En basit şekilde, küp şeklinde bir kutuyu buzdolabı rafına silindirik bir kutudan çok daha düzenli bir şekilde yerleştirebileceğinizi ve az yer kaplayacağını düşünebilirsiniz. Ama durum bundan ibaret değil.
Teneke kutuların neden silindir şeklinde yapıldığına dair “Alın bu bilgiyle ne yaparsanız yapın.” minvalinde nedenleri öğrenmeye hazırsanız başlayalım.
İlk olarak silindirik kutuların nasıl yapıldığını izleyelim:
Silindir şeklindeki şişeler genellikle daha iyi bir basınç dayanıklılığına sahip.
Şöyle de anlatabiliriz; silindirik form, iç basıncın şişenin her tarafına eşit bir şekilde dağılmasını sağlıyor. Ayrıca küp ya da diğer geometrik şekillerden daha iyi bir yapısal mukavemete sahip. Mukavemet derken neyden bahsettiğimizi de bir örnekle açıklayalım:
Bir malzemenin yük ya da kuvvet altında ne kadar dayanıklı olduğunu ifade eden mukavemet, üzerine etki eden dış kuvvetlere, gerilmelere ya da bozulmalara karşı direnci ifade eder. Mesela bir şişenin mukavemeti, içindeki basınçtan kaynaklı oluşan kuvvetlere dayanabilme yeteneğidir.
Kutular tamamen yuvarlak olsaydı en iyi dağılım sağlanabilirdi ancak tahmin edersiniz ki onları kullanmak da pek fonksiyonel olmazdı. Yuvarlanıp dururdu ya da içmesi zor olurdu.
Üretim ve dağıtım, silindirik şişelerde daha kolay olur.
Depolama olarak düşündüğümüzde kübik şişeler daha mantıklı gibi gelebilir ancak durum tam olarak öyle değil. Silindirik şişeler, depolama ve taşıma sırasında küp olanlara göre daha iyi yığılabilir. Yine de evet, kübi şişeler, raflarımızı düşündüğümüzde depolama açısından daha avantajlı olabilir.
Ek olarak; bir şişe üretim hattı, saatte 60.000-80.000 şişeye kadar ulaşabilir. Yuvarlak ağızlı silindirik şişelerin, yalnızca doldurma vanasına yerleştirilmesi yeterliyken kübik şişelerin tek tek konumlandırılması gerekebilir. Karton ve kare ambalajlar genellikle içerisinde esnek bir torba veya "iç astar" içerir. Bu, sıvının dolumunu zorlaştırmasa da ambalajın daha spesifik bir konumda olmasını gerektirebilir.
Üstelik 1 santim kalınlığında bile olmayan alüminyum formlu silindirik şişeler, şekillerinden dolayı kolay kolay zarar görmezler, en fazla birbirlerine doğru kayarlar. Ancak bu kadar fazla incelikteki küp formlu bir şişenin üretim bandında hareket ederken ya da taşınırken ezilmesi çok daha olası.
Silindirik şişelerde paslanmayı önleyici bir katman bulunuyor.
Meşrubat ya da bira şişelerinin alüminyum yüzünden paslanmasını önlemek için kutularında bir iç koruma katmanı bulunuyor. Bu katman, damgalama aşamasındayken köşelerden hasar alabiliyor. Paslanmış bir bira içmek istemezsiniz herhalde değil mi? (Yukarıdaki Heineken neyse ki cam şişe.)
Kullanıcı deneyimleri de göz ardı edilemez.
Yapay zekâ ile görselleştirildi. .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Silindirik şişeler hem içeceklerin içindeki gazın daha iyi dağılmasına ve içeceğin daha iyi karışmasına olanak tanırken hem de kübik şekillere kıyasla elde daha kolay kavranabilir.
Üstelik küp gibi keskin kenarlı bir kutudan içecek içmeye çalışmak epey zor olurdu. Silindir kutular bu noktada da ağzımızla uyum sağlıyor.
Kaynaklar: Engineer Guy, The Christian Science Monitor, Bright SideOkumaktan keyif alacağınız diğer içeriklerimiz: