Diyanet, 14 Ekim’deki “kul ve kamu hakkı” konulu hutbesinde, Ali İmran suresinden alıntı yaparak “Kim devlet malına hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir” ayetine işaret etti. Ancak söz konusu kullanım ilahiyatçılar arasında tepkiye neden oldu.
Diyanet’in tefsirinde, söz konusu ayet, “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir” şeklinde yer alıyor.
SORUMLULUK YURTTAŞA KALDI
Ayette, devlet yöneticisi de olan Hazreti Muhammed üzerinden “devlet yöneticilerinin devlet malına ihanet etmemesinin, hırsızlık yapmamasının, kendi zimmetlerine geçirmemesinin anlatıldığını” belirten ilahiyatçılar, Diyanet’in ayeti tam vermeyerek “sorumluluğu tüm vatandaşlara yüklediği ve ayeti çarpıttığını vurguluyor. Hazreti Muhammed’e yönelik eleştiri ve iftiraların ardından indiği belirtilen ayetin ilk cümlesinin kesilerek, tüm yurttaşları kapsar hale getirildiği kaydedilirken, “ayette, devlet yöneticilerinin zimmete para geçirmesinin yanlışlığının vurgulandığı, bu haliyle suistimal edildiği” belirtiliyor.
‘İDARECİLERE YÖNELİK ELEŞTİRİ OLABİLİR KORKUSU’
Cumhuriyet’in ulaştığı Prof. Dr. İbrahim Maraş, konuya ilişkin “Bu ayet aslında peygamberimizin o dönemde suçlanması üzerine inmiş bir ayettir. Ayetin tamamının verilmesi gerekir. Olay, vatandaştan ziyade devlet başkanının tavrıyla ilgilidir” ifadelerini kullandı.
(Prof. Dr. İbrahim Maraş)‘VURUCU KISMI SİLİNMİŞ’
Prof. Dr. İsrafil Balcı ise Hazreti Muhammed’in peygamberlik vasfının yanı sıra yönetici konumunun da bulunduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
“Ayet, kamu malına hassasiyete ilişkin düzenleme getiriyor. Kamu malı, İslamın en çok üzerinde durduğu konulardan biri. İdarecilere yönelik bir eleştiri olabilir kaygısıyla, korkusuyla, hassasiyetiyle ilgili kısım hutbeye alınmış, genele hitap edilen bir ayet gibi sunulmuş. Halbuki burada doğrudan idareci sıfatıyla bir uyarı söz konusudur.
Hutbede, bir yandan kamu malı hassasiyetine önem verilirken diğer yandan yer verilen ayetin vurucu kısmı silinmiş. Yanlış yönlendirme, eksik bırakma var. Ayetin tamamını okumak gerekiyor. Bir kısmını alırsanız, ayetin muhtevasını anlamak, yansıtmak mümkün olmaz. Bu anlamıyla çarpıtmadır.”
(Prof. Dr. İsrafil Balcı)