Günümüzde sosyal mecralar, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Hatta “hayatımızın parçası” demek eksik bir tanım olabilir çünkü hayatımızın tamamı hâline geldiler.
Peki hiç düşündünüz mü, internet doğduğunda ortaya çıkan ilk sosyal medya platformu hangisiydi? Bu sorunun cevabı bizi, “Six Degrees”e götürüyor.
“Sosyal medya” dediğimiz kavram, 1990’larde ortaya çıktı.
1960’lardan ve 70’lerden önce, farklı medya biçimleri vardı fakat bugün bildiğimiz gibi bir sosyal medya, 1990’larda başladı. 1990’lardan önce, bazı özel kuruluşlar bilgisayarların birbiriyle etkileşime girmesini sağlamaya çalışsa da kişisel bilgisayarlar yaygın olmadığı için çok da ilerleme olmadı.
1980’li yıllarda, kişisel bilgisayarlar yaygınlaşmaya başladı. 1990’larda ise sosyal medyanın adını duyduk. Bu mecraların başlangıç noktası, bloglardı. Başkaları tarafından yazılanları okumak için, çeşitli platformlara giriyorduk. Bunun adımını atan ilk mecra ise “SixDegrees” olmuştu.
Neydi bu Six Degrees?
Six Degrees, 1997 yılında Andrew Weinreich tarafından başlatılan ve ilk sosyal medya platformu olarak kabul edilen bir girişimdi. İnsanların “altı derecelik bir ayrım” teorisiyle birbirine bağlı olduğu fikrine dayanıyordu.
Bu teori, dünya üzerindeki herhangi iki insanın en fazla altı sosyal bağlantı (tanıdık) aracılığıyla birbirine ulaşabileceğini öne sürüyor. Yani, herhangi bir kişiden başka bir kişiye ulaşmak için en fazla altı kişiyle bağlantı kurmanız yeterli.
Konuyu dağıtmadan platformun özelliklerine dönelim; Six Degrees, kullanıcıların profiller oluşturmasına, arkadaşlarını listelemesine ve diğer kullanıcıların arkadaş listelerine göz atmasına olanak tanıyordu. İnsanların çevrim içi olarak bağlantı kurup iletişimde bulunmasını sağlayan en erken sosyal ağ denemelerinden biriydi.
Bazı zorluklarla karşılaştı.
En parlak döneminde yaklaşık 3,5 milyon kullanıcıya ulaşan Six Degrees, o dönemde internet hızlarının yavaş olması ve çevrim içi etkileşimin henüz yaygınlaşmamış olması nedeniyle zorluklarla karşı karşıya kaldı.
Six Degrees, 2000 yılında YouthStream Media Networks’e 125 milyon dolara satıldı fakat mali sıkıntılar ve sürdürülebilir bir büyüme sağlanamaması nedeniyle 2001 yılında kapatıldı.
Kısa ömürlü olmasına rağmen Friendster, MySpace, Facebook ve LinkedIn gibi gelecekteki sosyal medya devlerine ilham vererek insanların çevrim içi olarak nasıl bağlandığını ve etkileşimde bulunduğunu şekillendirdi.
21. yüzyılda her şey daha farklı bir boyuta evrildi.
21. yüzyılın başlarında; MySpace, Photobucket, YouTube, Pinterest, Facebook, Twitter, Tumblr gibi platformlar ortaya çıktı ve yeni bir dönem başladı. Bu platformlardan çoğunu hâlâ kullanmaya devam ediyoruz ve başta da bahsettiğimiz gibi hayatımızın bir parçasının da ötesinde; hayatımızın ta kendisi oldular.
Kaynaklar: Publer, Social Champİlginizi çekebilir: