Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve on binlerce kişinin yaşamını yitirdiği deprem sonrası imar affı yine gündeme geldi. 6 Haziran 2018 tarihinde yayımlanan ve yaklaşık 7 milyon yapıya yapı kayıt belgesi verilen imar affı adeta kentlerin altına döşenen saatli bomba haline geldi. Türkiye’de en çok af başvurusu yapılan ikinci kent olan İzmir’de, 811 bin haneden 332 bini aftan faydalandı. Gecekondu ve kaçak yapılaşmanın yoğun olduğu Karabağlar, Buca ve Bornova ilçelerinin yanı sıra otellerin yoğun olduğu turistik ilçelerden Urla, Menderes ve Çeşme listede başı çekti. Aynı sıralamada üçüncü olan Muğla ilinde ise bu rakam 181 bine ulaştı.
593 BİNAYA BELGE
Deprem kuşağında yer alan bir diğer ili olan Aydın 80 bin yapı kayıt belgesiyle aynı listede onuncu sırada yer aldı. 6 milyona yakın konutun yanı sıra, otel, alışveriş merkezi, eğlence alanları, iş merkezi, rezidans, fabrika, enerji santralı, çeşitli devlet kurumları gibi çok sayıda ticari ve resmi yapıda imar barışından faydalandı. Ege’de aftan yararlanan yapı sayısının 593 bin olması ve Kahramanmaraş merkezli depremin yıktığı 11 ildeki 594 bin 165 yapı ile neredeyse eşit olması dikkat çekti. Her konutta üç kişinin yaşadığı düşünüldüğünde yaklaşık 1 milyon 800 bin yurttaşın hayatı imar affı sonrası tehlikeye girdi.
19 MİLYAR TOPLANDI
İmar barışı uygulaması sonrasında devletin kasasına giren tutar yaklaşık 19 milyar 300 milyon lira olurken sadece İzmir’den elde edilen gelir ise 2 milyar 150 milyon lira oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı resmi açıklamaya göre, mevcut yapıların yüzde 65’inin çürük olduğu ifade edilen İzmir’de 332 bin hanede yaşayan 1 milyona yakın yurttaşın güvenliğini akıllara getiren bu rakamlar sonrasında imar affıyla ilgili tartışmalar da alevlendi.
“AFTAN FAYDALANAN YAPILAR YENİDEN DENETLENMELİ”
Konu hakkında İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, “Aftan faydalanan yapıların kesinlikle bir mühendislik hizmetine tabi tutulması gerekiyor. Kanunda böyle bir şart yok ancak buna yönelik bir düzenleme yapılmalı. Gerekirse yeni bir yasa çıkartılarak bu zorunlu hale getirilmeli. Bugüne kadar aftan faydalanan yapıların da yeniden denetlenmesi, gerekirse verilen belgelerin iptali gerekiyor. Çünkü devlet güvenli olup olmadığını bilmediği bir yapıyı da affetti. İmar affına kesinlikle karşıyız, yeni bir imar affı çıkarılmamalı. İmar affı sadece konut sahiplerinin can ve mal güvenliklerini tehlikeye atmakla kalmadı, kentlerin planlaması ve gelişimi açısından da olumsuz etki yarattı. İmar affı kaçak yapılaşmayı teşvik etti. Bu son depremlerden sonra bir daha asla yeni bir imar affı çıkartılmamalı” dedi.
“İMAR AFFI CİNAYETTİR”
Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman ise “İmar affından yararlanan yapılar hiçbir mühendislik ya da mimarlık hizmeti almadı. Bu kaçak yapılar tamamen yapı sahibinin bilgisine, becerisine göre inşa edilen yapılar. Yani güvenli teknikler kullanılmadan inşa edilmiş. Biz bu son depremde yönetmeliğe uygun yapılmış, ruhsatlı yapıların bile yıkıldığını gördük. İmar affından faydalanan bu yapıların ayakta kalması dahi söz konusu olamaz. İmar affı cinayettir. Bu cinayete ortak olan da affa başvuran herkestir. Cinayete eşlik eden ve affı çıkartanlar da bir kez daha düşünülmelidir. Bugün böyle bir konunun konuşulması ayıptır. Affın bilimsellikle hiçbir alakası yoktur. Şunu sakın unutmasınlar, yurttaşların kaçak yapıları için aldıkları yapı kayıt belgeleri asla ve asla bu yapı güvenlidir, dayanıklıdır, oturulabilir demek değildir. Affa uğramış bu yapılar için geriye dönük olarak incelenebilir ancak bunun için de bir yasal düzenleme gerekli. Devlet bunu yeni bir gelir elde etmek için çıkardı ve yasadan kaynaklı sorun yaşayan yurttaşlar da elektrik, su bağlatabilmek için affı kullandı. Ancak eviniz depremde yıkıldığında o yapı kayıt belgelerinin hiçbir anlamı kalmayacak. Peki devlet 2018’den sonra elde ettiği milyarlarca lirayı ne yaptı, bu para nerede kullanıldı? Aftan faydalanan yapı sahipleri her şeyden önce dönüşüme ve yapının güçlendirilmesine öncelik vermeli” diye konuştu.