TÜSİAD'ın siyaseti dizayn etmeye yönelik algı operasyonuna birçok tepki geldi. Skandal açıklamaların ardından iş dünyasından tepkiler gelmeye devam ediyor.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), iş dünyasının genelini temsil ettiği iddiasıyla yapılan açıklamaların, ekonomik kalkınmadan uzak ve toplumsal huzuru zedeleyici olduğunu belirterek, "Türk iş dünyasının sorumluluğu çözüm odaklı yaklaşım ve ekonomik kalkınma olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Dernekten yapılan açıklamada, MÜSİAD'ın İstanbul'daki genel merkezinde yurt içi şube başkanları ile yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu geniş katılımlı bir istişare toplantısı gerçekleştirildiği bildirildi.
"SON YILLARDA KÜRESEL KRİZLER, KOVİD-19..."
Yeni dönem için planlanan faaliyetler, bunlara ilişkin stratejiler ve gündeme dair güncel konuların ele alındığı toplantıda, iş dünyasının ülkenin küresel rekabet gücünü artırmaya odaklanması gerektiğinin vurgulandığı aktarıldı.
İstişare toplantısının sonucunda yayımlanan açıklama metninde, Türkiye'nin son yıllarda küresel krizler, Kovid-19, jeopolitik gerilimler, savaşlar, deprem ve ekonomik dalgalanmalar gibi birçok sınavdan geçtiği, buna rağmen üretim, ihracat ve yatırım noktasında istikrarlı bir çaba içerisinde olduğu kaydedildi.
MÜSİAD'ın bu meselelere bakış açısının paylaşıldığı açıklamada, "Tüm bu çabaların yanında biz de iş dünyası olarak meselelere, yalnızca mevcut sıkıntılar üzerinden karamsar bir bakış açısı ile değil, çözüm yolları geliştirme ve uzun vadeli stratejiler oluşturma adına sorumluluk penceresinden baktık, bakmaya da devam ediyoruz. Bu nedenle, Türkiye'nin içinden geçtiği bu kritik süreçte tüm paydaşlarımızla ortak bir akıl çerçevesinde meseleleri ele almanın ve yapıcı öneriler geliştirebilmenin önemine inanıyoruz. İş dünyası olarak hepimiz, ülkemizin ekonomik büyümesini, istihdamını ve toplumsal huzurunu önceleyen bir perspektifle hareket etmek zorundayız." ifadeleri kullanıldı.
"HER ZAMAN ÇÖZÜM ODAKLI BİR YAKLAŞIMI BENİMSEMEKTEYİZ"
Açıklamada, bu dönemde ekonomi yönetiminin, iş dünyası temsilcileri ile bir araya geldiği toplantılarda, "yatırım ortamının iyileştirilmesi ve güncel ekonomik konularda" hiç olmadığı kadar istişareye ve eleştiriye açık zeminler oluşturduğu vurgulandı.
MÜSİAD'ın, bu toplantılarda sıkı para politikasının enflasyonla mücadele için gerekli bir koşul olduğunu fakat tek başına yeterli olmadığını belirttiği hatırlatılan açıklamada, MÜSİAD'ın yapısal reformların Türkiye ekonomisinin kronik sorunlarının çözümü için de çok önemli olduğunun altını çizdiği ve somut önerilerini ilettiği bildirildi.
Açıklamada, son dönemde bu konuda yapılan eleştirilere işaret edilerek, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan ve Türk iş dünyasının genelini temsil ettiği iddiasıyla yapılan açıklamalar, ne yazık ki ekonomik kalkınma ve iş dünyası odağından uzak, toplumsal huzuru zedeleyici bir içeriktedir. Bulunduğumuz dönemde, iş dünyasını temsil eden sivil toplum kuruluşlarının siyasi bildiri diliyle hareket etmesi yerine, yapıcı eleştiriler geliştirerek, ülkenin kalkınma yolculuğuna somut katkı sunması beklenmektedir. Türk iş dünyasının sorumluluğu çözüm odaklı yaklaşım ve ekonomik kalkınma olmalıdır. MÜSİAD olarak, bizler her zaman çözüm odaklı bir yaklaşımı benimsemekteyiz. Türkiye'nin ekonomik geleceği için reformların hayata geçirilmesini destekliyor, iş yapma ortamının iyileştirilmesi için çalışmalarımıza var gücümüzle katkı sunmaya devam ediyoruz."
"ÜLKEMİZİN GELECEĞİNE DAİR OLUMLU VE YAPICI KATKILAR SUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Açıklamada, Suriye'de barışın geldiği, Rusya-Ukrayna savaşının sonuna yaklaşıldığı, Türkiye'de dezenflasyon dönemine girildiği, ekonomide en zorlu süreçlerin geride kaldığı ve ciddi yatırımların açıklanacağı böyle bir dönemde, karamsarlık yaymanın, ülke insanının moral ve motivasyonunu aşağı çekecek söylemlerde bulunmanın kimseye fayda sağlamayacağı belirtildi.
