafa çekip Gazze'deki başarısızlığını mı örtmek istiyor? İsrail'in kendi içerisinde siyasi olarak parçalanmasından kaynaklanan bir entegrasyon mudur? Diye sorabiliriz. Ama şunu unutmamak gerekiyor. İsrail bugüne kadar hangi iddiasıyla ortaya çıkmışsa daha sonra gerçekleşmeyeceğini dahi bilmesine rağmen Bir takım çılgın ataklar yaparak saldırgan tavırlar sürdürerek bu tür sloganlarının peşine gitmiştir. Dolayısıyla 2025 yılının bir ilhak yılı olarak ilan edilmesini ben aslında savaşın Batı Şeria'ya doğru çok daha şiddetli bir şekilde yeni operasyonlar planlandığının işaretidir.
"TRUMP İLK DÖNEMDEKİ GİBİ RAHAT HAREKET EDEMEYECEKTİR"
Amerika'da Trump'ın kabinesi ya da Biden'ın kabinesi fark etmiyor. Hem kongreyi hem de senatoyu Yahudi lobileri satın almış durumda. Dolayısıyla kabine üyeleri kim olursa olsun İsrail lehinde zaten karar alma konusunda zorluklar çekilmediğini görüyoruz. Ancak dünyada değişiyor. Herkes ABD'ye eskiden olduğu gibi körü körüne itaat etmiyor. Diğer taraftan Türkiye gibi bir ülke dünya 5'ten büyüktür diyor. Bu açıdan baktığımızda kabinede Yahudi kökenli isimler olsa bile gerek kendi iç çekişmeleri ve gerekse dünya konjonktürü Trump'ın ilk dönemindeki gibi bir rahatlığı sürdürebileceği kanaatini taşımıyorum.