AKP döneminde devletin her kademesinde yapılan ve tartışılmaya devam eden liyakatsiz görevlendirmelere bir yenisi daha eklendi.
İmam olarak mesleğe başlayan bir kişinin, hiçbir sınav zorunluluğu ve bekleme sürelerini yerine getirmeden kısa sürede müdürlüğe kadar yükseldiği ortaya çıktı.
YARGILAMA YAPILDI, 'KAMU ZARARI' GERİ İSTENDİ!
BirGün gazetesinden Nurcan Gökdemir'in haberine göre, Sayıştay denetçilerinin denetimleri sırasında ortaya çıkan olayla ilgili yargılama da yapıldı.
Yargılama sonunda, mevzuatta belirtilen şartları taşımadığı halde zabıta müdürü olarak atanan ve daha sonra görevde yükselme sınavına tabi olan müdürlük kadrosuna sınavsız bir şekilde kadro değişikliği ile atanan imamdan ve diğer sorumlulardan, 'kamu zararı'nın geri alınması kararlaştırıldı.
Kamu zararı olarak talep edilen kalemlerde, 'müdürlük kadrosunun karşılığı olan ek gösterge', 'ek ödeme', 'yan ödeme tazminatı' ve 'özel hizmet tazminatları' yer aldı.
MÜDÜR OLABİLMEK İÇİN EN AZ İKİ YIL ÇALIŞMA ŞARTI!
Karara göre, imam kadrosunda çalışan bir kişi sınav ve en az 2 yıl görev yapma şartı aranmaksızın zabıta müdürü kadrosuna atandı. Bu kadroda 40 gün görev yaptıktan sonra da unvanı değiştirilerek görevde yükselme sınavına girmeden İşletme ve İştirakler Müdürlüğü’ne atandı. İmamın son görevi destek hizmetleri müdürlüğü oldu.
Sayıştay’da yapılan yargılamaya ilişkin kararda, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılan Belediye Zabıta Yönetmeliği’nde zabıta müdürü olabilmek için zabıta olarak en az iki yıl çalışma şartı arandığına dikkat çekildi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun da açılan dava üzerine iki yıl şartını onayan bir karar aldığı belirtilerek, kıdem şartı konusunda ortaya konulan endişelere son verildiği belirtildi.
"ATAMA SÜREÇLERİNDE YER ALAN TÜM GÖREVLİLER SORUMLU"
Aynı kişinin görevde yükselme sınavında başarılı olma şartı aranmaksızın İşletme ve İştirakler Müdürlüğü’ne kadro değişikliği ile atandığı ve Destek Hizmetleri Müdürü kadrosunda görev yapmasının da mevzuata aykırı olduğu tespiti de yapıldı.
Bu gerekçelerle imamın atanabilmek için gerekli hiçbir koşula uymadan müdür olarak atanması ve bu görevler nedeniyle ödeme yapılmasının “kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması” olarak tanımlanan kamu zararına neden olduğu bildirildi.
Mevzuata aykırı atama yapılması nedeniyle oluştuğundan kamu zararından atama süreçlerinde yer alan ve buna olanak sağlayan tüm kamu görevlilerinin de sorumlu olduğu ifade edildi.
DİĞER DAVALAR İÇİN DE EMSAL NİTELİĞİNDE
Sayıştay’ın kararı, AKP döneminde yapılan tüm mevzuata aykırı atamalara karşı açılabilecek davalara ilişkin emsal karar niteliği taşıyor. Açılacak davalar sonucu buna benzer tüm atamalardan kaynaklanan ödemelerin sorumlulardan geri alınması mümkün olabilecek.