Ekran kartı piyasasında şu anda lider konumunda olan NVIDIA’nın donanımlarının her geçen gün büyüdüğünü fark etmişsinizdir. GTX serisinden RTX serisine geçtiğimizde ekran kartları kol kadar, en son çıkan 4000 serisi ile de tabiri caizse kafa kadar oldu.
Peki hiç düşündünüz mü bu ekran kartları neden bu kadar büyük ve her yeni seride daha da büyümeye devam ediyor? Hele de işlemciler bu kadar küçük bir boyuttayken? Hemen basit bir şekilde yanıtlayalım.
Aslına bakarsanız bir ‘ekran kartını’ (bakın grafik işlem birimi demiyoruz) bir merkezi işlem birimi (CPU) ile karşılaştırmak pek adil olmaz.
Adil olacak olan, ekran kartı ile anakartı karşılaştırmak olacaktır. Bunun sebebi ise aslında grafik işlem birimi dediğiniz şey, merkezi işlem birimi ile hemen hemen aynı boyutta, hatta bazen daha küçük oluyor. Ancak nasıl merkezi işlem birimi bir anakart üzerinde bulunuyorsa, grafik işlem birimi de bir ekran kartı üzerinde duruyor.
Yani grafik işlem biriminin (GPU) kendine ait bir anakartı var ve siz kasanızdaki anakarta grafikleri işleyebilmesi adına bir anakart daha takıyorsunuz gibi düşünebilirsiniz. Ha, ‘neden bu kadar büyük oluyor?’ sorusuna gelecek olursak:
Grafik işlem birimi geliştikçe ihtiyaç duyduğu donanım ve soğutma da artıyor
Cevabı aslında bu kadar basit. Son model bir ekran kartını alıp, içini açıp incelemeye koyulduğunuzda büyük bir kısmının soğutma için ayrıldığını göreceksiniz. Aslına bakarsanız sadece ekran kartları değil, işlemciler de aynı oranda büyüyor.
Büyümelerinin sebebi ise donanım teknolojik olarak gelişip daha çok kapasiteye sahip oldukça içerdiği transistörlerin (iletkenler) sayısının artması. Dolayısıyla kapladığı alan da büyümüş oluyor.