Türkiye'nin, sadece kendi ekonomik istikrarını değil, bölgesindeki ekonomik liderliğini de güçlendirdiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"İş dünyası olarak, bölgesel ve küresel rekabet gücümüzü artırmak için yatırımlarımıza ve iş birliklerimize hız kesmeden devam edeceğiz. MÜSİAD çatısı altında sorumluluğumuza odaklanarak, içi boş tartışmaların bize hiçbir fayda sağlamayacağını biliyor ve süreklilik arz eden yatırım, üretim, istihdam politikalarına odaklanıyoruz. Reform sürecine katkı sunmaya, üretim ve teknoloji alanlarında ülkemizi daha ileriye taşımaya devam edeceğiz. Türkiye, en zor ve karamsar günlerde dahi jeopolitik ve ekonomik dönüşüm sürecini başarıyla yönetmektedir. Böyle bir dönemde, ülkemizin geleceğine dair olumlu ve yapıcı katkılar sunmaya devam edeceğiz. Ekonomik istikrarın korunması ve yatırım ortamının daha da güçlendirilmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz."
ASKON: SİYASET SİYASETÇİLERE BIRAKILMALI
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, "Düne kadar bu ülkede darbecilerle yol yürümenin, hükümetler kurup, hükümetler yıkmanın, itibar suikastlarında bulunmanın, ülke yönetimini dizayn etmeye çalışmanın faturasını çok ağır ödediğimiz günler oldu" dedi.
"TÜSİAD Genel Kurulu’nda yapılan açıklamalar da dünden ders alınmadığını gösterdi" ifadelerini kullanan ASKON Genel Başkanı Aydın, siyasetin siyasilere bırakılması gerektiğini söyledi.
ASKON 13. Dönem Yönetim Kurulu Çalıştayı programı soru-cevap kısmında TÜSİAD Genel Kurulu’nda yapılan açıklamaları iş dünyası olarak nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın şu yanıtı verdi:
"Eski Türkiye dediğimiz ötekileştirmelerin yaşandığı, belirli bir zihniyetin belirli bir grubu ötekileştirdiği günlerde darbecilerle yol yürünmüş, hükümetler yıkılıp, hükümetler kurulmuş, itibar suikastları ile sermayeye renk biçilmiş, yeşil sermaye tanımları yapılmış, vatandaşlar 'kamusal alan' dayatmaları ile belirli bir zihne ve şekle sokulmaya çalışılmıştır.
Bu süreçlerde dün yanlış yerde duranlar yüzünden; ülkemiz travmalar yaşamış, ekonomide sebep olduğu maliyet milyar dolarları aşmışta aşmış, ülke algısı ve demokrasi üzerinde derin yaralar bırakarak Türkiye her defasında en az 10 yıl geriye götürülmüştür."
"Bugün geldiğimiz noktada ülkemizin kalkınması için katma değeri yüksek teknolojileri içeren, sürdürülebilir bir üretime sahip olmamız gerekirken, iş insanları olarak bu yönde kapasitemizi geliştirip, öz eleştirilerimizi yapmamız lazım gelirken, TÜSİAD genel kurulunda olduğu gibi, yayınladıkları kitapta ekonomideki toparlanma ve güzel gidişattan bahsederken, genel kurulda muhalefet partisi diliyle konuşmalar yaparak, siyasilerden rol çalmak ve siyaset yapmaktır. Günümüz Türkiye’si bunu kabul etmiyor. Öyle ki zamanlama olarak içinden geçtiğimiz bu süreçlerde bu ifadelerin nereye, nerelere mesaj verdiği de ortaya çıkıyor.
Bu nedenle iş dünyasının bir temsilcisi olarak bu açıklamaları kamuoyu nezdine bir çuvala koyarak seslendirmenin iyi niyet taşımadığı kanaati içerisindeyiz. Bu açıklamayı yapan TÜSİAD mensuplarından ayrıca kayıplara neden olduğunu iddia ettikleri çuvala sığdırdıkları bu düzensizlikler dolayısıyla, geçen çeyrek asırlık dönemde ne kadar şirket kârlılığı beyan ettiklerini de açıklamaları gerekiyor.
Ayrıca iş insanları olarak muhataplarımıza görüş ve önerilerimizi rahatça anlatabildiğimiz bir ortamda kamuoyu nezdinde amacı ve gayesinin ne olduğu belli olan bu şekilde bir çıkış yapmayı uygun görmediğimizi ve bu çıkışı yapanları yadırgadığımızı belirtmek istiyoruz."