Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet, bu hafta Başkent Kulisi programında Prof. Dr. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın'ı ağırladı.
Yalçın'ın açıklamalarından satır başları:
Siyaseti çok yakından takip ediyordum ama şimdi yaptığım şey farklı bir şey. Bir akademisyen olarak dışarıdan baktığım siyaset ile çok fark var. Mesela gündelik siyasetin içerisinde insanların kendi hayat gayeleri içerisinde siyasi partilere gün gün tutumu değişiyor. Bir akademisyen dersini yapar ve çıkar, doğrusunu tartışmaz.
Küresel siyasetin tabusu vardı, o tabular yıkıldı. BM'nin çeşitli olaylara müdahil olması kavramları vardı, bunların boş olduğunu gördük. Gazze'de yaşananlar ortada, oranın Filistinlilerden arındırma politikası izleniyor. Son derece karmaşık dünya siyasetinin nereye gideceğini bilmediğimiz bir dönemden geçiyoruz. Biden böyle bir şey varmış gibi anlattı ama 4 senenin sonuna geldiğinde o siyaseti kendisi bile takip etmedi.
Böyle karmaşık, kimin ne yapacağını bilmediğimiz bir dünya düzeni var. Devletler bu düzene baktığında riskler de görürler fırsat da görürler. Tarafların birbirine karşı silahlanma yarışının olduğu bir düzen içerisindeyiz. Türkiye bunun içerisinde uzun yıllar boyunca kendi güvenlik kaygısını gidermeye çalıştı, terör vs. Hem riskleri hem fırsatları değerlendirdiğinizde önümüzdeki sorunları çözerek ilerlemek istiyorum dersiniz. Bu yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olsun istiyoruz. Türkiye eski Türkiye değil. Kendi savunma sanayisini üreten bir Türkiye'den bahsediyoruz. Dolayısıyla artık bazı devletlerin kolu kanadı altında yaşamak istemeyen bir Türkiye'den bahsediyoruz.
Türkiye'nin en fazla uzun yıllar boyunca mücadele ettiği, PKK terörü. Sınırlarımızın dışarısında çeşitli isimler altında varlığını sürdürüyor. Türkiye'de terör meselesi uzun yıllardır konuşulmuş.
BAHÇELİ'NİN ÇAĞRISI
Süreç ifadesini kullanmak beni rahatsız ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde tüm partiler terör bu ülkede bitsin demeli. Bir kaç hafta önce Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Bahçeli'nin yaptığı açıklamalarda dikkat çekilmesi gereken unsurlar var. Silahların gömülmesi tek çözüm. Terör örgütü silahları kullanmaya devam ettikçe uygun bir diyalog zemini kurulamaz. Biz Türkiye'de PKK diye bir sorun kalsın istemiyoruz. PKK, Kürtlerin daha iyi koşullarda yaşamasını istiyorsa silahı bırakacak. Bir örgüt silah kullanmaya devam ettiği müddetçe sonuç alınamaz.
Terör örgütleri birer kurumsal yapıya dönüştüklerinde sırf o yapıyı devam ettirmek için faaliyetlere devam edebilir.
"KORİDOR AÇMAK İSTEYEN BİRİLERİ VAR"
İsrail'in son dönemde sarktığı yer Suriye. Uzun yıllar boyu burada işlenen nedir? Çeşitli koridorlar oluşturarak Türklerle Arapların ilişkisini kesmek gibi. Türkiye'ye yönelik tehditler var dediğimizde ne milleti korkutmak için ne de oy peşinde olduğumuz için değil. Türkiye Cumhuriyeti devleti son 22 yıl içerisinde her zamankinden daha güvenli hale geldi. Terörle mücadele edebilen, yurt dışında sayısız operasyonlar yapabilen bir Türkiye var. Bu bir fırsat meselesi. Yeni yüzyıla biz hazırlanmaya çalışırken birileri de hazırlanıyor. Oralarda koridor açmak isteyen birileri var. Bunlara yönelik askeri operasyonlar yapmasaydık, koridorlar açılacaktı. CHP bunu küçümsüyor olabilir, biz tezkereleri Meclis'e getirdiğimizde 'Hayır' oyu kullandılar.
Cumhurbaşkanımızın söylediği şey, "Selahattin Eyyübi'nin torunları siyonistlerle beraber olmamalı."
Biz hala terör örgütü üzerinden içerideki kavgayı devam ettirecek olursak ilerleyemeyiz.
"İSRAİL TÜRKİYE'NİN COĞRAFYASINI KENDİLERİNE VAAT EDİLMİŞ TOPRAKLAR OLARAK GÖRÜYOR"
"İsrail bize mi saldıracak" diyorlar. Arapların 80 yıldır yaptığı hatalardan bir tanesi, İsrail'i küçük görmektir. İsrail hiç durmadı, İsrail sizin bildiğiniz modern devletlerden değil. Tam da Türkiye'nin coğrafyasını kendilerine vaat edilmiş topraklar olarak görüyorlar. Türkiye'nin bunun için tedbir alması için terörü engellemesi gerek.
"BİRİLERİ ÇIKARINI DÜŞÜNECEKTİR"
DEM Parti üzerinden bu meselenin çözülmesi çok zor. Kurumsal yapılar bu meseleyi kendi çıkarları üzerinden değerlendirdi. Daha önce gördük ki PKK başka bir şeyin peşinden koşuyor, DEM başka bir şeyin peşinden koşuyor.
PKK, marksist-leninist yapı olarak ortaya çıktı ama şimdi ABD'nin kuklası haline geldi.
