Bu teknolojiyi yeni sanıyor olsak da aslında otomatların kökeni antik çağlara kadar uzanıyor!
Peki nasıl oldu da günümüzün endüstri harikaları hâline geldiler?
İlk otomat ne zaman icat edildi? 20. yüzyılda değil!
M.Ö. 1. Yüzyıla kadar takvimlerimizi çevirmemiz gerekiyor. Bu dönemlerde yaşamış olan Yunan mühendis ve matematikçi Hero Alexandria, tarihteki ilk bilinen otomat makinesini icat etmişti. Bu makine, tapınaklarda kullanılan kutsal suyun adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak amacıyla tasarlandı.
Hero Alexandria’nın otomatı, kullanıcıların tapınaklara bıraktığı madeni parayı kabul ediyor ve belirli bir miktar paranın düşmesini bekliyordu. Para düşerken bir kaldıraç aracılığıyla, bir valfi açarak kutsal suyun akmasını sağlıyordu. Para tamamen düştüğünde valf kapanıyor ve böylece her kullanıcıya eşit miktarda kutsal su verilmiş oluyordu.
Bu basit ama etkili tasarım, adaletli bir dağıtım mekanizması sundu ve ilk otomatik ödeme sistemlerinin temellerini atmış oldu. Ancak görüntüsü elbette bugünkünden çok daha farklıydı.
Hero Alexandria’nın buluşu uzun yıllar boyunca etkisini gösterdi.
Ancak otomatlar, modern anlamda ilk kez 19. yüzyılın başlarında gelişim göstermeye başladı. 1822’de İngiliz kitapçı Richard Carlile, ilk gazete dağıtım makinesini geliştirmişti. Bu, otomatların günlük yaşamın bir parçası hâline gelmesinin başlangıcını işaret ediyordu.
1867’de Simeon Denham da pul dağıtan ilk tam otomatik satış makinesini icat ederek bu alandaki gelişmeleri hızlandırdı. Onun ardından 1883’te Percival Everett, kartpostal dağıtan modern bir otomatı tanıttı. Percival Everett’in otomatları, müşterilere not kâğıdı, zarf ve kartpostal sunarak posta sisteminin erişimini de kolaylaştırdı.
1888’de ise Thomas Adams, ilk sakız dağıtan otomatı tanıttı.
Bu otomatlar, New York City metro istasyonlarının çevresinde Tutti-Frutti sakızı sunarak büyük bir ilgi görmüştü. 1893’te ise Alman çikolata üreticisi Stollwerck, çikolatalarını 15.000 otomat aracılığıyla satıyordu. Gel zaman git zaman, böylece otomatlar hayatımızda kalıcı bir yer edinmeye başladı!
Daha sonra içecek makineleri, meşrubatları bardaklara dağıtacak şekilde tasarlandı. Coca Cola, şişelenmiş içeceklerini otomatlar aracılığıyla sunan ilk büyük şirket oldu.
1946’da kahve makineleri piyasaya sürüldü, 1950’de ise sandviç makineleri üretildi.
Japonya'dan pul ve kartpostal satan bir otomat, 1904. .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Bu yenilikler, otomatların gıda ve içecek sunma kapasitelerini oldukça genişletti. 1984’te Automatic Products International Ltd., kahve çekirdeklerini öğütüp taze kahve üretme yeteneğine sahip bir otomat ortaya koydu, bu da otomat teknolojisinde önemli bir ilerlemeyi temsil etti.
Tüm bu gelişmeler ise günümüzdeki otomatların bugünkü şeklini almasında öncülük etti. Eski otomatlar yalnızca madeni para kabul ederken günümüzdeki otomatlar banknotları tanıyacak şekilde geliştirildi.
Yani anlayacağınız şu ki, Hero Alexandria, bugün dünya çapında milyonlarca insanın kullandığı bir endüstrinin temellerini atmış oldu.
Kaynaklar: History Facts, Atlas Obscuraİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: