Queensland Üniversitesi ve KPMG Avustralya'dan araştırmacılar dünya çapında 17 ülkeden 17.000'den fazla kişiyle anket yaptı. Anketin gerçekleştirildiği yerler arasında, yapay zeka faaliyetleri bakımından çalışmanın lider olarak kabul ettiği Avustralya, Çin, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkeler de var.
ANKET KATILIMCILARININ YÜZDE 39'U YAPAY ZEKAYA GÜVENEBİLECEĞİNİ SÖYLEDİ
Çalışmaya göre anket katılımcılarının sadece yüzde 39'u yapay zeka sistemlerine güvenebileceklerini ifade etti. Öte yandan katılımcıların yaklaşık yüzde 85'i yapay zeka kullanımının; verimliliği arttırma, inovasyon, maliyetleri kısma ve kaynakların daha iyi kullanımı gibi faydaları olacağını düşünüyor.
Katılımcıların yüzde 73'ü ise yapay zeka kullanımının 'potansiyel tehlikeleri olabileceğini' ifade etti.
Yapay zekanın yaygınlaşması konusunda sıralanan dokuz risk arasında siber güvenliğe dönük tehditler en çok öne çıkan başlık oldu. Katılımcıların yüzde 84'ü siber güvenlik endişesini dile getirirken, bunu manipülasyon ya da diğer bir ifadeyle yapay zekanın 'zararlı kullanımı' ve otomasyon sonucu istihdamın daralması takip etti.
Katılımcıların yüzde 61'i yapay zekanın topluma dönük "belirsiz ve öngörülemeyen" etkileri olabileceğini ifade ederken, yüzde 71'i ise bu alana dönük bir düzenlemenin zorunlu olduğuna inanıyor. KPMG Futures adına araştırmanın ortak lideri James Mabbott ise söz konusu güvensizliğin önemli sebeplerinden birinin katılımcıların üçte birinin, hükümete, teknoloji kuruluşlarına ya da ticari kuruluşlara yapay zekayı toplumun yararına olacak şekilde geliştirmek, kullanmak ve yönetmek konusunda güvenmemesi olduğunu ifade etti.
Mabbott, "Kuruluşlar doğruluk ve güvenilirliğin düzenli olarak izlenmesi, yapay zeka davranış kurallarının, bağımsız yapay zeka etik incelemelerinin ve sertifikalarının uygulanması ve gelişmekte olan uluslararası standartlara bağlı kalınması gibi sorumlu kullanımı gösteren mekanizmaları devreye sokarak yapay zeka kullanımı konusunda güven oluşturabilirler" dedi.