Siz halis niyetle yola çıkarsınız, birileri bu işi kendi çıkarları çerçevesinde kullanır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti herhangi bir adımdan ürkecek bir devlet değil. Vatandaşına verecek bir hakkı varsa müzakere etmeden söyleyebilir. Biz vatandaşlarımıza şunu söylüyoruz, "bir sorun varsa bu hepimizin sorunu". Sadece partiler üzerinden değerlendirmenin doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. DEM Parti'yi elimizin tersiyle yok saymak da olmaz. Öcalan şöyle söylerse bu mesele biter deniyordu, Öcalan söylerse PKK söz dinler mi? Görelim bakalım. PKK, Kandil'i mi dinler? Onu da görelim bakalım.
Ümitsiz olmanın sebebi daha önceki tecrübelerden gördüğümüz kadarıyla birileri çıkarını düşünecektir.
Bahçeli, milliyetçilik üzerinden kendisine çok ciddi eleştiriler geleceğini bilerek, milliyetçiliği herhalde sorgulanamayacak biri olarak, bu meseleyi çözelim dedi. Kimsenin söylemeye cesaret edemeyeceği şeyleri Bahçeli söylüyor.
TEĞMENLERİN KILIÇI YEMİNİ
Bu ülkedeki bütün işleyişlere dahil olan vesayet sistemi AK Parti döneminde sona erdi. Ordumuz gerçekten anlamında görevine AK Parti döneminde kavuştu. Bundan önce ordumuz Türkiye'de siyaseti dizayn eden bir yapıydı. 10 yılda bir darbe, darbe olmadığında başbakanların üzerindeki etkisi. O meseleleri çözdük.
Türkiye'de vesayeti önemli bir noktaya getirdik, normal demokratik ülkelerde olması gerektiği hale geldi. Bir filmde bir silah varsa o muhakkak patlar derler ya. Ülkeyi koruması gerekenlerden bizi kim koruyacak. Biz cuntacılık işinin bittiğini düşünüyoruz ama birileri bir şeyler tezgahlıyor olabilir.
Birileri üstlerini dinlemeden kendi arasında örgütlenerek kılıçlı yemin yaptı. Bu mesele 'Atatürk'ün askeriyiz' meselesi değil. Gardırop Atatürkçülüğü denilen bir Atatürkçülük çıktı. İşlediğiniz suçları Atatürk'ün adını kullanarak örtmeye çalışmak bu. "Mustafa Kemal'in itleri" diyen HDP ile birlikte yürüdükleri için, bir yandan da bir şeyi sömürmeleri gerekiyor. O da Mustafa Kemal. Ordunun içerisinde bir disiplinsizlik varsa buna müsaade edilemez.
Birileri kılıç kuşanmışsa, "Ne var ya onlar çocuk" diyemezsiniz. Ordunun içerisinde Atatürk'ü kullanarak Türkiye'ye neler yaptığını iyi biliyoruz. Herhangi bir darbede Meclis'i teslim almak harp okulunun görevidir gibi yapıların oluştuğu bir Türkiye'de öyle "Ne var ya" diyemeyiz.
CHP tüm darbelerin içerisinde var olmuş bir partidir. CHP bu devletin hepimizin olduğunun farkında değil. "Saray rejimi" diyorlar, halkın oylarıyla 22 yıldır seçilen bir yapıya 'Saray rejimi' diyemezsiniz. Çünkü kafasında bizi gayrimeşru görüyor. Kürtleri de dindarları da gayrimeşru görür. CHP tek tipçi faşizan zihniyeti bırakmaz.
"CUMHURBAŞKANIMIZ TOPLUMUN NABZINI ÇOK İYİ ANLAYAN BİR SİYASİ KARİZMADIR"
Cumhurbaşkanımız herhalde Türkiye siyasi tarihinin en özgüvenli ve en çok özeleştiri yapan lideri olsa gerek. Yüzde 55 oy oranı aldığımız zaman bile "Nereyi kaybettik bakmamız lazım" der. Toplumun nabzını çok iyi anlayan bir siyasi karizmadan bahsediyoruz. Son yaşadığımız belediye seçiminden sonra bu konuda çok hassas.
Bu belediye seçimleri ekonomik kaygıların olduğu bir dönemdeydi. Teşkilatlarımızla ilgili eleştirileri olanlar oldu. 22 yıllık iktidara karşı vatandaşımızın tavrı hep sahiplenici oldu. Ekonomik sorunların en çok yaşandığı dönemde vatandaş yine çok sorumlu şekilde geldi. "Benim başka konularda sorunlarım olabilir ama ülkeyi Erdoğan yönetmeli" dedi.
Seçmenimizin çok büyük bir çoğunluğu sandığa gitmemeyi tercih etti. Ben CHP'ye Cumhur İttifakı'ndan kayan oranın yüzde 1 olduğunu düşünüyorum. Bir kaç araştırmadan özetle söyleyeyim. Cezalandırmak için sandığa gitmemiş. Asıl özeleştiri yapmamız yer burası. Vatandaşın beklentilerini çözmek.
Kendi kendini tamamlayan kehanet diye bir şey vardır ya. AK Parti'nin tonlarca kusuru olabilir bundan daha doğal bir şey yok. Ama bir noktadan eleştiri benim kabul edebileceğim bir eleştiri değil. AK Parti'nin halktan kopması. Biz hala toplumun en kılcal damarlarına girebilen partiyiz. AK Parti gençliği şöyle mi? Bunlar üretiliyor çeşitli etiketler, gelip buraya yapıştırılıyor.