Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı İlay Aksoy, yaptığı yazılı açıklamada, gündemi değerlendirdi. Aksoy’un açıklaması şöyle:
“Adeta Türkiye’deki vatandaşlık, hükümetin hem bir döviz kaynağı hem de ileride ithal bir seçmen olması için satıldı. Vatandaşlıkta damping yapıldı adeta. AK Parti’ye kaybeden oyların takviyesi için. Çok stratejik bir şekilde demografik bir deformasyon yaşadık.
Kimler vatandaşlık aldı? Sadece Suriyelilere odaklanıyoruz, çok yanlış. Türkiye’ye 112 farklı ülkeden kaçak insan girdi. Suriyeliler 2011 yılında geldiler ama 2014 yılında kamplardan şehirlere yerleşmeye başladılar. 2016 yılından itibaren hükümet tamamen yasalarımıza aykırı olarak istisna vatandaşlık vermeye başladı bu insanlara. Kimlere verdi; kamplarda ilk 2011 yılında eğitim verdiği, savaşmak için eğitim verdiği insanlara vatandaşlık vermeye başladı.
“SANDIKTA GİTTİKLERİNDE TÜRK İSMİ GÖRÜYORUZ, YABANCI GÖREMİYORUZ”
Bunu nereden biliyoruz? Çünkü zaman içinde bu insanların bir kısmı terörle ilişkili olduğu için vatandaşlıktan çıkarıldı. 2017 yılında daha çok önemli bir şey oldu. 5490 no’lu kanunun 11. Maddesi değişti. Bu madde nedir biliyor musunuz? Bundan sonra siz isminizi mahkeme yoluyla değil, nüfus müdürlüklerine giderek sadece dilekçe verip isim değişikliği yapabilirsiniz. Dolayısıyla bu insanlar artık bir kamuflaj haline geldi, kimliklerini gizlediler, Türk isimleri alarak yabancı olduklarını gizlediler. Sandıkta gittiklerinde Türk ismi görüyoruz, yabancı göremiyoruz. O yüzden kaç kişi oy kullandı net olarak kimse söyleyemiyor.
Net bilemiyoruz ama kabaca şunu söyleyebilirim ki; 1 milyonun üzerinde yabancı oy kullandı. YSK listelerini, yabancı seçmen listelerini inceledim. Arap ülkelerinde yaşayan ve Türk vatandaşlığı alan çok sayıda Suriyeli tespit ettim. Bu insanlar Büyükelçiliklerde oy kullandı. İkincisi şirketler kuruldu, Suriyelilere o şirketler üzerinden mülk edinmelerine izin verdiler. Mülkle birlikte vatandaşlık aldıklarında çocukları da Türk vatandaşı oldu. Bu da hesaba katılmıyor.
“ÇOK SAYIDA İNSAN EMLAK YOLUYLA VATANDAŞLIK ALDI”
Amerika Afganistan’dan çekilince iş birlikçisi ajanlarının bir kısmı Türkiye’ye geldi. Hepimiz gördük, genç insanlar yürüyerek geldi. Bunlar arasında pek çoğu da emlak yoluyla vatandaşlık aldı. Bunlar maalesef ağırlıklı Beylikdüzü Bahçeşehir taraflarında ikamet halindeler. Yani emlak yoluyla vatandaşlık satıldı. 2013-2022 yılları arasında TÜİK verilerini söylüyorum, bunu artık 2 ile mi 3 ile mi çarparız bilemiyorum. İktidara geldiğimizde gerçek verileri tespit edeceğiz. TÜİK verilerinde yabancılara 300 bin ev satıldığı beyan ediliyor. Bu 300 bin ev en kötü ihtimalle 4 ile çarpsanız 1 milyon 200 bin kişi yapıyor. İki kişi oy kullanmış olsa 600 bin kişi yapıyor.
“SADECE İRANLILAR DENİZLİ’YE İNEBİLİYOR”
2016 yılında hükümet İran’la özel bir anlaşma yaptı. Denizli Çardak Havalimanı üzerinden ve sadece İranlılar Denizli’ye inebiliyor, başka bir yerden inmiyor. İran neden önemli? Sahte kimlik üzerinden, İran havalimanını kullanarak Çardak havalimanına inip Türkiye’ye sızabiliyor. Nitekim 2019 yılında yaklaşık 300 kişi bu şekilde yakalandı. Sahte kimlikle girdiler, Türkiye’nin her bir tarafında yayıldılar.
“RUS VE UKRAYNALILAR DA BU SEÇİMDE OY KULLANDI”
Şimdi kimler aldı; Iraklılar, İranlılar, Rus ve Ukraynalılar… Bakın problem ne biliyor musunuz! 3 yıl içerisinde yabancılar vatandaşlık almalarına rağmen ev satıyor. Döviz bazında evleri değer kazanıyor ama vatandaşlıkları iptal olmuyor, kalıyor. Doğan çocukları da ebeveynleri Türk vatandaşı olduğu için Türk vatandaşlığı kazanmış oluyor. Dolayısıyla bir yerden sonra kaç kişinin vatandaşlığa geçtiğini göremiyoruz. Bakın nasıl veriler yavaş yavaş sistemin içerisinde gizleniyor. Şu an özellikle Antalya’da ve Alanya’da çok ciddi bir Rus ve Ukraynalı problemi var. Bugün 4 evden bir tanesi Rus ve Ukraynalılara ait ve onlar bu seçimde oy kullandı.
Uyuşturucu baronlarına vatandaşlık satıldı bu ülkede. Neden? Çünkü suç işleyenler Türkiye Roma anlaşmasına tabi olmadığı için burada yargılanamıyor. Bunları potansiyel seçmen olarak size söylüyorum. Devlet verileri bizim önümüzde değil. Türk ismi aldıkları için bunlar yabancı mı değil mi? Konuşmadıktan sonra nasıl anlayabiliriz? Anlayamayız. Ayrıca 15 Temmuz’dan sonra Afrika ülkelerinde FETÖ okulları kapatıldı, hükümet devraldı okullarını. Ama 15 Temmuz’dan itibaren Türkiye’ye Afrika ülkelerinden çok sayıda göç aldığımızı görüyorum. Çocuklar ve öğrenciler daha doğrusu bir kısmı Türkiye’de vatandaşlık aldı sosyal medyalardan da bunları takip edebiliyoruz. Dolayısıyla FETÖ okullarında yetişen Libya’dan gelenler vatandaşlık aldı.
“TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ ÇOK BÜYÜK TEHLİKE ALTINDA”
Artık bu suç makinası örgütlenebilecek, bir araya gelebilecek. Meclis’te bir temsilcileri var. HÜDA-Par gibi milli güvenlik sorunu olan bir parti var. Bu terörle ilişkileri olan insanların Türkiye’de çok rahat bir şekilde kendilerini örgütleyebilecekleri meşru bir zemin var. Bu çok büyük bir güvenlik sorunudur. 81 ilde imkanları var örgütlenmek için. Parlamentonun şu an bir etkisi yok. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini aldığımız taktirde, güvenliğimizi kontrol altına alabiliriz. Aksi taktirde, Türkiye’de çok ciddi bir terör sorunuyla karşı karşıya kalacağız. Güvenliğimiz tehlike altında. Türkiye’nin güvenliği çok büyük tehlike altında."